Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/767 E. 2023/1561 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/767 Esas
KARAR NO : 2023/1561
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2021
NUMARASI : 2015/347 Esas, 2021/632 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi.
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi …’in kardeşi …’e vermiş olduğu vekaletnameye dayalı olarak murisin 1/2 hissesine sahip bulunduğu 7 adet taşınmaz bağımsız bölüm üzerine kardeşi …’in … Bankasından kullandığı kredilerin teminatı olarak ipotek tesis edildiğini taşınmazların kredi borcu nedeniyle başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucu satışının gerçekleştiğini buna karşılık Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/524 esas sayılı dosyasında ipoteğin fekkine ilişkin dava sonucunda ipotek için düzenlenen vekaletnamenin geçersiz olduğu ve davacıların borçlarının bulunmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek satılan taşınmazlar nedeniyle taşınmazların dava tarihindeki değerinin ve yoksun kalınan kira kaybı tazminatının toplamı 296.100,00 TL tazminatın ihale tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili, 05/07/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini taşınmazların dava değeri karşılığı 373.745,00 TL, yoksun kalınan kira kaybı olarak 60.910,00 TL olarak artırmıştır.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; cebri icra yoluyla satılan taşınmazların satış işlemlerinin usul ve yasaya uygun yapıldığını, davaya konu icra dosyasında icra emrine aynı gerekçe ile itiraz ettiklerine mahkemece reddedildiğini, yapılan icrai işlemlerde bankanın kötü niyeti bulunmadığını, menfi tespit davası kesinleşmeden tazminat talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; miras yolu ile davacılara geçen taşınmazların 1/2 hissesinin haksız yere satılarak davacıların mülkiyet hakkını ve taşınmazdan yararlanma hakkının ortadan kalktığı anlaşılmakla hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen dava tarihindeki taşınmaz bedeli ve ihale ile dava tarihi arasındaki kira kaybının davalıdan talep edilebileceği kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 434.655,00 TL maddi tazminatın 294.100,00 TL’nin dava tarihinden, 140.555,00 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu zararın haksız satıştan kaynaklandığını, bu nedenle faiz başlangıcının zararın doğduğu tarih olan taşınmazların satış tarihi olması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının faiz başlangıcı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın açılmasına esas teşkil eden menfi tespit davası kesinleşmeden bu davanın açılmasının mümkün olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, kira bedelleri yönünden ihale tarihinden itibaren değil ihalenin kesinleşmesinden itibaren hesaplama yapılması gerektiğini, yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davanın açılmasında usuli bir eksiklik bulunup bulunmadığı, hükmedilen tazminata uygulanacak faizin başlangıcı ve faizin niteliği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması sonucu haksız şekilde satılan gayrimenkuller nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava konusu tazminata esas Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/524 Esas 2013/604 sayılı dosyasında (menfi tespit ve ipoteğin fekki talebi) verilen karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 30/03/2015 tarihli onandığı, karar düzeltme yoluna gidildiği, karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği ve eldeki davanın yargılama aşamasında (13/12/2018 tarihinde) kesinleştiği gözetildiğinde mahkemece hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği, dolayısıyla kararın dava açılmadan önce kesinleşmesi gerektiğine yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı gibi kesinleşme tarihi dikkate alındığında davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığı itirazının da reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
İlk derece mahkemesince, davacıların, dava konusu gayrimenkullerin satışı nedeniyle uğradıkları zararın belirlenmesi bakımından bilirkişi raporu alındığı ve bu raporun hükme esas alınarak dava konusu gayrimenkullerin dava tarihi itibariyle değerleri üzerinden davacıların hissesine düşen toplam bedele hükmedildiği ve bu bedele dava tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına karar verildiği görülmüşse de, davanın haksız fiilden kaynaklandığı (vekalet görevinin kötüye kullanılması) dikkate alındığında davacıların zararının haksız fiil tarihi itibariyle belirlenmesi ve bu tarih itibariyle alacağın muaccel olduğu gözetilerek yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerektiği gözden kaçırılmıştır. Bu durumda mahkemece, dava konusu gayrimenkullerin, icra müdürlüğünce yapılan ihalenin kesinleştiği tarih (zararın meydana geldiği) itibariyle değerlerinin belirlenerek davacıların hissesi dikkate alınıp hesaplanacak zararın hüküm altına alınması ve zararın meydana geldiği tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi, ihalenin kesinleşmesinden dava tarihine kadar geçen sürede ise kira gelirinden kaynaklanan zararın hüküm altına alınması gerekmekte olup davacılar vekilinin ve davalı vekilinin bu hususlara yönelik istinaf itirazları yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Tarafların istinaf başvurusunun KABULÜ ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinin 6. maddesi uyarınca Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2021 gün ve 2015/347 Esas, 2021/632 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3)Taraflarca istinaf kanun yolu başvurusu sırasında yatırılan istinaf harçlarının talep halinde iadesine,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kesin olmak üzere 20/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip