Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2018/2370 E. 2021/1244 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 26. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2018
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 29/04/2015 tarihinde davacıların destekleri olan …’in eşi, …’nın babası olan … … ile …’in oğlu ve …’nın kardeşi olan … …’nin içerisinde bulunduğu, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı olan….. plakalı çekici ve … plaka sayılı tır ile … plakalı kamyonun çarpışmasıyla davacıların desteklerinin vefat ettiğini; destek … …’nin, emekli maaşı ile birlikte, “…” işyerini işlettiğini ve ayrıca kendisine ait … plakalı kamyon, … plakalı çekici tır ve … plakalı dorse araçları ile şehirler arası nakliyecilik yaparak geçimini sağladığını; … …’nin ise tır şoförlüğü yaptığını, müvekkillerinin destek zararlarından davalının sorumlu olduğunu belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; … …’nin vefatı sebebiyle; eşi … için 500,00 TL ve kızı … için 500,00 TL, … …’nin vefatı sebebiyle; anne … için 500,00 TL ve ablası … için 500,00 TL, olmak üzere; toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 29/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 27/09/2017 tarihli oturumda, öncesinde verdiği bedel artırım dilekçesini açıklayarak; destek …’nin vefatı sebebiyle annesi … için 289.499,00 TL ve kızı … için 501,00 TL; Destek …’ın vefatı sebebiyle annesi … için 69.499,00 TL ve kardeşi … için 501,00 TL talep ettiklerini beyan etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili tarafından ZMMS poliçesiyle sigortalı olduğunu, trafik sigortası genel şartları uyarınca taleplerin teminat dışı olduğunu, taşımanın hatır için olup olmadığının araştırılmasını, davacı … …’nin taleplerinin kabul edilemeyeceğini, kız çocuklarının destek süresinin kırsalda 18 ve şehirde 22 yaşına kadar olacağını, bilirkişi raporu alınmasını; faiz isteminin yerinde olmadığını, müterafik kusur indirimi yapılmasını ve davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, zorunlu mali sorumluluk poliçesi kapsamında destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile teminat altına alınan sürücüsü tespit olunamayan … plakalı çekici-… plakalı tır ile dava dışı sürücü…yönetimindeki … plakalı kamyonun çarpışması sonucu, davacı …’in eşi, davacı …’nın babası olan … … ile davacı … oğlu, davacı …’nın ise kardeşi olan … …’nin vefat ettiği, ceza dosyasında Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporuna göre, sürücüsü tespit edilemeyen sigortalı aracın, önünde seyreden araca çarpması ile meydana gelen kazada, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun anlaşıldığı, adlî tıp raporunda, tır içerisinde tamamen yanmış olarak çıkarılan cesetlerin her ikisinin de sürücü koltuğunda olmaması sebebiyle sürücünün hangisi olduğunun tespit edilemediği, kaza tarihi itibariyle, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe tanzim tarihindeki genel şartlara ve kaza tarihindeki kanun hükümleri ile Yargıtay içtihatlarına göre belirlenmesi gerektiği, kaza tarihinin 01/06/2015 tarihinden önce olmasına göre, araç sürücüsü tespit edilememiş ise de, vefat edenlerin desteğinden mahrum kalanların zararlarının Yargıtay emsal içtihatları çerçevesinde ZMMS kapsamında olduğu, davalı …, babasından ve kardeşinden destek tazminatı talep etmiş ise de, davacı …’nın yaşı itibariyle babasının ve kardeşinin desteğinden mahrum kaldığını kanıtlayamadığı, davacı …’in ise vefat edenler eşi ve oğlu’nun desteğinden mahrum kaldığından destek tazminatı talep edebileceği, mahkemece, alınan kök raporda vefat eden …’ın gelirinin asgari ücret kadar olmasına göre asgari ücret üzerinden, vefat eden …’nin ise … gelen yazı cevabına göre aylık 5000,00 TL seviyesinde olabileceğinin, buna göre aktif dönem gelirinin asgari ücretin 5,26 katı olabileceği kabul edilerek yapılan hesaplamada, davacı … destek zararının … …’nin vefatı sebebiyle, 404.699,98 TL; destek … …’nin vefatı sebebiyle, 41.754,57 TL olarak hesaplanmış ise de, destek …’nin gelirinin emsal gelire göre değil, ticari işletmesinin elde ettiği gelir çerçevesinde belirlenmesi gerektiği, mali müşavirden vefat edene ait işletme kayıtları üzerinden yapılan inceleme neticesinde kazadan önce kaza tarihindeki gelirinin asgari ücretin de altında olduğunu, bilirkişilerden bu çerçevede alınan 10/02/2018 tarihli ek raporda ise vefat edenlerin gelirinin asgari ücret seviyesinde olması halinde, davacı … …’nin … …’nin vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatının 85.900,90 TL ve … …’nin vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatının 49.096,18 TL olduğunun tespit ediliği, alınan raporun karar vermeye elverişli olduğu gerekçesi ile; davacı … … yönünden açılan davada; davanın, ıslah da dikkate alınarak kısmen kabulü ile; destek olan eş … …’nin ölümü nedeniyle 85.900,90 TL, destek olan oğlu … …’nin ölümü nedeniyle 49.096,18 TL, Destekten yoksun kalma tazminatının 30/12/2015 dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı … … yönünden açılan davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece hükme esas alınan raporda, destek … …’nin gelirinin uygun belirlenmediğini, …’nın yanıtına göre yaş meyve ve sebze esnafının 2015 yılının ortalama aylık gelirinin 5.000,00 TL olduğunun belirtildiğini vefat edenin de bu işler ile iştigal ettiğinin mevcut ticari defter ve kayıtları ile ispat edildiğini, buna göre alınan kök aktüer raporda müvekkili … destek zararının 404.699,98 TL olarak hesap edildiği, sonrasında mali müşavir ile ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonrasında bilirkişilerden alınan ek raporda, ölenin aylık gelirinin asgari ücretin de altında olduğunun, ancak desteğin emekli aylığı dışında yaş meyve ve sebze komisyonluğu ve nakliyecilik yaparak ek gelir elde etmesi nedeniyle, emekli aylığı dışındaki gelirinin nazara alınacağının, buna göre … tarafından gönderilen yazı cevabına göre asgari ücretin 5.26 katı gelir elde edeceğinin kabulünün uygun olduğunun rapor edildiğini, bu çerçevede hazırlanan raporlara yapılan itiraz sonrasında, mahkemece her iki desteğin de asgari ücret kadar gelir elde edebileceğine dair 10/02/2018 tarihli raporda; davacı …’in eşinin vefatı nedeniyle destek zararının 85.900,90 TL, oğlunun vefatı nedeniyle destek zararının 49.096,18 TL olacağının hesaplanması üzerine ve bu rapora göre mahkemece karar verildiğini, 10/05/2017 tarihi kök raporun, müvekkili … için uygun olduğunu, hükme esas alınan raporun ise dosya kapsamına uygun olmadığını, …’nın cevabına göre desteğin ortalama gelirinin aylık 2015 yılı itibariyle 5.000,00 TL civarında olduğu ve gelen yazı cevabının desteğin gelir durumuna uygun olduğunu, desteğin … ve şehirlerarası nakliyecilik olmak üzere iki ayrı işte uğraşarak ailesinin geçimini sağladığını, bu gelirlerin toplanarak tazminat hesabı yapılması gerektiğini, desteğin bu işler ile uğraştığını kanıtladıklarını, şoförler odasına yazılan yazıya verilen cevapta da tır şoförünün aylık gelirinin net 3000,00 TL olarak bildirildiğini, gelirinin asgari ücret seviyesinde alınmasının dosya kapsamına uygun olmadığını, diğer davacının ise 39 yaşında olup ev hanımı olduğunu, dinlenen tanık beyanlarına göre vefat edenlerin desteğinden mahrum kaldığının ispatlandığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kaza neticesinde sigortalı aracın sürücüsü ve işleteninin vefat ettiğini, sürücü ve işletenin vefatı nedeniyle oluşan zararların sigorta teminatı kapsamında kalmadığını, desteğin kendi kusuru ile vefat etmesi halinde oluşacak zararlardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, Yargıtay HGK’nın da bu konuda çok sayıda emsal kararının olduğunu, müvekkilinin ancak işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği zararlar nedeniyle, zarar görene karşı sorumlu olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle ZMMS kapsamında sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Mahkeme, davacı …’nın davasını ret, davacı …’in davasını ise kısmen kabul etmiş, hüküm davalı sigorta şirketi ve davacılar tarafından istinaf edilmiştir.
29/04/2015 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı, sürücüsü tespit edilemeyen çekici ve dorsesinin önündeki araca çarpması neticesinde meydana gelen kazada araç işleteni de olan … … ve oğlu … …’nin vefat ettiği, destek talebinde bulunan … …’nin …’nin eşi, …’ın annesi; davacı … … ise, …’nin kızı, …’ın kardeşi olduğu anlaşılmaktadır.
1-Davalı vekilinin istinaf talebi yönünden; Sigortanın sorumluğunun belirlenmesinde poliçe tarihindeki genel şartlar ve sorumluluğu ilişkin kanun hükümleri nazara alınır. Meydana gelen trafik kazası 29/04/2015 tarihinde meydana gelmiş, gerek kaza tarihinde gerekse de, poliçe tanzim tarihinde 2918 Sayılı Yasanın 92 maddesinde, işletenin ve sürücünün kendi kusurundan kaynaklanan nedenler ile desteğinden mahrum kalan 3. Kişinin zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmadığına ilişkin düzenleme olmadığı gibi, Genel Şartlarda buna ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
Açık düzenleme olmaması nedeniyle, Yargıtay HGK kararları ile benimsenen “destekten yoksun kalan üçüncü kişi” kavramı ve buna dayalı olarak talep edilebilecek zararın niteliği 18/11/2015 tarihli,…..sayılı kararında ; “Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdikleri zarar; işletenin ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte işleten üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Böyle bir zararın işletenin kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi, doğrudan işletenin zararıyla bağlı ve onunla sınırlı bir zarar da değildir. İşletenin ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlar üzerinde oluşmuştur. Buradaki zarar, mirasçıların salt bu sıfatla devraldıkları murislerinin uğradığı ve ondan intikal eden bir zarar da değildir …” şeklinde belirtilmiştir.
Bu zararı kimin kimden talep edebileceği ise; “…işleten murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır…” şeklinde açıklanmıştır.
Yani işletenin, karıştığı bir trafik kazası sonucu ölümü halinde, işletenin, desteğinden mahrum kalanlar tarafından “zarar gören üçüncü kişi” sıfatı ile işletenin aracının zorunlu mali mesuliyet sigortasına karşı dava açma hakkı olduğu kabul edilmiştir. Buna göre ilk derece mahkemesi tarafından, işletenin zararlarının sigorta teminatı kapsamında olduğunun kabul edilmesi, sigortalının sorumluluğuna ilişkin gerek poliçe tarihi gerekse de kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan kanun ve genel şartlar ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından benimsenen sorumluluk ilkelerine uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davacı … … hakkındaki ret kararına yönelik davacılar vekilinin istinaf talebi yönünden ise; Davacı vekili müvekkilinin bekar ve ev hanımı olduğundan bahisle müvekkilinin ölenlerin desteğinden mahrum kaldığını iddia etmiş ise de, kişinin bekar olması ve ev hanımı olması destek tazminatı talebi için yeterli değildir. Davacı tarafından fiilen, vefat edenlerin desteğinden mahrum kaldığının da kanıtlanması gerekir, davacı vefat eden kardeşinin ve babasının desteğine muhtaç olduğunu kantlayamamış olduğundan, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine davacı … … vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
3-Davacı … … hakkında verilen karara yönelik, davacı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde;
Haksız fiil sonucu, meydana gelen vefat nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat talebinin bulunması halinde zararın kapsamının ve tazminatın miktarının doğru biçimde belirlenmesi açısından, zarar görenin kaza anındaki gerçek gelir durumunun doğru biçimde saptanması büyük önem taşımaktadır.
Davacı vekili, müvekkilinin yaş sebze ve mevye komisyonculuğu ve ayrıca şehirlerarası nakliyecilik yaptığını ileri sürerek desteğin gelirinin… tarafından bildirilen, 2015 yılı aylık ortalama kazancının 5.000,00 TL olarak kabul edilerek, aktif dönem zararının asgari ücretin 5,26 katı üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
Kural olarak davacının, gerçek gelirinin mevcut olduğu durumda, emsale göre gelir belirlenmez. Davacı gerçek gelirini ispatlamakla yükümlüdür.
Ticaret ile iştigal yönünden ise; vergi mükellefi olarak işyeri işleten desteğin gelirinin saptanması için; ilgili…’ne ve …’ya müzekkere yazılıp vergi kayıtları ve … kayıtlarının getirtilmesi, bu belgeler ile desteğin işlettiği işletmeye ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde, desteğin gelirinin belirlenmesi konusunda mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılması, desteğin kaza tarihine yakın zaman diliminde, kazancı tutarı ve kazancın elde edilmesinde şahsi katkısı da değerlendirilerek belirlenmelidir.
İncelenen defter ve kayıtlara göre, gelirinin hayatın olağan akışına uymayacak derece düşük olması halinde, yapılan iş çerçevesinde desteğin kişisel yetenek ve emeği ile gelire sağladığı katkısı tespit edilerek, desteğin net biçimde saptanan geliri üzerinden hesap yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin…Karar sayılı emsal kararı)
İlk derece mahkemesi tarafından, kaza tarihinde 65 yaşında olan murisin, … ve şehirlerarası nakliyeclik yaptığının ispatlanması üzerine, meydana gelen kazada vefat etmeseydi, makul bir süre daha aktif çalışma hayatını devam edeceği kabul edilerek, desteğin ticari faaliyeti çerçevesinde geliri mali müşavir bilirkişiden alınan rapor ile değerlendirilmiş, destek …’nin gerçek gelirinin ticari defter ve kaytlarına göre asgari ücretin altında olduğundan bahisle, aktif dönem süresince gelirinin asgari ücret kadar olacağı kabul edilerek yapılan hesaplama çerçevesinde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Vefat eden, kaza tarihinde 65 yaşında olmakla birlikte, çocuğu ile birlikte … yanı sıra şehirlerarası nakliye işi ile uğraştığı anlaşılmaktadır. Nitekim meydana gelen kaza da, yaptıkları nakliye işi sırasında meydan gelmiş ve oğlu ile birlikte vefat etmiştir.
Davacı vekili tarafından, desteğin kaza tarihinde… tarafından bildirilen yazı cevabına göre asgari ücretin 5,26 katı gelir elde ettiği iddia edilmiş ise de, desteğe ait ticari işletmeye ait defterler, vergi kayıtları asgari ücretin 5,26 katı gelir elde ettiğini kanıtlayamadığından, davacı vekilinin desteğin aktif dönem çalışmasının asgari ücretin 5,26 katı üzerinden hesaplanması talebi yerinde değil ise de, desteğin “…” yanı sıra “Şehirlerarası Nakliyecilikte” yapmasına göre, yapılan iş çerçevesinde desteğin kişisel yetenek ve emeği ile gelire sağladığı katkısı tespit edilmeden, ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre gelirinin asgari ücret kadar olacağının kabul edilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.
Bu nedenle mahkemece alınan aktüer hesap raporu karar vermeye yeterli görülmemiştir.
Bu kapsamda Dairemizce yapılan yargılamada, aktüer bilirkişinden, yapılan iş çerçevesinde desteğin kişisel yetenek ve emeği ile gelire sağladığı katkının değerlendirildiği rapor alınmış, bilirkişi 21/09/2020 tarihli raporunda, desteğin katkısının … çerçevesinde “…” için asgari ücretin 2,266 katı, “Nakliyecilik” için 2,266 katı olacağı desteğin her iki işle de iştigal etmesi nedeniyle asgari ücretin 4,532 katı olacağı kabul edilerek aktif dönem zararı hesap edilerek, davacı …’in destek zararının 228,200,32 TL olduğu hesap edilmiştir. Rapora, davalı tarafından itiraz edildiği gibi, davacının 65 yaşında olması, her iki işte aynı düzeyde katkısının olmayacak olması, desteğin, çocuklarıyla birlikte ticaret ile iştigal ederek işleri yürütmesi, ticari defter ve kayıtlar ile belirlenen gelir durumu nazara alındığında, desteğin gelirin elde edilmesinde şahsi katsının uygun belirlenmemiş olması, ayrıca Dairemizce yapılan yargılama ile ilk derece mahkemesi kararının denetlenmesi nedeniyle, istinaf sebeplerindeki haklılık durumunun ilk derece mahkemesindeki rapor tarihine göre belirlenmesi gerektiğinden bu tarihe göre hesaplama yapılması, bunun yanı sıra Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin… K. Sayılı ilamı ile içtihat değişikliğine giderek, gerçek zararın belirlenmesinde TRH2010 Yaşam Tablosunun nazara alınması ve hesaplamanın da “Progresif Rant Yöntemi” uygulanarak belirlenmesi gerektiğinin kabul edilmesi üzerine bilirkişiden 05/06/2021 tarihli ek rapor alınmış, bilirkişi ek raporunda, desteğin aktif dönem çalışma süresi içerisinde, yapılan iş çerçevesinde desteğin kişisel yetenek ve emeği ile gelire sağladığı katkısının asgari ücretin 2,266 katı kadar olduğu, TRH2010 Yaşam Tablosuna göre desteğin kendi yaşam süresi sonunda kadar davacı …’e destek olacağı, progresif rant yöntemi uygulanarak yapılan hesaplamaya göre ise davacı …’in destek zararın 157.869,73 TL olacağı mütala edilmiştir. Taraflarca ek rapora itiraz edilmiş ise de, desteğin yaşı, ticari defter ve kayıtları, yapılan ticari faaliyetlere aynı ölçüde katkı sağlayamacak olması karşısında, desteğin gelirinin asgari ücretin 2,266 katı olarak kabulü uygun olduğundan taraf itirazları yerinde görülmemiştir.
Buna göre mahkememizce duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi neticesinde, yukarıda bir ve iki nolu bentlerde sayılan nedenlerle, davacılar vekili tarafından … … hakında verilen karara yönelik istinaf sebepleri ile davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf taleplerinin HMK’nın 356/2. maddesi gereğince esastan reddine, üç no’lu bentte sayılan nedenlerle davacı vekilinin … …’nin desteği … …’den talep ettiği destek talebine ilişkin olarak istinaf talebinin ise kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce yapılan yargılama neticesinde alınan rapora göre davacının eşinin vefatı nedeniyle destek zararı 157.869,73 TL olarak hesap ediliğinden, davacının bu miktar üzerinden kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararında, istinaf edilmeyen yahut istinaf edilmekle beraber istinaf sebebi yerinde görülmeyerek kesinleşen hususlar korunarak yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı … … vekili ve davalı sigorta vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 356/2. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
II-Davacı … … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.04.2018 tarih ve …. karar sayılı kararının kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davacı … …’nin davasının kısmen kabulü ile eşi … …’nin vefatı nedeniyle 157.869,73 TL, oğlu … …’nin vefatı nedeniyle 49.096,18 TL, destekten yoksun kalma tazminatının 30.12.2015 olan dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2. maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan alınarak davacı … …’ye verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı … … tarafından açılan davanın reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince: Davacı … … yönünden alınması gereken 14.137,84 TL nispî karar ve ilâm harcından, peşin alınan 27,70 TL ile ıslah harcı olan 1.223,00 TL toplamı 1.250,70 TL harcın indirilerek eksik kalan 12.887,14 TL harcın, davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı … … yönünden alınması gereken 35,90 TL maktû karar ve ilâm harcının, davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4.-Davacı … … tarafından yapılan; 4,85 TL ilk dava, 378,10 TL tebligat ve posta, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.382,95 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdiren 792,28 TL ile 27,70 TL başvurma, 1.250,70 TL peşin harç (ıslah dahil) toplamı 2070,68 TL’nin davalıdan alınıp, anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın bu davacı üzerinde bırakılmasına; HMK m.333/1 gereğince harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde anılan davacıya iadesine,
Davacı … … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına; HMK m.333/1 gereğince harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde anılan davacıya iadesine,
Davalı tarafından yapılan 4,30 TL yargılama giderlerinden davanın red ve kabul oranına göre takdiren 1,82 TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca;
Davacı … … yararına hesaplanan, 22.937,61 TL nispî vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, anılan davacıya verilmesine,
Davalı yararına hesaplanan, 18.393,05 TL nispi vekalet ücretinin Davacı … …’den alınarak, davalıya verilmesine,
Davalı yararına hesaplanan, 1.002,00 TL maktû vekâlet ücretinin Davacı … …’den alınarak, davalıya verilmesine,

İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
III-İstinaf eden davalı … Şirketinden alınması gereken 9.221,65 TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan (35,90 TL+2.306,00 TL) 2.341,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.879,75 TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
IV-İstinaf eden davacı … …’den alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın istinaf eden davacı … …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
V-İstinaf eden davalı ve davacı … … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
VI-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafça yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı, 55,08 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere 122,48 TL istinaf yargılama giderinin, her iki davacı tarafından yapılan istinafa ilişkin olması ve davalı …’nın istinaf talebinin reddedilmiş olmasın nedeniyle takdiren 61,24 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
VII-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından ve davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin İkinci Kısım-İkinci Bölüm 17/b.maddesi gereğince 4080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
VIII-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından ve davalı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, (davacı …’ …’nin istinafı yönünden) karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin İkinci Kısım-İkinci Bölüm 17/b.maddesi gereğince 4080,00-TL vekalet ücretinin davacı … alınarak davalıya verilmesine,
IX-İstinaf aşamasında duruşma açılarak davanın ispatı açısından yeniden yargılama yapılmış olduğundan, yeniden yapılan yargılama sırasında davacı tarafından karşılanan 1050,00 TL bilirkişi ücretinin davadaki ret ve kabul oranına göre 605,34 TL sinin davalıdan alınarak davacı … verilmesine, fazlaya ilişkin giderin davacı üzerinde bırakılmasına
X-İstinaf aşamasında duruşma açılarak davanın ispatı açısından yeniden yargılama yapılmış olduğundan, yeniden yapılan yargılama sırasında davalı tarafından karşılanan 44,00 TL tebligat giderlerinin davadaki ret ve kabul oranına göre 18,63 TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin giderin davalı üzerinde bırakılmasına
XI-Başvuran taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
XII-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dair karar davacılar vekili Av. …’un yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’a temyiz başvuru yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/06/2021

Bu belge, 5070 sayılı Kaknun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.