Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/2319 E. 2022/2062 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2319 – 2022/2062
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2319
KARAR NO : 2022/2062
KARAR TARİHİ : 09/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2022
NUMARASI : 2021/301 Esas, 2022/341 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine dair karara karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın tedbirsiz ve dikkatsiz çalışması sonucu müvekkiline ait varlıkların hasar gördüğünü, müvekkiline ait varlıkların zarar görmesi sonucu oluşan gelirim dalgalanması neticesinde üçüncü kişilere ait cihazların bozulduğunu ve hasarlandığını, söz konusu üçüncü şahıslara ait cihaz hasar bedellerinin müvekkilince karşılandığını, akabinde hasar bedellerinin müvekkiline ödenmesi için davalı şirkete başvuru yapıldığını ancak sonuç alınamadığını, üçüncü şahıslara ödenen bedellerin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara 13. İcra Müdürlüğünün 2020/4554 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek itirazın iptaline, aynı şartlarla devamına, %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu iddia edilen 11 farklı yerde ve farklı zamanda, farklı hasar tespit tutanaklarına dayanılarak açıldığını adres ve tarihler dikkate alındığına tek bir dava açılmasının mümkün olmadığını, davaların ayrılması gerektiğini, davacı tarafından yokluklarında tek taraflı olarak tutulan tutanaklar olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, usulüne uygun olmayan şekilde tutulan tutanaklarla iddia edilen hasarlarla müvekkili arasında illiyet bağı kurulmasının mümkün olmadığını, anılan adreslerde birçok firmanın ve müteahhitlerin çalışmasının söz konusu olduğunu, müvekkilinin anılan adreslerle çalışma yaptığına dair hasar raporlarından başka bir delilden söz edilemeyeceğini, tutulan tutanakların hiçbirinin usulüne uygun tutulmadığını, müvekkili kurumun dışında bir çok kamu kurum ve kuruluşlarında Telekom, Doğalgaz vs. Çalışma yaptığını, müvekkilinin herhangi bir kusurlu sorumluluk atfedilemeyeceği gibi kusursuz sorumluğunu gerektiren bir durumunda bulunmadığını savunmuş hasar tutanaklarının ilçe bazında ayrılarak dosyaların tefrik edilmesine, haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle süre, usul, husumet ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davacı şirket tarafından, dava dışı üçüncü kişilere, aralarındaki abonelik sözleşmeleri kapsamında yapılan ödemenin halefiyet hakkına dayalı olarak rücuen tahsili istendiğine göre, görevli mahkemenin, davacı şirketinin halefi olduğu abonelerle arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre belirlenmesi gerektiği, davacı ile ödeme yapılan dava dışı kişiler arasında mesken ve ortak kullanım aboneliklerinin yapıldığının anlaşıldığı, bu durumda; ödeme yapılan dava dışı 3. kişilerin 6502 TKHK 3/1-k maddesi gereğince tüketici konumunda olduğu ve dava dışı 3. kişiler ile davacı arasındaki işlemin de aynı Yasa’nın 3/1-l maddesi gereğince tüketici işlemi niteliğinde olduğunun açık olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığında çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu ve HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dışı 3. Kişiler THK’nın 2. Maddesi kapsamında Tüketici sıfatına haiz olmadığı, görevli mahkemenin tespitine yönelik değerlendirmenin isabetsiz olduğu, anılan yasal düzenlemeler ve yüksek mahkeme kararları doğrultusunda; davalı tarafın haksız fiil neticesinde meydana gelen dava dışı 3. Kişiler ile perakende sözleşmesi bulunmadığı, 3. Kişilerin uğradığı zararların tazmini kapsamında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu ve ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğu ve bu kararın kaldırılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi mi yoksa tüketici mahkemesi mi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa kapsamında değerlendirilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Davacı şirket eldeki davayı dava dışı 3. kişilerin halefi sıfatıyla açmıştır. Bu haliyle, 3. kişiler ile davacı şirket arasındaki hukuki ilişkinin mahiyeti görevli mahkemenin belirlenmesinde önem arz etmeyeceği gibi, dava dışı 3. kişilere davalı tarafından sunulan bir hizmette bulunmamaktadır.
Davacı şirket ve davalı şirket arasındaki uyuşmazlık akdi ilişkiye dayanmamakta olup davalı …’nin tedbirsiz ve dikkatsiz çalışması sonucu davacıya ait varlıkların hasar görmesi ve bu nedenle oluşan gerilim dalgalanması neticesinde cihazları bozulan ve hasara uğrayan dava dışı 3. kişilere ödeme bedeli rücuen tazmini talebine yönelik olup Tüketici Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi yanlıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince duruşma yapılmadan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2022 gün ve 2021/301 Esas, 2022/341 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (a) bendinin 3.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3)Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru sırasında yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde iadesine,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddenin 1.fıkrasının a bendinin 3. maddesi uyarınca kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/12/2022 günü oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip