Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2018/1817 E. 2021/1009 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 27/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 12.10.2015 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu …. plakalı motosiklete, dava sışı sürücü … idaresindeki …. plakalı aracın çarpması sonucu davacının yaralandığını, malul kaldığını, kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 124.018,64 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili, davacı tarafından davadan önce başvuru yapılmadığını, bu nedenle davalının davanın açılmasına sebebiyet vermiş sayılmaması gerektiğini, davalının zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve…. plakalı aracın kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından kusur incelemesi yapılmasını, maluliyet oranının kaza sonucu oluşan arazların kaza ile illiyetlerinin tespit edilmesi gerektiğini, davacının kask ve koruyucu elbise kullanmaksızın motosiklete binmiş olması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, geçici iş görmezlik zararının zorunlu mesuliyet sigortası genel şartlarına göre teminat kapsamı dışında olduğunu, davacının SGK’dan geçici iş görmezlik ödeneği alıp almadığının da tespiti gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; …. alınan raporda, davacının genel vücut çalışma gücünden %10,3 oranında kayıp ettiği, 6 ay iş göremez halde kaldığının belirlendiği, kazanın oluşumunda …. plakalı araç sürücüsü …’ın sola dönüş kurallarına uymaması nedeniyle tam kusurlu olduğu, davacının daimi iş gücü kaybı zararının 124.018,64 TL olduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda davacının dizlik takmamak suretiyle zararın artmasına neden olduğu bu nedenle zarardan indirim yapılması hususunun mahkemenin taktirinde olduğu bildirilmiş ise de, meydana gelen kazada davacının yaralanmasının nedeninin dizlik takmamış olması şeklinde bir belirleme ve delil bulunmadığı, dizlik takmış olsaydı, çarpma şiddeti ve çarpma noktasına göre bu şekilde yaralanmayacağına ilişkin her hangi bir delil yada rapor bulunmadığından, bilirkişilerin bu görüşlerine değer verilmediği, yolucu durumundaki davacının olayda üzerine atfı kabil kusur bulunmadığı zarardan davalı … Hesabının sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 124.018,64 TL tazminatın dava tarihi olan 29.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 26.04.2016 tarihinde Karayolları Trafik Kanunu’nda değişiklik yapıldığını, davacı tarafından dava tarihinden önce tazminat başvurusu yapılmadığından, tazminat talebi için başvuru şartı yerine getirilmeden açılan davanın usulden reddi gerektiğini, olayın 01.06.2015 tarihinden sonra gerçekleştiğini, Yargıtay 17. Hukuk dairesinin güncel kararı gereğince zmss uygulanması gerektiğini, özürlülük oranının tespiti için, özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması gerektiğini, ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … vekili davacı tarafından dava açılmadan önce davalıya usulüne uygun başvuru olmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesi 14.04.2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5. Maddesi ile değiştirilmiş ve düzenleme 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Davacı tarafından açılan dava ise sigorta şirketine başvurunun dava şartı olduğuna ilişkin düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce 29.01.2016 tarihinde açılmış olması nedeniyle dava tarihinde sigorta şirketine başvurunun zorunlu olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığından davalının bu hususa ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili davacının maluliyet oranının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.Dava konusu kaza 12.20.2015 tarihinde meydana gelmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı KTK.nın 90. Maddesinde “Maddi ve manevi tazminat; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”düzenlemesi mevcuttur. Ancak Borçlar Kanununda tazminatın somut olarak belirlenmesine ilişkin düzenlemeler bulunmadığından tazminatın belirlenmesinde uygulanacak ilkeler Yargıtay’ın trafik kazalarından kaynaklanan tazminat davalarına bakan Hukuk Dairelerinin içtihatları ile belirlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “Bedensel zararların tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olduğu düzenlenmiştir. Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Yerleşik Yargıtay uygulamasında sürekli iş göremezlik tazminatı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplara ilişkin olduğundan, maluliyet oranın belirlenmesinde, 11.10.2008 tarihinden önceki kazalarda Sağlık İşlemleri Tüzüğü ve ekindeki cetvelin esas alınması gerektiği, 11.10.2008 tarihinden sonra meydana gelen kazalarda Sağlık İşlemleri Tüzüğünün, Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırılması nedeniyle, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanması gerektiği, kabul edilmiştir. Aynı dönemlerde, 06.02.1998 tarihinden itibaren Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ve bu yönetmeliği değiştiren yeni yönetmelikler yürürlükte olmasına rağmen, TBK 54. Maddesi kapsamındaki belirlenen iş gücü kaybını belirlemeye uygun olmaması, nedeniyle Yargıtay ilgili daireleri tarafından kabul edilmemiştir.
01.09.2013 tarihinde ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği yürürlüğe girmiş, yönetmelik ile Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde de düzenlenen, çalışma gücü kaybı, malul sayılma, yaşlılık aylığı bağlanması, vazife ve harp malullüğü ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmış, iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin düzenlemelerin yapıldığı 17 ve devamı maddeleri hali hazırda yürürlükte bulunması nedeniyle, sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesinde “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre maluliyetin belirlenmesi gerektiğinden davalı vekilinin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına ilişkin itirazları da yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön olmamasına, olay tarihinde davalının sorumluluğunun kapsamının belirlenmesine ilişkin olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının uygulanacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamasına ve davacıya rücuya tabi 2330 sayılı kanun kapsamında herhangi bir ödeme yapılmadığının bildirilmiş olmasına HMK.nın 355. Maddesi gereğince davalının istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.471,71 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 2.117,00 TL. nın mahsubu ile kalan 6.354,71 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere 27.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.