Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2023/3101 E. 2023/2852 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/3101 – 2023/2852
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/3101 Esas
KARAR NO : 2023/2852
KARAR TARİHİ : 12/12/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/685 Esas

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tespit

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonucunda mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; karar gazetesi fiziki nüshasında ve resmi internet sitesinde müvekkili şirket aleyhine asılsız, enerji sektöründe spekülatif ve olumsuz etki yaratma amacı taşıyan gerçek dışı haberlerin yayımlandığını, mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilerek davacıya ait resmi internet sitesinde hesabında yer verilen haberin tedbiren kaldırılmasına, müvekkili kuruluş kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunun tespitine ve söz konusu haberin durdurulmasına, yayın masrafı davalıya ait olmak üzere dilekçeleri ekinde yer alan düzeltme metninin kabul görmesi halinde traji en yüksek üç gazeteden birinde yayınlatılmasına karar verilmesini, koruma tedbiri kapsamında tedbiren davalı basın organının internet sitesinde yayımlanmakta olan haberin dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren kaldırılması gerektiğini bu nedenle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece verilen ara kararda özetle; talep eden vekili tarafından müvekkili şirket hakkında yayımlanan asılsız olduğu iddia edilen davalı basın organınca yayımlanan haberin dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulması ve kaldırılması hususunda tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de, davanın esasını çözer mahiyette tedbir kararı verilemeyeceğinden ve ayrıca ihtiyati tedbir talep konusunun yargılama sonucunda ortaya çıkacağından talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yayımın durdurulması istenen haberin müvekkili kuruluşunun kişilik haklarına açık bir saldırı niteliğinde olduğunu, talebin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, davaya konu haberin dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren yayımdan kaldırılmasına karar verilmesini taleple istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, kişilik haklarına saldırının tespiti ve yayının durdurulması istemiyle açılan davada internet sitesinden yayımlanan haber içeriğinin kaldırılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, talebin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkili kuruluşun itibar ve saygınlığına saldırı niteliğinde bulunan haberin internet sitesinden tedbiren kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücaele Edilmesi Hakkında Kanun’un “İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında; “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğin çıkarılmasını ve/veya erişimin engellenmesini de isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Anılan yasal düzenleme uyarınca, internet ortamında yer aldığı belirtilen içeriklerinin yayından çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi istemleri yönünden Sulh Ceza Hakimliği görevli olduğundan, mahkemece bu taleplere ilişkin tefrik kararı verilerek, mahkemenin görevli olmaması nedeniyle dava şartı noksanlığından istemin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esası görüşülerek tüm talepler yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Görev dava şartı niteliğinde olup taraflarca ileri sürülmese bile, mahkemece re’sen göz önünde tutulmalıdır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 10/12/2018 tarihli,2016/12634 esas,2018/7778 karar sayılı ilamı)
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanun’un 390. maddesinin 1. fıkrasında ” İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu kapsamda; eldeki uyuşmazlıkta ihtiyati tedbir talebi içeriği yönünden Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olmadığından(Sulh Ceza Hakimliği görevli olduğundan) Mahkemece bu gerekçe ile HMK’nın 390/1 maddesi kapsamında ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve gerekçe yönünden düzeltilerek ihtiyati tedbir talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2023 gün ve 2023/685 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
2)HMK’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
3)İhtiyati tedbir talebinin içeriği yönünden görevli mahkeme Sulh Ceza Hakimliği olduğundan ihtiyati tedbir talebinin görev nedeniyle REDDİNE,
4)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; davacı tarafça istinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin yatırılan 269,85TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
5)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından, anılan Kanun hükmü gereği kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip