Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2018/2028 E. 2021/683 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2018
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 25/07/2017 tarihinde müvekkilinin, sürücü……ın sevk ve idaresindeki …… plakalı resmi araçta yolcu olarak seyir halinde iken, davalı ………n sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanan …. plakalı araç ile araçlarına çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkilinin maddi ve manevi zararlarının olduğunu, ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile 10.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesini, maddi tazminatın tüm davalılardan, manevi tazminatın ise davalı … … tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde; kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespitinin gerektiğini, kusur oranlarının tespiti bakımından rapor alınmasının zorunlu olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamı dışında bulunduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesi istemiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; dayanak kazadaki kusur ve sorumluluk derecelerinin bilirkişi incelemesi ile tespitinin gerektiğini, davacının maluliyeti var ise bunun da adli tıp raporu ile belirlenmesinin zorunlu olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, polis memuru olan davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu resmi araca, davalıların sürücüsü ve ZMMS sigortacısı olduğu aracın çarpması nedeniyle tazminat talep ettiği, kusur bilirkişisinden alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün %75 oranında, davalı araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğu, Ankara Üni. Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD’den alınan rapora göre davacının kaza nedeniyle sürekli maluliyetinin meydana gelmediğinin ve 2 ay iyileşme süresinin olduğunun anlaşıldığı, davacının maluliyetinin bulunmaması nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği gibi polis memuru olan davacının kazadan sonra maaşını almaya devam etmesi nedeniyle maddi zararı olmadığından maddi tazminat talebinin de yerinde olmadığı, manevi tazminat yönünden ise kaza nedeniyle davacının bedensel bütünlüğünde bir zedelenme ortaya çıkmış ise de, olayın özellikleri nazara alındığında bu yaralanmanın çok hafif düzeyde kaldığı, davacının manevi zararının oluştuğundan söz edilemeyeceği belirterek manevi tazminatın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; meydana gelen kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin polis memuru olup aylık gelirinin 4500,00 TL- 5000,00 TL civarında olduğunu, TBK’nın 54. maddesi gereğince maddi zararlarının talep edebileceğini, görüldüğü gibi müvekkilinin maddi olarak çok zarar gördüğünü, halen de kaza nedeniyle sorun yaşadığını, buna rağmen manevi tazminat talebinin de reddedilmesinin hatalı olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili tarafından, ek istinaf dilekçesi verilmiş ise de, süresi içerisinde olmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda,
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Kaza tespit tutanağına ve mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre, olay tarihinde davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu resmi aracın kavşaklarda geçiş önceliğine uymaması, davalının sürücüsü olduğu aracın ise kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmaması nedeniyle kavşak içerisinde meydana gelen kazada, davacının yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücünün %25 oranında, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, davacının ise kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Meydana gelen kazada davacının maluliyetinin meydana gelmediği, iyileşme süresinin 2 ay olduğu alınan maluliyet raporu ile tespit edilmiş, tedavi evrakları ve maluliyet raporuna göre davacının kaza nedeniyle “C3 vertebra sol lamina transvers proçesinde” fraktör hattının meydana geldiği tespit edilmiştir.
Davacı tarafından, kaza nedeniyle yaralandığı ve kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün de kusurlu olduğu ispat edilmiş ise de, haksız fiilden kaynaklanan sorumluluk hallerinde, ister kusur sorumluluğundan ister kusursuz sorumluluktan kaynaklansın, TBK’nın 50. maddesi gereğince zarar gören, zararını da kanıtlamakla yükümlüdür.
Dava dilekçesi ile talep edilen sürekli iş göremezlik zararlarının ve geçici iş göremezlik zararlarının TBK’nın 54. maddesi kapsamında zarar sorumlularından talebi mümkün ise de, davacı kaza nedeniyle bu kapsamdaki zararını kanıtlamalıdır. Mahkemece alınan ve karar vermeye elverişli maluliyet rapora göre kaza nedeniyle davacının sürekli maluliyetinin meydana gelmemiş olması karşısında davacının sürekli iş göremezlik zararının kanıtlayamaması nedeniyle mahkemece talebinin reddedilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir.
Davacının geçici iş göremezlik zararı yönünden ise, Yargıtay 17. H.D.’nin 2016/4734 E. – 2019/1208 K. Sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere davacı geçici iş göremez kaldığı süre içerisinde çalışmaksızın gelirini almış ise, geçici iş görmezlik zararı oluşmayacağından, bu dönem için ancak çalışamamaktan kaynaklanan gelir kaybı var ise bu miktarı, zarar verenden talep edebilir. Mahkemece polis memuru olan davacının kaza öncesindeki, geçici iş göremez kaldığı süre içerisindeki ve sonrasında maaş, tazminat ve fazla mesailerini gösteren bordolar dosyaya kazandırılmış, davacının bu süre zarfında gelir kaybı olmadığı gelen kayıtlardan anlaşıldığı gibi aktüer bilirkişi tarafından da bu durum değerlendirilerek rapor tanzim edilmiştir. Davacı tarafından süresinde verilen istinaf dilekçesinde de, gelir kaybından bahsedilmediği gibi, çalıştığı kurum tarafından gönderilen kayıtların aksine delil de sunulmamıştır. Bu nedenle mahkemece geçici iş göremezlik taleplerinin de reddedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında maddi tazminatın reddine ilişkin mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına göre davacı vekilinin maddi tazminatın reddine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf taleplerine gelince; 6098 TBK’nın 56/1. maddesi hükmüne göre “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü, haksız fiil niteliğinde meydana gelen kaza nedeniyle zarar gören manevi tazminat talep edebilir. Manevi tazminata hükmedilmesi için kişinin sürekli maluliyetinin meydana gelmesi yahut yaralanmanın ağır olması gerektiğine ilişkin yasal düzenlenme bulunmadığından, aynı Yasanın 51.maddesindeki “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, hakim yaralanmanın yoğunluğunu hükmedilecek manevi tazminat miktarının belirlenmesinde nazara alır. Kaza neticesinde davacının “C3 vertebra sol lamina transvers proçesinde” fraktör meydana gelecek şekilde yaralandığı tedavi belgeleri ve maluliyet raporu ile ispatlanmış olup, Dairimizce Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen 22/03/2021 tarih 682 sayılı cevapta da davacıya 2330 Sayılı Yasa kasamında ödeme yapılmadığının belirtilmiş olmasına göre olay tarihi, olayın oluş şekli, davacının kusuruz olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının kaza neticesinde kemik kırığı oluşturacak şekilde yaralanması, iyileşme süresinin iki ayı bulması, göz önüne alınarak davacının çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacının uğradığı manevi zarar göz önüne alınarak bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, davacının manevi tazminat istemine yönelik istinaf talebinin kabulü ile, kaza nedeniyle davacının manevi tazminat talep etmekte haklı olmasına, polis memuru olan davacıya 2330 Sayılı Yasa kapsamında nakdi tazminat ödemesinin yapılıp yapılmadığının duruşma yapılmaksızın tamamlanabilecek nitelikte eksiklik olarak görülerek dairemizce tamamlanmış olmasına ve başkaca yeniden yargılamayı gerektirecek eksiklik bulunmamasına göre ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacının manevi tazminat talebi yönünden yeniden esas hakkında karar verilmesine, buna göre olayın oluş şekli, davacının kusuruz olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının kaza neticesinde kemik kırığı oluşturacak şekilde yaralanması, iyileşme süresinin iki ayı bulması, göz önüne alınarak davacının çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacının uğradığı manevi zarar göz önüne alınarak takdiren 2000,00 TL manevi tazminatın davalı … … tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararında, istinaf edilmeyen yahut istinaf edilmekle birlikte istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek kesinleşen yönler korunarak, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 11/04/2018 tarihli, …/… Esas …/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-3.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararları nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.000,00-TL manevi tazminatın, 25/07/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalı … … tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereği maddi tazminat davasından alınması gereken (Sigorta hakkındaki davanın tam reddedilmiş olmasına göre) 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 37,58TL harçtan mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 136,62 TL karar ve ilam harcından 1,68 TL peşin harç bakiyesinin mahsubu ile, 134,94 TL in davalı … … tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 398,00 TL müzekkere ve tebligat posta gideri, 500,00 TL kusur bilirkişine ödenen ücret olmak üzere 898,00 TL yargılama giderinin davadaki ret ve kabul oranına göre 163,27 TL’sinin davalı … … alınarak davacıya verilmesine, aktüer bilirkişiye ödenen ücretin ve fazlaya ilişkin giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat yönünden, davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre hesap ve takdir edilen 1.000,00’er TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
7-Manevi tazminat yönünden, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/1 ve 13/2 gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 2.000,00 TL avukatlık ücretinin davalı … … alınarak bu davacıya ödenmesine,
8-Manevi tazminat yönünden, davalı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi gereğince ve davanın red oranına göre 2.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak bu davalı … … ödenmesine,
9-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ve 47,36-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 145,46 TL’nin davalı … … alınarak davacıya verilmesine,
lV-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V- Kararın taraflara tebliğine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, maddi tazminata ilişkin olarak HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 01/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip