Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2023/1258 E. 2023/1273 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1258 – 2023/1273
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1258 Esas
KARAR NO : 2023/1273
KARAR TARİHİ : 17/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2023
NUMARASI : 2020/751 Esas, 2023/56 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … adresinde fabrika inşaatı bulunduğunu, fabrikanın yakınında bulunan davalı şirketin geri dönüşüm fabrikasında ticari faaliyetler sonucu etrafa yayılan duman, zehirli gazlar ve partiküllerin müvekkili binasına yapışması sonucu fabrikanın özellikle dış cephesinde onarılması mümkün olmayan zararların meydana geldiğini, davalı şirketin hiç bir önlem almaksızın faaliyette bulunduğunu, davalı şirket tarafından salınan atıkların müvekkili şirketin fabrikasına yapıştığını ve temizlenmesinin mümkün olmadığını, dış cephenin çatı ile birlikte değiştirilmesi gerektiğini, Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesi 2019/23 Esas sayılı tespit dosyasında zararın tespitinin yapıldığını, müvekkilinin toplam zararının 635.800,00 TL olduğunu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile bu zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkili fabrikada bacasız torba filitreli kapalı sistem ile faaliyet gösterildiğini, dış ortama gaz, duman ya da partikül salınmadığını, davacının zararının müvekkili fabrikasından kaynaklanmadığını, fiil ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, alınan tespit bilirkişisi raporunda bu durumun açıkça belirtildiğini, ancak sonuç kısmında hatalı olarak müvekkilini sorumlu tuttuğunu, çevrede davacının fabrikasına zarar verebilecek bir çok imalathane olduğunu, 2 yılda bir yaptırılan hava emisyon ölçüm raporlarında da farklı bir saptama olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davacı tarafın fabrika binasında meydana gelen zararın davalı şirketin fabrikasından kaynaklandığı, zararın giderilmesi için fabrikanın yerinde boyanması gerektiği, alınan bilirkişi raporuna göre boyama işleminin dava tarihi itibariyle 146.073,33 TL olduğunun tespit edildiği ve tespitin dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesi ile 146.073,33 TL’nin 31/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sürecinde meydana gelen ekonomik koşullarda ki değişikliklerin dikkate alınmadığını, hükmedilen miktarın zararı gidermekten uzak davalıyı ödüllendirici nitelikte olduğunu, dava tarihinden önce alınan tespit raporunda zararın 675.000,00 TL olarak belirlendiğini, bu tarihten üç yıl sonra ise çok daha düşük bir bedele hükmedildiğini, aynı mahalde aynı zararı gören bir başka iş yeri tarafından açılan davada tam kabul verilmesine rağmen müvekkili yönünden kısmi kabul verilmesinin anlaşılamaz olduğunu, alınan bilirkişi raporundaki inşaat bilirkişisi raporunun oldukça taraflı ve hatalı olduğunu, kendisinin diğer tarafla samimi bir ilişki içerisine girdiğini, süreci uzattığını, zararın boyama ile giderilemeyeceğini, malzemelerin değiştirilmesi gerektiğini, 7882 metrekarelik bir alanın boyama maliyetinin oldukça hatalı belirlendiğini, piyasa şartlarında bu alanın bu fiyata boyanmasının mümkün olmadığını, boyanacak malzemenin sökümü yapılmadan yerinde boyanmasının imkansız olduğunu, piyasa araştırmalarında bu kadar büyük bir alanın yerinde püskürtme yöntemi ile boyanmasının mümkün olmadığının belirtildiğini, verilen zarar ile malzemelerin garanti kapsamından çıktığını, zararın hesaplanırken aynı kalitede, garantili ve kalıcı çözüm sunulması gerektiğini, firmaların bu şekilde bir boyama işlemini dahi kabul etmediklerini, belirlenen fiyattan % 10 indirim yapılmasının da hatalı olduğunu, tüm bu yönlere ilişkin ilk derece mahkemesinde dile getirilen itirazların dinlenmediğini, ayrıca alacağa ticari avans faizi uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boyaya yapıştığı belirtilen malzemelerin hiç birisinin müvekkili şirketin bacasından çıkan ya da tesiste işlenen malzemelerden olmadığını, müvekkili şirketteki imalatın alüminyum, çinko ve bakır elementlerine yönelik olduğunu, oysa malzemeler üzerinde ağırlıklı olarak demir elementinin olduğunun belirtildiğini, bu alanda demir imalatı yapan başka tesisler varken müvekkili şirletin sorumlu tutulamayacağını, zararlandırıcı malzemenin baca gazı olarak çıkmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin baca gazından anılan elementlerin çıkmadığını, resmi baca gazı analizlerinin hiç birisinde İTÜ raporunda belirtilen elementlerin bulunmadığını, meydana gelen zarardan müvekkili şirketin sorumlu olduğunun ispat edilemediğini, müvekkili şirketin bulunduğu mahalde faaliyet gösteren ve bilirkişi raporunda dava konusu malzemelere yapıştığı belirtilen elementler ile ilgili alanda faaliyet gösteren şirketler olduğunu, davaya dayanak gösterilen 2021/19 Esas, 2021/985 Karar sayılı ilamın kesinleşmediğini, temyiz aşamasında olduğunu, belirlenen boyama bedelinin fahiş olduğunu, hakkaniyet indirimi uygulanmadığını, bunun gerekçesinin belirtilmediğini ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:Somut olayda, davalının eylemi sebebi ile davacının zarara uğrayıp uğramadığı, davaya konu zararın miktarı ile hükmedilen tazminata uygulanması gereken faizin türü konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tacirler arası haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Birbirine komşu olan fabrikalardan geri dönüşüm tesisi olan davalı şirketin fabrikasından çıkan zehirli gazın ve partiküllerinin davacıya ait fabrika binasının yüzeyine ve çatısına yapışmasından dolayı meydana gelen zararın tazmini istemi ile bu dava açılmıştır.
Mahkemece davalı şirketin fabrikasında meydana gelen zararın davalı şirket fabrikasından kaynaklandığı kabul edildikten sonra,… Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü uzmanları tarafından hazırlanan raporda binanın cephe ve çatısını oluşturan panel malzemelerin zarara uğramadığı, sadece boyalarının kalıcı zarar gördüğü şeklindeki raporu doğrultusunda, çevre mühendisi, kimya mühendisi, makine mühendisi ve inşaat mühendisi tarafından oluşan bilirkişi kurulunun cephe ve çatı panellerinin yerinde püskürtme yöntemi ile boyanabileceğinin belirtilerek hazırlanan rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bu rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi, bilirkişi heyetinde bulunanların uzmanlık alanları dava konusu olaya uygun değildir.
Dava konusu zararlandırıcı olayın meydana geldiği fabrikanın cephe ve çatısını kaplayan sandviç panellerin, boyanmış galvanizli çelik olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece bu alanda uzman metalurji mühendisi ile galvenizli çelik sandviç panellerin boyanması alanında uzman bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi heyeti ile mahallinde tekrar keşif yapılarak, dava konusu malzemelerin yerinde püskürtme yöntemi ile boyanıp boyanamayacağı, bu boyama şeklinde malzemeler üzerinde bulunan korozyona uğramış boyaların kaldırılması gerekip gerekmediği, bu kaldırmanın ve sonrasında boyamanın tam olarak yapılıp yapılamayacağı, sandviç panellerin bir biri üstüne gelen kısımları olup olmadığı ve bu kısımların ne şekilde boyanacağı, boyanacak alanın genişliği dikkate alındığında yerinde boyamanın yeterli verimi sağlayıp sağlamayacağı, boyama sonrası kullanımın korozyona uğramamış ilk hallerine uygun olup olmayacağı, yerinde boyamanın mümkün olmaması halinde, boyamanın ne şekilde yapılacağı, panellerin sökülmesi ve geri takılması aşamasında zarara uğrayanlar olup olmayacağı, yine bu aşamada binanın başka yerlerine zarar verilip verilmeyeceği hususlarında ayrıntılı, denetime elverişli rapor hazırlattırılması, raporda ayrıca her ihtimale göre maliyet hesabı yaptırılmasından sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı vekilince verilen dava dilekçesinin konu kısmında, ticari reeskont faizi talep edilmişken sonuç kısmında yasal faiz talep edilmiştir. Dava dilekçesi bu hali ile çelişkili ve açıklamaya muhtaç olup, mahkemece davacı vekilinden bu hususta açıklama istenerek sonucuna göre faiz türü belirlenmelidir.
22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Yasa ile değişik HMK’nın 353/1-a-6. maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” halinde bu bent uyarınca bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği yönünde düzenleme getirilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurularının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda ilkeler çerçevesinde araştırma ve değerlendirme yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma nedenine göre tarafların diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2023 gün ve 2020/751 Esas, 2023/56 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinin 6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3) Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde ilgilisine iadesine,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kesin olmak üzere 17/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip