Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/958 E. 2022/1169 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/958 Esas
KARAR NO : 2022/1169
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2019
NUMARASI : 2017/640 Esas, 2019/496 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Araç Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili/Alacak

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın reddine dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; servis işiyle uğraşan müvekkilinin 16+1 minibüsünü peşinata saydırarak 19+1 yeni araç aldığını, davalı ile dünür olması ve vergi indirimi dolayısıyla aracın davalı adına tescil edildiğini, müvekkilinin ait olan davalı adına kayıtlı … plakalı … marka minibüsün ruhsatının iptali ile bu aracın müvekkili adına kayıt ve tesciline ya da davalı şirket adına kayıtlı … plakalı minibüsün araç ve plaka kayıtlarının iptali ile müvekkili adına kayıt ve tesciline, bu taleplerin mümkün olmaması halinde davalı şirketin … plakalı minibüs ve öğrenci servis plaka bedelinin günümüz rayiç değeri ve faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hukuka, yasaya ve maddi gerçeğe aykırı olarak açılan davanın reddine, davacının dava dilekçesinde delil olarak sunduğu 6 nolu belge üzerinde ön inceleme duruşmasından önce davalı şirket yetkilisinden imza ve yazı örnekleri alınarak grafolojik inceleme yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının noter satışı ile davalıya devrettiği … plakalı aracı, ilerde geri almak amacıyla devrettiğini yazılı delillerle ispatlayamadığı, davacının davalıya devrettiği bu aracın yeni araç alımında peşinata sayıldığını da yazılı delillerle ispatlayamadığı, Emniyet Müdürlüğü tarafından verilen cevabi yazıdan, davacının davalıya devrettiği aracın trafikten çekildiğinin anlaşıldığı, davacının davalıya devrettiği araca karşılık … plakalı aracın takas edildiği iddiasını da yazılı delillerle ispatlaması gerektiği, ancak bu iddiasını da yazılı delillerle ispatlayamadığı, iddialarını yazılı delillerle ispatlayamayan ve dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanan davacı tarafa yemin hakkı hatırlatıldığı, davacı vekilinin verilen kesin süre içinde davalı tarafa yemin teklif etmesi üzerine davalı şirkete HMK 228/1.maddesi uyarınca davetiye çıkarıldığı, duruşmaya gelen ve davalı şirketi münferiden temsile yetkili …’un usulüne uygun yemin ettiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; HMK’nın 203/2-b bendi doğrultusunda davanın tanıkla ispatının mümkün olduğunu, taraf tanıklarının dava konusu aracın hangi maksatla davalı şirkete verildiğini, bu uygulamanın çok yaygın olduğunu beyan ettiğini, ilk derece mahkemesince yargılama esnasında davayı aydınlatacak delillerin toplanmadığını ve değerlendirilmediğini, davanın ispatına yönelik diğer bir hususun ise çok sayıda delil başlangıcı kabul edilen belgenin yargılamada esas alınmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda; araç mülkiyetinin tespiti davasının yazılı delil ile ispatlanıp ispatlanmadığı, yazılı delil başlangıcı bulunup bulunmadığı, davacı tarafın talebi üzerine şirket yetkilisinin yemin teklifini kabul edip yemin etmesi sonrası davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, araç mülkiyetinin tespiti, olmazsa aracın ve plakanın rayiç bedelinin ödetilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, tarafların hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.
İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
İnanç sözleşmeleri kaynağını olay tarihinde yürürlükte bulunan 6908 sayılı Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi ile 05/02/1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’ndan alır. Sözü edilen bu karar uyarınca inanç ilişkisi ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Kısaca, inanç ilişkisinin varlığını kabul edebilmek için yazılı bir sözleşmenin ya da açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek, karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belgenin varlığı aranır. Yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge varsa HMK’nun 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir (Hukuk Genel Kurulu, 04/07/2010, 2010/14-394 E, 2010/395 K.).
Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; inanç sözleşmesine dayalı olarak açılan bu davada davacı tarafın yazılı delil sunmadığı, inanç sözleşmesinin yazılı delil ile kanıtlanamadığı, ilk derece mahkemesi tarafından yemin deliline de dayanılması gözetilerek tanıklar dinlendikten sonra, yemin teklif edip etmeyecekleri konusunda davacı tarafa hatırlatma yapıldığı ve davacı tarafından yemin deliline dayanılması ve yemin metninin sunulması nedeniyle davalı tarafa duruşmada usulüne uygun yemin teklif edildiği ve davalı tarafından yemin metnindeki hususlarda yemin edildiği sabittir.
Yemin kesin delil olup, davalı tarafından davacının yemin metnindeki hususlarda davalı şirket yetkilisi tarafından usulüne uygun yemin edilmesi de gözetildiğinde, artık bu aşamadan sonra takdiri delil olan yazılı delil başlangıcı ve tanık delillerinin esas alınması mümkün olmadığından, ilk derece mahkemesi tarafından davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince;Dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince; tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip