Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/2577 E. 2023/188 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2577 Esas
KARAR NO : 2023/188
KARAR TARİHİ : 24/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2022
NUMARASI : 2022/374 Esas, 2022/668 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile dava dışı… AŞ arasında 02.05.2013 tarihinde, “… ruhsat nolu maden işletmesi”nde fen ve teknik icaplara göre cevher çıkartılarak madenciliğe uygun hale getirilmesi” konulu sözleşme imzalandığını, davacı şirketin sözleşmeye uygun işleri davalılardan ve aynı zamanda sigortalı çalışanı …’in nezaret ve sorumluluğunda yaptığım, bu işleri yapılabilmesi içib mülkiyeti kendisine ait iş makinası ve ekipmanları ve SGK’lı çalışanlarını …’in emrine (yönetimine) verdiğini, Davacı ile dava dışı… arasındaki iş bu sözleşmenin 28.3.2014 tarihli fesih bildirimi ile sona erdiğini, işin sona erme nedeninin projedeki işlerin yavaşlaması ve durma noktasına gelmesi olduğunu, bu fesihten sonra davalı …’in de davacı şirketteki çalışmasından istifa ettiğini, Sonradan, davalı …’in yukarıda yazılı işlere davacı adına nezaret ediyorken, % 80 hissedarı ve yetkilisi olduğu diğer davalı … Ltd Şti’nin dava dışı … AŞ ile taşeronluk sözleşmesi yaparak adı geçen şirketin … galeri açma işini yaptığı, ortağı olduğu davalı…Ltd Şti’ne menfaat sağladığı, bu işi yaparken davacının kendi yönetimine verdiği iş makinası ve ekipmanları ile işçileri Temmuz 2013 ila Mart 2014 tarihleri arasında çalıştırdığının anlaşıldığını, bunun aynı zamanda dava dışı… ile olan işlerin de aksamasına neden olduğunu, Davalılardan …’in, kendi yönetimine verilen araç, gereç ve ekipman ile iş makinasını uhdesinde tutmakta olduğunu, buna ilişkin davanın da açılacağını, … de çalışan toplam 13 işçinin, davacı şirket çalışanı iken ayrıca SGK ya bildirimde bulunularak davalı şirketin de çalışanı olduklarını, davalılardan …’in davacı şirketin çalışanı iken kendi yönetimine verilmiş olan davacının sigortalı çalışanlarını davacıdan habersiz ve izinsiz olarak hissedarı bulunduğu diğer davalı … Ltd Şti’nde çalıştırmak suretiyle davacı şirketi zarara uğrattığını ve müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, bu sebeplerle davalı … şirketi adına 4 işçi için 03.04.2014 tarih ve 88.678,18 TL meblağlı bir fatura, 9 işçi için 23.06.2014 tarih ve 54.849,94.TL meblağlı iki fatura düzenlediklerini, bu faturaları noter aracılığıyla tebliğ ettiklerini, ancak bu faturaların davalı … şirketi tarafından iade edildiğini, sonuç olarak, davalıları izinsiz çalıştırdıkları davacı şirkete ait işçilerin çalıştırıldıkları döneme ait işçilik ve SGK giderlerinin ihtarnamelerin tebliği tarihinden itibaren en yüksek ticari faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından gönderilen faturalara itiraz edildiğini, davacı tarafça işçilerin belirli sürelerle farklı işyerlerinde çalıştıklarının bilindiğini, çalışmaların davacının bilgisi ve onayı ile yapıldığını, davacıdan habersiz kendisine ait işçilerin 8 ay gibi bir süre çalıştırılmasının hayatın doğal akışına aykırı olduğunu, taraflar arasında 28.01.2014 tarihinde bir niyet sözleşmesi imzalandığını, bu niyet sözleşmesi ile davacıya ait iki faal maden işletmeciliğinin davalılardan … veya göstereceği bir şirkete devredileceğinin kararlaştırıldığını, işlerden birinin HES tüneli yapım işi diğerinin ise …adresinde yeraltı maden işi olduğu, ancak HES tüneli yapım işine ait sözleşmenin dava dışı Ciner grubu tarafından feshedilmesi nedeniyle devirin ortadan kalktığını, dolayısıyla niyet sözleşmesinin uygulanabilirliğinin ortadan kalktığını, buna rağmen … adresindeki yeraltı maden işletmesinin devri konusunda görüşmelerin devam ettiğini, davacının bu işletmede çalışan işçilerin ücretlerini ödemediğini, SGK primlerini yatırmadığını, buna rağmen davacı adına avans niteliğinde ödemeler yapıldığını, bu ödemeler toplamının 350.968,45 TL olduğunu, dava dışı… tarafından gönderilen ihtaranameye rağmen personel ücretlerinin ve SGK primlerinin ödenmediğini, sözleşmenin feshine neden olduğunu, davacının niyet sözleşmesine istinaden verilen teminat çekini tahsil amacıyla bankaya ibraz ettiğini, karşılıksız çek işlemi başlattığını, ihtiyati haciz işleminin mahkeme kararıyla kaldırıldığını, davacının işçilik ve SGK gideri altında faturalar gönderdiğini ve bu haksız davayı açtığını, …’in bu davanın muhatabı olmadığını, …’e bir ihtarnamenin de ulaşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı …’indavalı … …. Şti.’nin %80 ortağı olduğu, SGK kayıtlarının incelenmesinden davacının işçilerinin davalı … …. Şti. Firmasında davacının iddialarını doğrular şekilde çalıştığı, bilirkişi raporu ile davacının zararının hesaplandığı, 6098 sayılı TBK’nın 49 ve devamı maddeleri gereğince davalıların haksız fiili neticesinde davalının zararına sebebiyet verdikleri, haksız fiil ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, davalılar her ne kadar zamanaşımı iddiasında bulunmuşlarsa da davalıların fiilinin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, ceza mahkemesi tarafından ceza verilmese dahi suça ilişkin zamanaşımının haksız fiil için de uygulanacağı, uzamış ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, davalıların zamanaşımı def’ilerinin reddi gerektiği, davacının davasını, ticaret sicil kayıtları, SGK kayıtları ve bilirkişi incelemesi ile ispatladığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 103.521,21-TL tutarındaki alacağın 88.678,11-TL sini 15/04/2014 tarihinden 14.843,03-Tl sinin 02/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu alacağı doğuran iş ve işlemler davacı şirket ile müvekkili … arasındaki iş sözleşmesi devam ederken meydana geldiğini, bu nedenle davanın iş mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkili …’a davadan önce herhangi bir ihtar gönderilmediği için temerrüde düşmediğini, avans faizine hükmedilmemesi gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, davaya konu işçilerin davacı şirketle yapılan anlaşma çerçevesinde ve bilgisi dahilinde müvekkili şirkette çalıştıklarını, işçilerin maaş ve SGK ödemelerinin müvekkili şirket tarafından davacı şirkete avans olarak ödendiğini, bu ödemelerin cari kayıtlarda sabit olduğunu, dosyada mevcut ilk bilirkişi raporunda da bu ödemelerin belirtildiğini, yapılan ödemelerin işçiler için olduğuna dair davacı şirketle yapılan görüşmelere ilişkin mail içeriklerini dosyaya sunduklarını, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davaya bakmakla görevli mahkemenin iş mahkemesi olup olmadığı, davacının iddiasını ispat edip edemediği, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca; İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimseler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya 4857 sayılı İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesinde iş mahkemeleri görevlidir
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır. Aynı Kanun’un 115/1. maddesine göre de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, davalı …’in, davacı şirkette iş aktine dayalı olarak maden mühendisi olarak görev yaptığı, işine devam ettiği süreçte davacı şirkete ait işçileri davacı şirkete bilgi vermeden kendi sahibi olduğu şirket adına çalıştırdığı, bu şekilde güveni kötüye kullanma eylemini işlediği iddia edildiğine göre işveren/işçi sıfatına haiz taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olduğu, her ne kadar davalı … ….Şti’ne de husumet yöneltilmiş olsa da ağırlıklı hukuki ilişkiye göre davaya bakmaya iş mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek “mahkemenin görevli olması” dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Davalı tarafın istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin duruşma yapılmadan KABULÜ ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/11/2020 gün ve 2016/205 Esas, 2020/663 Karar sayılı kararının HMK’nın 353.maddesinin 1.fıkrası (a) bendinin 3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3)Davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru sırasında yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde iadesine,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353.maddenin (1).fıkrasının (a) bendinin (3). maddesi uyarınca kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/01/2023


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza