Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2018/3452 E. 2021/989 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2018
NUMARASI :…..

KARAR TARİHİ : 27/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının yolcu olarak bulunduğu, davalı nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan aracın 02/02/2012 tarihinde karıştığı trafik kazasında davacının yaralanarak malul kaldığını, maluliyet tazminatı için davalı sigorta şirketine başvuruları sonucu bir miktar ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin davacının zararını karşılamadığını, davacının aciz durumda olmasından dolayı ibraname imzaladığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL maluliyet tazminatının kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesinde davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı belirtilmişse de herhangi bir ödeme yapılmadığını beyan etmiş; 03.08.2018 havale tarihli dilekçesi ile toplam 69.928,62TL tazminatın tazminini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketine kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen zararının öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Poliçesi tarafından karşılanması gerektiğini, davadan önce davacının başvurusu üzerine hasar dosyası açıldığını,ancak herhangi bir ödeme “yapılmadığını, kusur oranlarının tespiti için kusur raporu alınması gerektiğini, davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatı istemine ilişkin olduğu, kazaya karışan aracın davalı nezdinde kaza tarihini de kapsar şekilde ZMMS ile sigortalı olduğu, sigortalı aracın otobüs olduğu, davacının davadan önce davalı sigorta şirketine başvurduğu ancak herhangi bir ödeme yapılmadığı, kaza tespit tutanağında, dava konusu kazanın oluşumunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu bulunduğu, diğer araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kazaya karışan araç sürücüleri hakkında Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın….. sayılı dosyasında başlatılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, Uşak Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü cevabından davacıya dava konusu kaza nedeniyle rücuya tabi bir gelir bağlanmadığının anlaşıldığı, Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen raporda davacının dava konusu kaza nedeniyle vücut genel çalışma gücünden % 26 oranında kaybettiği ve 6 ay süreyle iş göremez halinde kaldığının bildirildiği, aktüer bilirkişi raporunda; davacının maluliyet zararının 46.581,59 TL olarak belirlendiği, davacı vekilinin sunduğu Uşak Devlet Hastanesi’nin maluliyet raporu ile mahkemece Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan maluliyet raporu arasında çelişki bulunması sebebiyle davacının, maluliyet durumunun tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne sevk edildiği,düzenlenen raporda davacının dava konusu kaza nedeniyle vücut genel çalışma gücünden % 36,2 oranında kaybettiğinin belirtildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumundan gelen rapor doğrultusunda, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının hesaplanması için aktüer bilirkişiden alınan raporda davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararının toplam 75797,60 TL olarak tespit edildiği, davacı vekilinin bila tarihli dilekçesi ile talep sonucunu 69.928,62 TL olarak arttırdığı, tüm dosya kapsamına göre, dava konusu kazanın davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusuru ile meydana geldiği, bu kaza nedeniyle davacının % 36,2 oranında malul kaldığı, dava konusu kaza nedeniyle davacının maluliyeti nedeniyle oluşan zarardan davalının KTK hükümleri ile ZMMS poliçesi gereğince sorumlu olduğu, davacının maluliyet zararının 69.928,62 TL olduğu,dava konusu kaza nedeniyle başlatılan ceza soruşturması sırasında alınan tanık ve mağdur beyanlarından dava konusu kazanın şehirler arası taşıma faaliyeti sırasında meydana geldiğinin anlaşıldığı, bu halde her ne kadar sıralı sorumluluk ilkesi gereğince öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortasına başvurulması gerekse de Türkiye Sigorta Birliği’nden gelen yazı cevabından davalı nezdinde sigortalı aracın kaza tarihinde Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortasının bulunmadığı, bu durumda Güvence Hesabına başvuru ihtiyari olduğundan sıralı sorumluluk ilkesi gereği davacının maluliyet zararından ZMMS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olduğu (Yargıtay 17. HD ….. Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.), davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine başvurulmuşsa da başvuru tarihinin dosyaya sunulu belgelerden anlaşılamadığı, davacı adına davalı sigorta şirketine başvuru yapan dava dışı aracılık şirketinin 27/05/2013 tarihli yazısı ile başvurunun reddedildiğini öğrendiği, bu nedenle temerrüdün bu tarihten 8 iş günü sonrası olan 07/06/2013 tarihinden başlayacağı, sigortalı aracın otobüs olması karşısında davacının avans faiz isteminin yerinde olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile 69.928,62 TL maluliyet tazminatının 07/06/2013 temerrüt tarihinden itibarin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın yolcu taşıma işi sırasında meydana geldiğini, davalı sigortacının aracın ZMSS şirketi olduğunu, zararın öncelikle taşıma poliçesinden karşılanması gerektiğini, zararın taşımacılık poliçesi kapsamında bulunduğunu, aracın 18-30 yolcu kapasiteli otobüs tarzı araç olduğunu, kaza tarihini kapsayan geçerli zorunlu taşımacılık poliçesinin tanzim edildiği … Sigorta’nın sorumluluğu bulunduğunu, Karayolu Taşıma Kanununun 2. Maddesinde kanun kapsamının, 17. Maddesinde taşımacıların sorumluluğunun belirlendiğini, 18. Maddesi gereğince taşımacıların bu sorumlulukları için Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğunu, talebin öncelikle ZKTMSS şirketine yöneltilmesi ve bu sigortadan karşılanması gerektiğini, 19 ocak 2004 tarihinde yürürlüğe giren ZKTMSS genel şartları gereğince zararın öncelikle bu sigortadan karşılanması, poliçenin hiç yapılmaması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmesi, süresinin bitmiş olması veya zararın bu sigorta teminatlarının üstünde olması halinde teminat üzerinde kalan kısım için sırasıyla ZMSS ve varsa İMSS na başvurulması gerektiğini, davalı sigorta şirketinin ikinci derecede sorumluluğu bulunduğunu, taşımacılık sigorta poliçesinin teminat limitinin tükenmesi halinde devreye gireceğini, trafik poliçesi ile taşıma poliçesi arasındaki ilişkinin sıralı sorumluluk olduğunu (Yargıtay 11.HD …..K. sayılı 26.03.2013 tarihli ilam), zorunlu poliçelerin yapılmamış olması halinde sigortacılık kanununa göre Güvence hesabına gidilmesi gerektiğini (Yargıtay 17. HD 20.06.2017 tarihli, …….. sayılı ilamları) belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava, davacının yolcu konumunda olduğu davalıya trafik sigortalı araçla taşıma sırasında meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle açılan cismani tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme tarafından, aracın Zorunlu Karayolu Yolcu Taşımacılığı Mali Sorumluluk Sigortası’nın bulunmaması nedeniyle, trafik sigortacısı olan davalının zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlık, taşıma sırasında meydana gelen zararlar yönünden, kazayı yapan aracın zorunlu karayolu yolcu taşımacılığı mali sorumluluk sigortasının bulunmaması halinde, sorumluluğun kimde olduğu hususuna ilişkindir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. maddesinde “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” düzenlemesi yapıldıktan sonra, 18. maddesinde “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” düzenlemesine yer verilmiş ise de, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Yasanın 17. Maddesi ile 4925 Sayılı Yasanın 17, 18 ve 19. Maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. Davaya konu kazayı yapan aracın, kaza tarihi itibariyle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin bulunmadığı, dosya kapsamıyla sabittir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Tazminat Ödemesinde Öncelikli Sigorta” başlığını taşıyan B.8. maddesinde ise; “Meydana gelen zarar, öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur” denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir.
Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi ise; “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabı’na başvurulabilir” düzenlemesini yapmıştır.
İfade olunan düzenlemelere göre; davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası yapılan aracın, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası yaptırma mecburiyeti bulunmasına rağmen bu sigortanın yaptırılmadığı; bu itibarla zarardan, sıralı sorumluluk ilkesi gereği aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumlu olduğu; zorunlu sigortaların yaptırılmamış olması halinde bedensel zararlar için Güvence Hesabı’na başvurmanın ihtiyari olduğu, böylesi durumda Güvence Hesabı’na başvuru mecburiyetinin bulunmadığı gözetildiğinde; Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davalı sigorta şirketi vekilinin bu hususlara ilişkin ve yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş. den alınması gereken 4.776,82 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 1.195,00 TL nispi istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 3.581,82 TL harcın davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı sigorta şirketince yatırılan 100.00 TL gider avansından varsa kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.