Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/941 E. 2023/1648 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/941 – 2023/1648
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/941 Esas
KARAR NO : 2023/1648
KARAR TARİHİ : 05/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2022
NUMARASI : 2018/980 Esas, 2022/76 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … payı mükellefi olan davalı hakkında … Bakanlığı’ndan … payının tespitine yönelik inceleme talebi üzerine hazırlanan 07/06/2017 tarih ve 2017/A-7563/10 sayılı rapora göre, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında bazı müşterilere düzenlenmiş olan faturalarda kayıp kaçak bedelleri tahakkuk ettirilmeyerek bu bedeller üzerinden hesaplanması gereken … payının hesaplanmadığını, Danıştay kararlarında kayıp kaçak bedeli üzerinden … payının alınması, Yargıtay kararlarında ise kayıp kaçak bedellerinin iadesi için açılan davaların reddine karar verilmesi gerektiğinin belirtildiğini, … tarafından alınan 01/02/2011 tarih ve 3065 sayılı karar ile kayıp kaçak bedelinden … payı alınmamasına dair karara karşı açılan dava sonucu kararın hukuka uygun olmadığına karar verildiğini, 23.03.2016 tarihli duyuru ile de …’nın kayıp kaçak bedelinden … payının alınması gerektiğinin ilan edildiğini, Yargıtay tarafından alınan son dönem kararlar ile kayıp kaçak bedeline ilişkin davalarda mahkemelerin yetkisinin … tarifelerine uygunluğun denetimi ile sınırlı tutulduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı tarafından ödenmeyen 6.384,88 TL … payı ile 27/12/2018 tarihine kadar 4.957,84 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 11.342,72 TL kurum alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kayıp kaçak bedelinin kanun ile düzenlenmediğini, ikincil mevzuat ile bir kısım düzenlemeler yapıldığını, mali yükümlülüklerin bu şekilde düzenlenemeyeceğini, düzenleme boşluğundan dolayı tüketici hakem heyetleri ve Yargıtay’ın bu bedelin alınamayacağına dair kararlar verdiğini, 17/06/2016 tarihinde 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasa’da yapılan değişiklik ile yasal mevzuat içerisine alındığını, bu tarihten önce kayıp kaçak bedellerinin yasaya aykırılık teşkil ettiğinden müvekkilince 2016 yılına kadar bir kısım faturalarda kayıp kaçak bedelini göstermediğini, kayıp kaçak bedeli fatura edilmediğinden bu bedel üzerinden … payının da tahsilinin mümkün olmadığını, KDV tahsilatının da aynı gerekçelerle yapılmaması üzerine vergi borcu çıkarıldığını, Ankara 1. Vergi Mahkemesi tarafından kayıp kaçak bedelinin faturalandırılamayacağından vergi borcu kararının kaldırılmasına karar verildiğini, tüketiciden hukuka uygun olarak alınmamış olan kayıp kaçak bedeli üzerinden … payının talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, … payının 3095 sayılı Yasa’nın 5. maddesi gereği süresinde ödenmesi gerektiği, aynı Yasa’nın 4. maddesinde … payı belirlenmesinde hesaba katılmayacak kalemler arasında kayıp kaçak bedeli olmadığından davalının talebinin haklı olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan 38.643,42 TL asıl alacak 31.114,001 TL gecikme zammı toplamı 69.757,43 TL’nin davalıdan tahsilinin gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının gerekçeli olmadığını, ileri sürülen itirazların gerekçesiz olarak reddedildiğini, davanın 2012, 2013 ve 2014 yıllarında düzenlenmiş olan faturalarda kayıp kaçak bedelleri üzerinden alınması gereken … paylarının tahsili istemiyle açıldığını, kayıp kaçak bedelinin kanun ile düzenlenmediğini, ikincil mevzuat ile bir kısım düzenlemeler yapıldığını, mali yükümlülüklerin bu şekilde düzenlenemeyeceğini, düzenleme boşluğundan dolayı tüketici hakem heyetleri ve Yargıtay’ın bu bedelin alınamayacağına dair kararlar verdiğini, 17/06/2016 tarihinde 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasa’da yapılan değişiklik ile yasal mevzuat içerisine alındığını, bu tarihten önce kayıp kaçak bedellerinin yasaya aykırılık teşkil ettiğiniden müvekkilince 2016 yılına kadar bir kısım faturalarda kayıp kaçak bedelini göstermediğini, kayıp kaçak bedeli fatura edilmediğinden bu bedel üzerinden … payının da tahsilinin mümkün olmadığını, KDV tahsilatının da aynı gerekçelerle yapılmaması üzerine vergi borcu çıkarıldığını, Ankara 1. Vergi Mahkemesi tarafından kayıp kaçak bedelinin faturalandırılamayacağından vergi borcu kararının kaldırılmasına karar verildiğini, tüketiciden hukuka uygun olarak alınmamış olan kayıp kaçak bedeli üzerinden … payının talep edilemeyeceğini, ayrıca sanayi sicil belgesi olan sanayi tarifesindeki abonelerden … payı alınmadığını, bu durumun hesap bilirkişisi tarafından dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kayıp kaçak bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
3095 sayılı Yasa’nın 4. maddesinde … payı belirlenmesinde hesaba katılmayacak kalemler arasında kayıp kaçak bedeli olmadığından kayıp kaçak bedeli üzerinden … payı alınması gerektiği açık olup bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasında ki uyuşmazlık, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında davalı tarafından abonelerine tahakkuk ettirilmeyen kayıp kaçak bedeli üzerinden … payı alınıp alınamayacağı, ayrıca 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununda yapılan ve geçmişe yürütülen değişikliğin tahakkuk yapılmayan kayıp kaçak bedelleri hakkında da uygulanıp uygulanmayacağı hususlarında bulunmaktadır.
Öncelikle; 6446 sayılı Yasada 17/06/2016 tarihinde yapılan değişiklikten önce, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile …’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, …’nun bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımladığı, lisans sahibi şirketlerinde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, ancak anılan madde ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar ücret ödendiğinin bilinmesininde hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, … kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, elektrik dağıtım faaliyeti yürüten davalı şirketin 2012, 2013 ve 2014 yıllarında düzenlediği faturalarda kayıp kaçak bedeli altında herhangi bir bedel tahakkuk ettirmediği anlaşılmakla, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun dava konusu dönemlerde yürürlükte bulunan hükümleri arasında kayıp kaçak bedeli tahakkuk ettirilmesi gerektiği yönünde herhangi bir düzenleme bulunmadığından, Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenleme ve yukarıda açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda söz konusu bedelin ancak 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinde yapılan düzenleme sonrası yapılabileceği bu tarihinden önce kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketleri tarafından faturalara yansıtılan dağıtım bedelinin tüketicilerden tahsil edilemeyeceği, bu bağlamda yasal mevzuata uygun olarak faturalarda kayıp kaçak bedeli tahakkuk ettirmeyen davalı şirketin tahakkuk ettirilmeyen bu bedel üzerinden … payından da sorumlu olmayacağı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişikliğin geçici 20. madde ile geçmişe yürütüldüğü ileri sürülmüş ise de, anılan düzenlemenin geçici 20. maddesi “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme sadece tahakkuk ettirilmiş kayıp kaçak bedelleri için ve devam etmekte olan davalarda uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Bir başka anlatımla tahakkuk ettirilmeyen kayıp kaçak bedelleri yönünden yasanın geçmişe yürütülmesi ve bu bedellerin tahakkuk ettirilmesi söz konusu değildir.
O halde, usulüne uygun olarak tahakkuk ettirilmiş kayıp kaçak bedelleri üzerinden … payının alınması gerekmekte ise de, davalı şirketin müşterilerine yasal mevzuata uygun olarak tahakkuk ettirmediği kayıp kaçak bedelinin geriye dönük olarak tahakkuk ettirilmesi de söz konusu olmadığından tahakkuk ettirilmeyen bir fatura bedeli üzerinden … payının alınması mümkün olmayıp davanın reddine karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılıp düzeltilerek “davanın reddine” şeklinde yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A)Davalı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası (b) bendinin 2. maddesi uyarınca Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/01/2022 gün ve 2018/980 Esas, 2022/76 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin harç ve ıslah harcı olarak alınan toplam 1.250,59TL harcın mahsubu ile kalan 1.070,69TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Hükümden sonraki yargılama giderlerinin davacı tarafa yüklenmesine,
6-Davalı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 11.161,19 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
C)1)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; davalı tarafça istinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin yatırılan 1.192,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2)Davalı tarafça yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı dahil olmak üzere toplam 270,70TL istinaf yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3)Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. Maddesi gereğince kesin olmak üzere 05/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip