Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/23 E. 2022/15 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ
…..
KARAR TARİHİ : 06/01/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2021
NUMARASI : ……
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın usulden reddine dair hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalıya ait araçlar ile gerçekleştirilen ihlalli geçişler nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarı ve 6001 sayılı Yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2020/5209 sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibinde gönderilen ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, müvekkili şirket adına başlatılan icra takibine davalı/borçlunun borcun tamamına, faize ve faiz oranına itiraz edildiğini, dava açılmadan önce arabuluculuk bürosuna başvuru yapıldığını ancak taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlunun borca ilişkin itirazlarının yerinde olmadığını, müvekkil şirket tarafından davaya konu ihlalli geçişlere ilişkin olarak, geçiş tarihlerinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde her bir geçiş için ayrı ayrı 102,11 ve 105’er defa, ilgili plakalara tanımlı HGS/OGS hesabı nezdinde sorgulama gerçekleştirildiğini, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunun açık olduğunu, davalı tarafça icra takibine itiraz edilerek müvekkilinin alacağına kavuşmasının haksız olarak engellendiğini, takibe konu alacağın likit alacak olduğunu beyan ederek, davalının Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2020/5209 sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, alacağın avans faizi ve diğer tüm ferileri ile birlikte tahsili için takibin devamına, müvekkili lehine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu takibe itiraz ettiğini, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, icra takibine itirazlarının da icra dairesinin yetkili olmamasından ötürü yetki itirazında bulunduklarını, borçlunun yerleşim yeri sayılan yerdeki icra dairesinin genel yetkili icra dairesi olduğunu, müvekkili firmanın ödemelerini aksatmadan zamanında yapıldığını beyan ederek mahkemenin yetkisizliği nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili hakkında açılan davanın esastan reddine, takibinde haksız olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerektiği, bu nedenle yetki itirazının incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir icra takibinden söz edilemeyeceği, yapılan icra takibinin geçiş ücreti 4 katı tutarında para cezasının toplamı üzerinden yapıldığı, para cezasından kaynaklanan borcun TBK’nın 89. maddesinde düzenlenen para borçlarından olmadığı bu nedenle davacının (alacaklının) ödeme zamanındaki yerleşim yerindeki mahkemelerin ve icra dairelerinin yetkili kabul edilemeyeceği, bu kapsamda 6100 sayılı HMK ‘nın 6. maddesi gereğince mevcut davada davalının bulunduğu yer icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazının usul ve yasaya uygun olduğundan ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı anlaşılmakla HMK 114/2.maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın usulden reddine ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil şirketin özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, dava konusu ceza tutarının idari para cezası niteliğinde olmadığını, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin icra müdürlüğünün yetkisiz olduğuna yönelik verilen kararının yerinde olmadığını belirterek Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılmasına, haklı davalarının kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesini ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Öncelikle, ihlalli geçiş yapıldığı iddiasına dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibinde, icra dairesinin yetkisi ile birlikte borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, istinaf istemine konu edilen hükmün istinafı kabil olup olmadığı, kesin olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, otoyol ve köprülerden geçiş ücretini ödemeden geçiş sebebiyle, geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında cezanın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibinde vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın usulden reddine karar verilmiş olup davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf istemine konu edilen tutarın 4.505,50TL olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesinde öngörülen “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Ek Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle 2021 yılı için 5.880TL’dir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 ve 352. maddeleri gereğince istinaf edenin sıfatına göre hükmedilen ya da mahkemece kabul edilmeyen bölümünün miktar veya değeri karar tarihi itibariyle 5.880TL’yi geçmeyen davalara ilişkin ilk derece mahkeme kararlarının istinafı kabil değildir. İstinaf dilekçesi, kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf isteminin reddine karar verilebilecektir.
İstinafa konu edilen miktar, yukarıda belirtilen istinaf kesinlik sınırının altında kalmaktadır. O halde ilk derece mahkemesi kararının istinaf kabiliyeti olmayıp kesin olduğu Dairemizce dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda tespit edilmekle davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Karar tarihi itibariyle beş bin sekiz yüz seksen Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesin olup istinaf yoluna başvurulamayacağından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2, 346 ve 352. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinin REDDİNE,
2)Davacı tarafça istinaf kanun yolu başvurusu sırasında yatırılan istinaf harçlarının talep halinde iadesine,
3)İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 ve 361. maddeleri uyarınca; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olarak 06/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2022

…..