Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2023/2957 E. 2023/2775 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/2957 – 2023/2775
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2957 Esas
KARAR NO : 2023/2775
KARAR TARİHİ : 05/12/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/128 Esas

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılamasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Talep, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin 22/02/2023 tarihinde reddine ilişkin karar verilmiştir.
Davacı vekili,; emsal bölge adliye mahkemesi kararları ışığında ihtiyati hacizde yakın ispat koşulunun sağlandığı gözetilerek ihtiyati haciz mahiyetindeki tedbir talebinin kabulü gerekirken yerel mahkemenin red kararının hukuka aykırı olduğunu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 31.01.2023 tarih ve 2023/6648 Esas sayılı iddianamesinin kabulüne karar verilerek açılan kamu davasında somut olay bakımından yakın ispat koşulunun gerçekleştiğini belirterek istinaf başvurularının kabulü ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/128 Esas sayılı dosyaya ilişkin 22.02.2023 tarihli ara kararının müvekkili şirket lehine kaldırılmasına, ihtiyati haciz mahiyetinde tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
İhtiyati tedbir öğretide, “Kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır.” şeklinde tarif edilmiştir (Medeni Usul Hukuku 12.Baskı Sh.714-Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes). Anılan tariften de anlaşılacağı üzere, ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.
İhtiyati haciz müessesesi ise, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 257. madde: “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”şeklindedir.
Görüldüğü üzere, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ve devamı maddelerinde, ihtiyati tedbir ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Şartları ve sonuçları birbirinden farklı olan bu koruma tedbirlerinden ikisini birlikte içeren ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir niteliğinde bir müessese yasalarımızda bulunmamaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26.maddesi uyarınca, hakim, tarafların talep sonuçları ile bağlıdır. Talep edilmeyen bir konuda karar veremez.
Somut davada, davalıların görevi kötüye kullanma, özel evrakta sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma, vergi kaçakçılığı eylemleri sonucu davacı şirketin uğradığı maddi zararın davalılardan tahsilinin talep edildiği, davalılar adına tescilli taşınmazlar, kayıtlı araçlar, banka hesapları ve tüm malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir istendiği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar gözetildiğinde; yasaya göre yalnızca uyuşmazlık konusu şey hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği anlaşılmaktadır. Eldeki davanın konusu, ihtiyati tedbir konulması istenilen davalılara ait mal varlıkları ile ilgili değildir. Bu nedenle somut olayda, talep konusu mal, hak ve alacaklar uyuşmazlık konusu olmadığından mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 269,85TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından, anılan Kanun hükmü gereği kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/12/2023

Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza