Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2018/2690 E. 2021/739 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2018
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla duruşmalı yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 05/09/2015 tarihinde, müvekkillerinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, aynı yönde seyretmekte olan çekicinin arkasındaki yarı römorka çarpması neticesinde meydana gelen kazada yaralandıklarını ve maluliyetlerinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalanan aracın kusurlu olması nedeniyle davalının müvekkillerinin zararlarından sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak her bir müvekkili için ayrı ayrı 1000,00 TL maddi tazminatın avans faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.

Davacı vekili, 03/04/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile müvekkili … yönünden 10.555,22 TL geçici iş göremezlik, 103.884,29 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere 114.439,51 TL, müvekkili… için 10.555,22 TL geçici göremezlik, 76.171,56 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olarak davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde; bahsi geçen aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu ve sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyetini kanıtlaması gerektiğini, davacının dava öncesi müvekkiline müracaat etmediğinden müvekkilinden faiz talebinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle iş göremezlik tazminatı talebi olduğu, davacıların meydana gelen kaza nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı talep ettiği, kusur durumunun belirlenmesi açısından alınan bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün asli ve %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …… alınan maluliyet raporuna göre trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle vücut çalışma gücünü %19 oranında kaybettiği ve 9 ay iş göremez kaldığının tespit ediliğini,…. alınan maluliyet raporuna göre trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle vücut çalışma gücünü %8,1 oranında kaybettiği ve 9 ay iş göremez kaldığının tespit ediliğini, aktüer bilirkişiden alınan kök rapor sonrasında alınan 09/03/2018 tarihli ek rapora göre davacı …’nın daimi iş göremezlik zararının 103.884,39 TL, geçici iş görmezlik zararının 10.555,52 TL olarak, davacı… daimi iş göremezlik zararının 76.171,56 TL, geçici iş görmezlik zararının 10.555,22 TL olarak hesap edildiği, alınan raporların dosya kapsamına uygun ve karar vermeye elverişli olduğu, davacıların zararlarının sigorta teminatı kapsamında kalması nedeniyle davalının talep edilen tazminattan sorumlu olduğu gerekçesi ile; davacı … için toplam 86.726,36 TL iş göremezlik tazminatının, davalı … için toplam 114.439,51 TL iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; meydana gelen kazada yaralanan davacı …’nın ev hanımı olduğu, davacı …’ün ise kaza tarihinde 14 yaşında olduğu, 14 yaşındaki davacı lehine geçici iş görmezlik tazminatı takdir edilmesinin uygun olmadığı gibi, çalışmayan kişi lehine geçici iş görmezlik tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğu, ayrıca davacıların araçta emniyet kemeri takılı olmaksızın seyretmesi nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmamasının da dosya kapsamına uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılarak düzeltilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Olay tarihinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün dikkatsizliği neticesinde ön ilerisinde seyreden araca çarpması neticesinde meydana gelen kazada davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup taraflar arasında meydana gelen kazaya ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı tarafından kazanın meydana gelmesinde davacıların emniyet kemeri takmadığından bahisle müterafik kusuru olduğu iddia edilmiş ise de, davacıların emniyet kemerinin olmadığına ilişkin tespitin olmamasına, davacıların kazanın meydana gelmesinde müterafik kusurunun kanıtlanamamış olmasına göre davalının müterafik kusura ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalının mahkemece belirlenen manevi tazminata ilişkin istinaf sebeplerine gelince; haksız fiil neticesinde cismani olarak zarar gören TBK’nın 54. Maddesi kapsamında zararlarını talep edebilir. Geçici iş göremezlik zararları da bu kapsamda ise talep edilebilecek zararlardan ise de, geçici iş göremezlik zararının doğacağının karine olarak kabul ediliği durumlar haricinde, davacı geçici iş göremezlik zararını kanıtlamakla yükümlüdür. Geçici iş göremezlik zararı kanıtlanamayan durumlarda kazanın meydana gelmesinde sürekli maluliyetinin varlığı halinde, kaza tarihinden itibaren maluliyet oranına göre sürekli iş göremezlik tazminatı hesap edilerek zarar tespit edilmelidir. Bunların yanı sıra, zarar görenin gerçek zararının belirlenmesinde nazara alınacak gelir miktarında Asgari Geçim İndiriminin uygulanıp uygulanmayacağı, zarar görenin sosyal ekonomik durumu çerçevesinde değerlendirilmeli, ayrıca TBK’nın 55. maddesi gereğince tazminat miktarının belirlenmesinde indirilmesi gereken rücuya tabi gelir veya ödeme ile ifa amacı ile yapılan ödemenin bulunması halinde tazminat miktarından indirilmelidir.
Bu kapsamda geçici iş göremezlik zararının; kazanç getiren bir işte çalışması yahut çalışma imkanı bulunmakla beraber, yaralanması nedeniyle iyileşme süresi içerisinde çalışamaması nedeniyle uğranılan zararlara karşı talep edilebileceği Yargıtay içtihatlarında kabul edilmiştir. Bu nedenle kaza tarihinde çocuk yaşta bulunan ve fiili çalışması bulunmayan küçüklerin, geçici iş görmezlik zararı oluşmayacağından talep edilemez. Nitekim Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin….K. sayılı kararlarında “Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54’te özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı çocuğun kaza tarihindeki yaşı itibariyle, kazanç getiren herhangi bir işte çalışması söz konusu olamayacağına ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğine göre; davacı çocuk için hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmemesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.” denilerek, çalışma yaşında olmayan ve fiilen de çalışması olmayan küçükler için geçici iş göremezlik zararının oluşmayacağı kabul edilmiştir.
Somut olayda davacı … kaza tarihinde 14 yaşında öğrenci olup, mahrum kalınan bir kazacının da olmamasına göre alınan bilirkişi raporunda davalı … yönünden bu hususta değerlendirme yapılmaksızın hesaplama yapılmış olması nedeniyle hüküm esas alınan rapor karar vermeye elverişli olmadığı gibi, davalı …’ün çalışma çağından önceki dönem itibariyle sürekli iş görmezlik tazminatının hesaplanmasında …’li asgari ücreti uygulanması, davacı … yönünden ise SGK tarafından yapılan geçici iş görmezlik ödemelerinin nazara alınmaması nedeniyle alınan rapor karar vermeye elverişli görülmediğinden, duruşmalı yapılan istinaf incelemesinde, davalının istinaf talepleri doğrultusundan rapor alınması gerekmiştir.
Bu çerçevede dairemizce bilirkişiden yeniden rapor alınmış, dairemizce alınan raporun yeterli olmaması üzerine alınan 01/03/2016 tarihli ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda, davacı …’nın meydana gelen trafik kazası nedeniyle 9 aylık geçici iş göremezlik zararının 10.546,17 TL olduğu, %19 maluliyet oranına göre sürekli iş göremezlik zararının 103.902,35 TL olduğu, SGK tarafından davacı …’a 23.807,09 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapılmış olması nedeniyle geçici iş göremezlik zararının kalmadığı, davacı …’ün ise kaza tarihinde 14 yaşında olması nedeniyle geçici iş görmezlik zararı hesaplanmadığı, kaza tarihinden itibaren yapılan sürekli iş göremezlik tazminatının ise, davacının orta öğretimde okuması ve çalışma hayatına 20 yaşında geçebileceği değerlendirilerek hesaplama yapıldığı, 20 yaşına kadar olan dönemdeki sürekli iş göremezlik zararının ve pasif dönem zararının …’siz asgari ücret üzerinden, aktif dönem zararlarının ise …’li asgari ücret nazara alınarak hesaplandığında davacı …’ün sürekli iş görmezlik zararının 75.104,85 TL olduğu belirtilmiş, alınan rapora taraflarca itiraz edilmemiş olması, SGK tarafından yapılan ödemenin mahsubunun dairemizce değerlendirilebilecek mahiyette olmasına göre alınan rapor karar vermeye yeterli ve elverişli görülmüştür.
Dairemizce yapılan yargılama neticesinde, davalı vekilinin hesap edilen tazminat miktarına ilişkin istinaf sebeplerinin ve davacı … lehine hükmedilen geçici iş görmezlik tazminatına ilişkin istinaf sebeplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararın kaldırılmasına, davanın esası hakkında yeniden karar vermek gerekmiştir.
Buna göre, meydana gelen kaza tarihinde davacı … 14 yaşında olup, meydana gelen kaza nedeniyle ancak daimi maluliyeti nedeniyle zararlarını talep edebileceğinden, davacının geçici maluliyeti nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde davacının ev hanımı kabul edilmesi gerekiğini iddia etmiş ise de, davacının çalışma yaşına henüz gelmemesine göre davacının ileride ev hanımı olacağının kabulü çerçevesinde değerlendirme yapılması mümkün olmadığından, davacı …’ün çalışma yaşına kadar olan iş göremezlik zararının …’siz asgari ücret üzerinden, çalışma hayatının başlayacağı dönemeden itibaren aktif çalışma süresinin …’li asgari ücrete göre hesaplandığı dairemizce alınan bilirkişi raporu karar veremeye uygun olduğundan ve taraflarca da süresi içerisinde itiraz edilmediğinden, davacı …’ün davasının alınan rapor doğrultusundan kısmen kabulü ile 75.104,85 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalından tahsili ile davacı …’e verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı …’nın talebi yönünden ise, her ne kadar davalı tarafından davacının ev hanımı olduğu iddia edilerek tazminatın uygun olmadığı iddia edilmiş ise de, zarar görenin ev hanımı olması halinde dahi geçici iş göremezlik zararı oluşabileceğinden bu nedenle itirazı yerinde olmaması yanı sıra dosyaya kazandırılan SGK kayıtlarına göre de davacı …’nın kazadan önce SGK’lı olarak çalıştığının anlaşılmasına göre de buna ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Ancak kaza nedeni ile davacıya SGK tarafından 23.807,09 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır. TBK’nın 55. maddesi gereğince zarar görene ifa amacıyla yapılan ödemelerin zarardan mahsubu gerekir. Dairemizce alınan rapora göre ise davacı …’nın geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı 114.448,52 TL olarak hesaplandığından, hesaplanan tazminat miktarından SGK tarafından yapılan 23.807,09 TL mahsup edildiğinde davacının talep edebileceği tazminat miktarı 90.641,43 TL olarak belirlendiğinden, hesap edilen miktar üzerinden davacı …’nın talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/06/2018 tarih ve …. karar sayılı kararının HMK’nın 356/2. Maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davanın KISMEN KABÜLÜ İLE,
Davacı… için 75.104,85 TL, davacı … için 90.641,43 TL. iş göremezlik tazminatının dava tarihi olan 17/12/2015 den itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 11.322,13 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL peşin harcın, 75,00 TL ıslah harcının ve 606,85 TL tamamlama harcının mahsubu ile 10.612,58 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

3-Karar ve ilam harcından mahsup edilen ve davacılar tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harcın, 75,00 TL ıslah harcının ve 606,85 TL tamamlama harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Karar tarihindeki …. Hesaplanan ve takdir olunan 10.563,63 TL nisbi vekalet ücreti ve … için hesaplanan ve takdir olunan 12.560,94 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1 maddesi gereğince 4.080,00 TL.’nin davacı …’dan alınarak, 4080,80 TL’nin ise…’dan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan toplam 874,40 TL (Bilirkişi Ücreti: 550,00 TL ve Tebligat, Müzekkere, başvuru harcı vs giderler: 296,70 TL) yargılama giderinin davada ret ve kabul oranına göre 720,44 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
ll-Davalı tarafça yatırılan 35,90-TL ve 3.435,42 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafça yapılan 98,10 TL istinaf başvurma harcı, 25,73 TL dosya gönderme gideri olmak üzere toplam 123,83 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
lV-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından ve davalı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, istinaf talebinin kabul edilmiş olmasına göre karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin İkinci Kısım-İkinci Bölüm 17/b.maddesi gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
V-İlk dere mahkemesi kaldırılarak yeniden yapılan yargılama sırasından davanın ispatına yönelik yapılan ve davalı tarafından karşılanan 500,00 TL bilirkişi ücreti, 33,00 TL tebligat gideri olmak üzere 533,00 TL’nin davadaki ret kabul oranına göre 93,85 TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
VI-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VlII-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dair, davacılar vekili Av. … …’in yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/04/2021

*Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.