Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2023/21 E. 2023/8 K. 03.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/21 – 2023/8
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/21 Esas
KARAR NO : 2023/8
KARAR TARİHİ : 03/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2022
NUMARASI : 2022/376 Esas, 2022/438 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, haksız fiil iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından, organize sanayi bölgesinin taraf gösterilmediğini, ancak organize sanayi bölgesinin taraf gösterildiği Kastamonu Asliye Hukuk Mahkemesinde devam eden davaların bulunduğunu, yargılama aşamasında organize sanayi bölgelerine karşı açılan davalar ile işbu davanın birleştirilmesi ya da organize sanayi bölgesine davanın ihbarı yoluyla organize sanayi bölgesinin davalı bakanlık yananda yer almasının kuvvetle muhtemel olduğunu, davanın konusunun aslında organize sanayi bölgesinin iş ve işlemleri olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiği ileri sürülerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
İdarenin kusura dayanan sorumluluğu, uygulamada “hizmet kusuru” kavramı ile anlatılmaktadır. Hizmet kusurunun üç durumda varlığı hem yargı içtihatları hem de öğreti tarafından kabul edilmiştir. Bu üç durum; hizmetin hiç işlememesi, hizmetin geç işlemesi ve hizmetin kötü işlemesidir.

Buna göre idare kural olarak yürüttüğü kamu hizmeti ile nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının “b” bendi gereğince “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar” idari yargı yerinde tam yargı davası açabilecektir.
Davalı idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak, kamu gücüne dayalı olarak her türlü işlemleri denetleme ve müdahale etme yetkisini kullanmayarak sorumlu olduğu ve bu sorumluluğu sebebiyle zararın doğduğu ileri sürüldüğünden, dava hizmet kusuruna dayanmakta olup, tam yargı davası niteliğindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/b bendinde, “Yargı yolunun caiz olması” (c) bendinde ise “Mahkemenin görevli olması” dava şartı olarak belirlenmiştir. Aynı Kanunun 115. maddesinde dava şartlarının davanın her aşamasında ve resen inceleneceği, dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verileceği belirtilmiştir.
Yargı yolunun caiz olması dava şartı olup davaya konu uyuşmazlığın çözümünde idari yargı görevli olması nedeniyle ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 179,90TL harçtan, peşin alınan 80,70TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 99,20TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere 03/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip