Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/359 E. 2023/1201 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/359 Esas
KARAR NO : 2023/1201
KARAR TARİHİ : 10/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2019
NUMARASI : 2017/527 Esas, 2019/452 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI : … -TCKN:…-…
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, haksız şikayet ve iddia sınırlarının aşılması nedenleriyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, ilk derece mahkemesi kararının eksik incelemeyle verildiğini, dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olmasına rağmen bilirkişi heyetinin görüşünün dikkate alınmadığını, eksikliklerin tamamlanmadığını, dosyanın ek rapor için heyete gönderilmediğini, davalının Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesine yazdığı dava dilekçesinde tamamı müvekkillerinden oluşan yönetim kurulu üyelerini hedef alarak hakaret ve iftiralarda bulunduğunu, yapılan hakaret ve iftiraların hak arama özgürlüğünün sınırlarını aşarak müvekkillerinin manevi şahsiyetlerini hedef aldığını, müvekkillerinin hukukça korunan haklı bir menfaatin elde edilebilmesi için şikayette bulunduğunu, davalının da kooperatifin üyesi olduğu, şikayetin kooperatif yöneticilerinin değil davalı da dahil tüm kooperatif üyelerinin yasal haklarını, menfaatlerini korumak için yapıldığını, dolayısıyla ortada çatışan bir menfaat varsa dahi hukukça korunan üstün menfaatin Kooperatifin menfaati olması gerektiğinin açık olduğunu bu nedenle Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılarak her bir davacı için 1.000TL maddi, 10.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, TBK’nun 58. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Dosya kapsamından, davalının … Koperatifinin bir dönem yönetim ve tasfiye kurulu başkanlığını yaptığı, yeni tasfiye kurulunda davacıların yer aldığı, kooperatifin, görevini devrederken belge asıllarını teslim etmediği iddiasıyla davalıdan şikayetçi olduğu, Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi’nin 27/05/2012 tarih, 2013/74 Esas, 2013/144 Karar sayılı ilamına göre sanık …’e isnat edilen eylemin 1163 sk 90/5 maddesi kapsamında kalmadığı, şikayet konusunun eski ve yeni yönetim arasında hukuk davası ile çözülebilecek hukuki ihtilaf olduğu gerekçesiyle sanığın beraatine karar verildiği; bunun üzerine kooperatif tüzel kişiliğinin davalı aleyhine, 04/04/2013 tarihinde davalının uhdesinde tuttuğu evrak asıllarını teslim etmesi talepli dava açtığı, yapılan yargılamada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/229 Esas, 2013/706 Karar sayılı kararı ile istenen belgelerin kanunda yazılı belgelerden olmadığı ve bu belgelerin davalıya tespit edildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği; bu dava sürerken davalının kooperatif aleyhine kendisi hakkında yapılan haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunduğu, Gölbaşı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/509 Esas, 2017/563 Karar sayılı ilamına göre, davanın kısmen kabulüne karar verildiği; iş bu ilamların kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Yukarıda özetlenen hukuki süreçler ve ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, kooperatif yönetimini devreden ve devralan taraflar arasında devir usulünün hukuka uygun olup olmadığı hususunda anlaşmazlık doğduğu, her iki tarafın da yasal görev ve sorumlulukları gereği hukuki yollara başvurduğu, davalıca açılan tazminat davasının kooperatif tüzel kişiliğine yöneltildiği, davacılara münhasıran yapılmış bir cezai şikayetinin olmadığı, hak arama özgürlüğünün kötüye kullanıldığının ve sırf davacılara zarar vermek kastıyla hareket ettiğinin ispat edilemediği, bu itibarla davalının somut olayda dava hakkını anayasal sınırlar ve hak arama özgürlüğü çerçevesinde kullandığı ve manevi tazminat ödetilmesi koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 179,90TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 177,90TL harcın mahsubu ile bakiye 2TL harcın davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince;Dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 10/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2023


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza