Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/898 E. 2023/1645 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/898 – 2023/1645
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/898 Esas
KARAR NO : 2023/1645
KARAR TARİHİ : 05/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2022
NUMARASI : 2020/305 Esas, 2022/80 Karar

DAVACI :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalılar iş ortaklığı tarafından yapılan çalışmalarda müvekkili şirketin alt yapısına zarar verildiğini, zarar tespit tutanakları tutularak zarara ilişkin fatura düzenlendiğini, davalı tarafa başvuruya rağmen borcun ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını davalı tarafça takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek 11.291,16 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hüküm olunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılarca davaya cevap verilmemiş yargılama sırasında davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalıların kusuru ile davacıya ait alt yapıya zarar verdiği ve zarardan davalıların sorumlu olduğu, itirazın kısmen haksız olduğu gerekçesi ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen 10.317,50 TL asıl alacak, 207,81 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına, alacağa avans faizi işletilmesine, takibe haksız itiraz edildiğinden asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hatalı bilirkişi raporlarının hükme esas alınarak karar verildiğini, davacı şirketin elektrik dağıtımını sağlamak için dava konusu hat üzerinde daha önce kazı çalışması yaptığını, bu kazı çalışmalarının muhtemel etkileri tespit edilmeden sadece müvekkili şirketin yönetmeliklere uygun olarak yaptığı kazı çalışmaları sebebiyle kusurlu bulunmasının hatalı olduğunu, dava konusu yerde yüksek gerilim hattı geçtiğine dair bir uyarı olmadığını, bilinmeyen durumdan müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkillerinin … projelerinin uygulayıcısı olduğunu, projelerin … tarafından hazırlandığını, verilen plan, proje ve mahal listelerinde bir bilgi bulunmadığını, … ve davacı şirketin kusurunun bu zarara sebebiyet verdiğini, müvekkillerine yüklenebilecek bir kusur bulunmadığını, ayrıca haksız fiilden kaynaklanan bir alacağın likit olduğunun düşünülemeyeceğini, müvekkilinin zarar ve miktarını bilme imkanının olmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davacıya ait yeraltı kablolarının zarar görmesinde davalı şirketlerin kusurlu olup olmadığı, zararı tazmin yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yeraltı kablolarının zarar görmesi nedeniyle oluşan zararın tazmini için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalılar vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
30.11.2000 tarih ve 24246 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin 58. maddesinde” Kablolar:…
b) Kabloların döşenmesi:…
11) Yeraltına döşenecek kablolar, sokak ve alanlarda en az 80 cm derinliğe gömülmelidir. Bu yerlerin dışında en az 60 cm olmalıdır. Bu derinlik zorunlu durumlarda özel koruyucu önlemler alınarak 20 cm dolaylarında azaltılabilir. 13) Kablolar duruma göre toprak içine, kablo kanallarına yada duvarlara tutturulan delikli tavalara veya merdiven raflara döşenmelidir. Deliksiz yapılmış tavalarla kablo döşenmesi tavsiye edilmez. Toprak içine yerleştirilen kabloların altında ve üstünde yaklaşık 10 cm kalınlıkta elenmiş kum bulunmalıdır. Kablonun üzerindeki kumun üzerine ve aynı kanala döşenen AG ve YG kabloları arasına tüm kablo boyunca dolu tuğla veya en az 6 cm kalınlıkta beton plaka veya plastik vb. malzemelerden yapılmış koruyucu elemanlar yerleştirilmelidir. Böylece çukuru açan işçilerin kazma darbelerinden kablo korunmalı ve orada kablo bulunduğu önceden anlaşılmalıdır. Bu koruyucunun yaklaşık 30 cm üzerine ise en az 10 cm genişliğinde polietilenden yapılmış uyarı şeridi konulmalıdır.
e)Kablo yerlerinin işaretlenmesi: Kablo tesisleri bulunan kuruluşlar, bunların yerlerini tam olarak işaretleyerek bu kabloların geçiş güzergahlarını gösteren planları, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ilgili belediyelere, diğer yerlerde de ilgili mülki idare amirliklerine vermelidir. Yer altı kablo güzergahları kaplamasız yerlerde işaretli beton kazıklarla, kaplamalı yerlerde oyulmuş işaretlerle belirtilmelidir. Şöyle ki güzergahı görünmeyen kablolar (mesela hendek içindekiler), kablo güzergahı ve niteliği anlaşılacak şekilde işaretlenmelidir.
Bu çerçevede düz güzergah maksimum 100 m’de bir, ek ve branşman yerleri dönüş noktaları vb. yanılgıyı önleyecek şekilde işaretlenmelidir. Bu işaretler yerine göre beton kazık, pirinç veya döküm levha yada kaldırım kaplamasında oyulmak suretiyle yapılmalıdır ” hükmü yer almaktadır.
Yapı İşlerinde İş Güvenliği Tüzüğü’nün 20.maddesinde, “Kazı işlerinin yapılacağı yerlerde; elektrik kabloları, gaz boruları, suyolları, kanalizasyon ve benzeri tesisatın bulunup bulunmadığı hususu önceden araştırılacak ve duruma göre gereken tedbirler alınacaktır” ifadeleri bulunmaktadır.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında, davacı şirkete ait yeraltı iletken ve tesislerine, davalı şirketler tarafından yapılan kazı çalışmaları esnasında hasar verildiği anlaşılmış olup davalı şirketin, kazı yapacağı alanlara ait yer altı elektrik şebekesine ait projeleri temin etmeden ve gözlemci bulunmasını sağlamadan kazı çalışmasını yaptığı, çalışma öncesi ve esnasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek dava konusu olaya neden olduğu, davacı şirketin ise yeraltı tesislerini ilgili yönetmelik hükümlerinin öngördüğü nitelikte tesis ettiğinden kusurunun bulunmadığı, davacının daha önce aynı yerde kazı yaptığı ve zararın bu kazıdan kaynaklandığı iddiasının ispatlanamadığı, davalı şirketlerin … yüklenicisi olsa bile haksız eylemi gerçekleştiren olarak zarardan sorumlu olduğu, … tarafından verilen plan ve projelerde kazı yapılan alanda davacının kablolarının bulunmadığı iddiasına ilişkin delil sunulmadığı anlaşılmakla, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen zarar miktarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalının icra inkâr tazminatına ilişkin istinaf nedenlerine gelince; İİK’nın 67/2. maddesinde; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden (dava tarihi itibariyle “yüzde kırkından”) aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir” hükmü düzenlenmiş olup davaya konu uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklanmakta olduğundan icra takibine konu alacak likit, yani önceden bilinebilir değildir. Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı olup davalıların bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/02/2022 gün ve 2020/305 Esas, 2022/80 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B-1)Davanın KISMEN KABULÜ ile davalıların Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2019/6935 sayılı takip dosyasında 10.317,50 TL asıl alacak ve 207,81 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 10.525,31 TL alacağa yönelik itirazının iptali ile, takibin kaldığı yerden DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2)Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3)Harçlar Kanununa göre alınması gereken 718,98TL harçtan peşin alınan 63,75TL harcın mahsubu ile bakiye 655,23TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4)Davacı tarafından yatırılan 63,75TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olması nedeniyle, suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.360,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin haklılık durumuna göre 1.267,75 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 92,25 TL sinin ise davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6)Davacı tarafından başvuru harcı dahil hükümden önce ve sonra yapılan toplam 824,90TL yargılama giderinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2.maddesi uyarınca, tarafların haklılık oranına göre 768,94TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7)Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8)Davalılar vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 765,85 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
C-1)Davalılar tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan 260,45TL harcın talep halinde yatıran davalılara iadesine,
2)Davalı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafça istinaf başvurusu sırasında peşin yatırılan 220,70TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama gideri olarak davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3- Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere 05/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip