Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2018/3365 E. 2021/410 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2018/3365
KARAR NO : 2021/410

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2018
NUMARASI : .

.

.
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/03/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.06.2008 tarihinde davacının yolcu konumunda olduğu araç ile .plakalı trafik sigortası bulunmayan dava dışı …yönetimindeki araç arasında meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını, sigortasız araç sürücüsünün olayda tam kusurlu olduğunu ileri sürerek şimdilik 500,00 TL bakıcı gideri ve 500,00 TL iş gücü kaybı zararının davalıdan tahsilini talep etmiş; 16.02.2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile 57.746.00TL bakıcı gideri,100.000,00TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 157.746,00 TL tazminatın tazminini istemiştir.
Davalı vekili, davacıya ödeme yapılarak davalının ibra edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan iş gücü kaybı zararı ve bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkin olduğu, kazaya neden olan …..lakalı aracın kaza tarihinde geçerli bir trafik sigorta poliçesi bulunmadığı, bu nedenle davalı … aleyhine daha önce yapılan başvuru sonucunda davalı … tarafından davacının %55 maluliyeti dikkate alınarak yapılan hesaplama sonrasında 17.12.2009 tarihinde 42.255,00 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafından davalının kaza nedeniyle uğranılan zarar yönünden ibra edildiği, bu hususun taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2. maddesinde belirli bir tazminat tutarına ilişkin olup yetersiz ya da fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmaların 2 yıl içinde iptal edilebileceğinin düzenlendiği, davacı tarafından davalının 09.12.2009 tarihinde belirli bir tazminat tutarı tahsil edilerek ibra edildiği, yasal düzenleme uyarınca 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ibranamenin iptali ile varsa bakiye alacak yönünden dava açılabileceği halde bu süre geçirilerek 30.04.2015 tarihinde dava açıldığı anlaşılmakla süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava devam ederken davacıya 42.255,00 TL daimi sakatlık tazminatı ödendiğinin iddia edildiğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre davacının,davalı kurumdan 57.746,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100.000,00-TL yaşam boyu bakım ve bakıcı gideri tazminatı alacağı kaldığının tespit edildiğini, bu doğrultuda dosyaya bedel artırım dilekçesi sunulduğunu, ancak yerel mahkemece “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 111/2. Maddesi uyarınca belirli bir tazminat tutarına ilişkin olup yetersiz ya da fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmaların 2 yıl içinde iptal edilebileceği düzenlenmiştir. …süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.” denilmek suretiyle davanın reddine karar verildiğini, Daimi iş gücü kaybı tazminatı ile yaşam boyu bakım giderlerinin farklı tazminat kalemleri olup, yaşam boyu bakıcı giderlerinin sakatlık teminatı kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, Yargıtay 17. Hukuk Dairenin kökleşen içtihatlarının da bu yönde olduğunu, 6098 Sayılı TBK’nun 54.maddesinde tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar, bedensel zararlar kapsamında sayılmış, … Genel Şartlarda da sakatlık nedeniyle ayrı, tedavi giderleri nedeniyle ayrı teminatlar verildiğini, Sakatlık tazminatı hesaplanırken mağdurun meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre elde edeceği gelirdeki azalma hesaplanırken, bakıcı giderlerinin ise, mağdurun bakımı, hastaneye gidip gelmesi, ilaçları, gerektiğinde sürekli yanı başında bulunması gereken hasta bakıcı-yardımcı maaş ve ücretleri olduğunu (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/21804 E. Ve 2017/3624 K. Sayılı yargıtay ilamı), Davalı … tarafından alındığı iddia edilen ibranamenin sadece sürekli sakatlık teminatı açısından bağlayıcılığı bulunduğunu, tedavi giderleri teminatı açısından davacının tazminat talep hakkının devam ettiğini, İmzalandığı iddia edilen ibranamenin tedavi giderleri teminat limitini kapsamadığını, Kaldı ki imzalandığı iddia edilen ibranamede bahsedilen rakam ile davacının zararı arasında fahiş bir farklılık bulunduğunu, Bu sebeple yapıldığı iddia edilen ödeme makbuz hükmünde olup, sürekli iş göremezlik talebinin reddedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, mahkeme kararı hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, 2918 sayılı KTK’nın 111.maddesindeki 2 yıllık sürenin geçmiş olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
2918 Sayılı KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasanın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Dosya incelendiğinde, 27.06.2008 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu dava dışı müteveffa…yönetimindeki araç ile olay tarihinde ZMSS poliçesi bulunmayan dava dışı …yönetimindeki aracın karıştığı kaza sonucu davacı yaralanmış, dosyada mevcut ……… Hastanesince düzenlenen 27.11.2010 tarihli özürlü sağlık kurulu raporunda davacıda konuşma engeli ve sol hemipleji nedeniyle özür durumuna göre %76 oranında tüm vücut fonksiyon kaybı olduğu belirtilmiştir. KTT ve Karabük Ağır Ceza Mahkemesinin ……..Esas….Karar sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda, müteveffa sürücü…’ın olay anında 2.1 promil alkollü ve şerit tecavüzü yapması nedeniyle asli, dava dışı 0.45 promil alkollü ….’in etkin ikazda bulunmaması, aracını şeridinde tutarak, frenle birlikte kontrollü direksiyon manevrası yapmaması nedeniyle tali kusurlu olduğu tespit edilmiş, sanık …hakkında verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir. Davacı tarafça dava dışı … yönetimindeki aracın ZMSS poliçesi bulunmadığından, zararın giderilmesi için davalı … hesabına başvurulmuş, … nezdinde düzenlenen aktüer raporunda davacının %55 oranında malul kaldığı kabul edilerek, dava dışı …’in 2/8 oranında kusuruna göre 42.255,00TL tazminat hesaplanmış, bu tazminat davacı hesabına yatırılmış ve 09.12.2009 tarihli makbuz ve ibraname başlıklı belge tanzim edilmiştir. Noter onaylı İbranamede davacı “42.255,00TL tazminatı Sigortacılık kanunu 14/2-a maddesi gereğince …ndan nakten ve defaten aldığını, iş bu tazminatı almakla kendilerini ve zimmetlerini kesin ve dönüşümsüz ibra ettiğini ve kendilerinden 27.06.2008 tarihli kaza ile ilgili başkaca bir alacağının kalmadığını, bu kaza ile ilgili olarak sorumlulardan tazminat talep hakkını (42.255,00TL’sına kadar) …na devrettiğini” kabul, beyan ve taahhüt ettiğini belirtmiştir. Daha sonra 30.04.2015 tarihinde iş bu davayı açarak davalı … Hesabından sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri talebinde bulunmuştur. Davacının muayenesinden sonra …dahili tıp bilimleri bölümü adli tıp ABD Başkanlığınca düzenlenen 31.07.2017 tarihli rapor ve 16.11.2017 tarihli ek raporda davacının sol hemiparezi ve konuşma bozukluğu nedeniyle vücut genel çalışma gücünden %72 oranında kaybettiği, kaza tarihinden sonra sürekli olarak iş göremezlik halinde kaldığı, devamlı surette bir başkasının bakımına muhtaç olduğu belirlenmiş, 15.02.2018 tarihli aktüer bilirkişi raporunda davalının ödeme yaptığı tarih itibari ile davacı zararının 52.181,86TL olduğu, ödemenin yeterli olmadığı, rapor tarihi itibari ile 122.634,59TL bakiye iş göremezlik zararı bulunduğu, kaza tarihi itibari ile iş göremezlik teminatı 100.000,00 TL olup, davacının poliçe limitinden bakiye 57.746,00TL talep edebileceği, yine davacının bakıcı gideri zararı rapor tarihi itibari ile 251.695,62TL olup, tedavi gideri için azami poliçe teminatı 100.000,00TL olduğundan davalıdan bu meblağın talep edilebileceği belirtilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna göre tazminat talebini artırarak toplam 157.746,00TLnın tazminini istemiştir.
Davacı, …na başvurusu üzerine %55 maluliyet durumu ve 2/8 kusura göre hesaplanan 42.255,00TL tazminatı kabul etmiş ve 09.12.2009 tarihinde davalı … Hesabına ibraname imzalayarak vermiştir. İbranamede, 27.06.2008 tarihinde meydana gelen kaza sonucu malul kaldığını, bununla ilgili olarak 42.255,00TL tazminatı …ndan aldığını, bu tazminatı almakla …nı ibra ettiğini, kaza ile ilgili başkaca bir alacağının kalmadığını belirtmiştir. Kaldı ki davacı ……. Hastanesince düzenlenen 27.11.2010 tarihli özürlü sağlık kurulu raporu ile dahi maluliyetinin %76 oranında olduğunu öğrenmiştir. İş bu dosya kapsamında alınan maluliyete ilişkin raporda aynı sekeller nedeniyle gelişen durumdan söz edilmeksizin davacının kaza tarihinden sonra %72 oranında sürekli işgöremezlik halinde kaldığı ve devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olduğu belirtilmiştir. Görüldüğü üzere özürlü sağlık kurulu raporunda aynı arazlar sebebiyle daha fazla maluliyet oranı belirlenmiş, davacı özürlü sağlık kurulu raporu ile maluliyetinin, davalı … tarafından tazminat ödemesine konu edilen %55 oranından daha fazla olduğunu bilmesine rağmen ibranameden itibaren 2 yıl içinde dava açmamıştır. Bu nedenle bakiye sürekli iş göremezlik tazminatını talep edemeyeceği anlaşıldığı gibi, ibranamede açıkça davaya konu kaza ile ilgili başkaca bir alacağının kalmadığını belirtmesi nedeniyle artık bakıcı gideri tazminatını da talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır. Kabule göre de, her ne kadar ödeme tarihi itibari ile davacının tüm zararı karşılanmamış ise de, yapılan ödeme ile bilirkişi raporunda tespit edilen ödenmesi gereken tazminat arasında fahiş bir fark bulunmamaktadır. Farklı maluliyet oranlarının kabulüne göre tazminat hesaplandığından, doğal olarak tazminat miktarları arasında farklılık oluşmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesinde, bu kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebileceği düzenlenmiş olup, maddede yer alan iki yıllık süre hak düşürücü niteliktedir.Bu durumda davacıya ödemenin yapıldığı 09.12.2009 tarihinden, işbu davanın açıldığı 30.04.2015 tarihi itibariyle iki yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davacıya kaza nedeniyle uğradığı maluliyeti nedeniyle ibraname karşılığı yapılan ödemenin yetersiz olduğundan bahisle davacı tarafça ibraname tarihinden itibaren iki yıllık süre içinde itiraz edilerek iptalinin istenmediği, davacının 42.255,00TL’lik ödemeye süresinde itiraz etmediği, dava tarihi itibariyle iki yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği anlaşılmakla davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talebinde bulunan davacıdan alınması gereken 59.30TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35.90TL harcın mahsubu ile bakiye 23.40TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRESİ İÇİNDE TEMYİZİ KABİL olmak üzere 04.03.2021 tarihinde Hakim Üye …’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Katip …

AZLIK OYU

Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maluliyeti ve bakıcı gideri istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesi ile 500,00 TL bakıcı gideri ve 500,00 TL maluliyet zararının davalıdan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesi ile 57.746.00TL bakıcı gideri,100.000,00TL sürekli iş göremezlik tazminatı olarak dava değerini belirlemiştir.
Dava konusu kaza 27.06.2008 tarihinde meydana gelmiş kaza sonucu yaralanan davacı dava açılmadan önce zararın giderilmesi için davalı … Hesabına başvuru yapmış, … tarafından hasar dosyası açılarak 22.09.2009 tarihli aktüer raporu alınmış, davacının %55 oranında maluliyetinin bulunduğu kabul edilerek, sürücü …’in 2/8 oranında kusuruna göre 42.255,00 TL tazminat hesaplanmış, bu tazminat davacı hesabına yatırılmış ve 09.12.2009 tarihli makbuz ve ibraname başlıklı belge tanzim edilmiştir.
Dosyada mevcut ibraname ve belgelere göre davacı tarafından dava açılmadan önce …’na yapılan başvuru üzerine davacıya iş göremezlik tazminatının ödenmesi sebebi ile Makbuz ve İbraname başlıklı belge düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 132. Maddesinde ibra “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.” düzenlemesi yapılmış, ibranın şekle bağlı olmayan bir sözleşme olduğu ve ibranın borç ilişkisini değil müstakil bir borcu sona erdirdiği kabul edilmiştir. Aynı şekilde Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin kararlarında da ibranamenin tüm borca yönelik olmadığı sadece ödeme yapılan zarar kalemine ilişkin olduğu kabul edilmektedir. Yargıtay 17 HD 2019/2327 E-2020/3156 K. 2016/15761 E-2018/388K. sayılı ilamları
Davalı … kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi bulunmaması nedeniyle olay tarihinde geçerli olan zorunlu mali sorumluluk sigortası limit ve teminatları ile sorumludur. Dava konusu 27.06.2008 olay tarihinde Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan Asgari Sigorta Teminatlarına İlişkin Tarife Ve Talimatta zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçelerinde kişi başına sakatlık ve tedavi gideri ayrı ayrı teminat alınmış ve limitleri ayrı ayrı belirlenmiştir.
Dosya kapsamında bulunan ibranamede ödemenin hangi zarar kalemine ilişkin olduğu belirtilmemiş ise de davalı … tarafından alınan aktüerya raporu ve ödemeler maluliyet tazminatına ilişkindir. Davacı tarafından bu davada maluliyet tazminatı ile birlikte poliçede yazılı tedavi gideri teminatı kapsamında olan bakıcı gideri talep edilmekte olup, kaza tarihinde yürürlükte bulunan genel şartlara göre ibra edilen teminat klozu ile eldeki bu davada talep edilen teminat klozu farklıdır. Farklı teminat klozu için düzenlenmiş ibranamenin bu davayı etkilemesi düşünülemez.
Tüm bu nedenlerle davacının 09.12.2009 tarihli ibranamenin maluliyet tazminatına ilişkin olduğu, ibranamenin konusu olmayan ve tedavi gideri teminatı kapsamında olan bakıcı gideri yönünden davacının zamanaşımı süresi içerisinde talepte bulunabileceği, 2918 sayılı KTK.nın 111. Maddesinin bakıcı gideri talebi yönünden uygulanamayacağı gözetilerek davalının bakıcı gideri zararından sorumlu tutulması gerektiği düşüncesi ile çoğunluk görüşüne katılmıyorum.


Üye …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.