Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/215 E. 2022/2053 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/215 – 2022/2053
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/215
KARAR NO : 2022/2053
KARAR TARİHİ : 07/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2021
NUMARASI : 2021/484 Esas, 2021/1037 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının İptali

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu’nun arsa tahsisinin iptaline yönelik kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından, davalı tarafça müvekkili şirkete yapı ruhsatı alınarak üretime geçmesi için 30.06.2018 tarihine kadar süre verildiğini, bu tarihten itibaren üç yıl boyunca hiç bir işlem yapılmayarak yasal süresi içerisinde iptal hakkı kullanılmadığından davalının tahsis iptali hakkını kullanmaktan vazgeçmiş sayılması gerektiğini, aynı bölgede bu şekilde hiç bir faaliyette bulunmayan şirketlerin tahsis kararlarının iptal edilmemesinin eşitlik ilkesi ile dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ve alınan kararın iptali gerektiğini, müvekkili şirketin tahsis kararından sonra Akyurt ilçesinde bulunan iş yerinde büyük bir yatırım yaptığını, buna rağmen tahsis bedellerini aksatmadan ödediğini, Akyurt ilçesindeki yatırım tamamlandıktan sonra davaya konu tahsis edilen parsellerde yatırım yapma kararı almasına rağmen bu dönemde ortaya çıkan toplumsal olaylar ve ekonomik krizler sebebiyle yatırımları yapamadığını, ancak yatırım hedeflerinin devam ettiğini ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
OSB Uygulama Yönetmeliğin tahsis iptal tarihinde yürürlükte olan metninin 60. Maddesi (1) Tahsis edilen (Değişik ibare:RG-6/8/2019-30854) sanayi parseli ile ilgili olarak;
a) Tahsis tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde gerçekleştireceği yapıya ait projeleri OSB’ye tasdik ettirerek yapı ruhsatını almayan,
b) Yapı ruhsatı aldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde iş yeri açma ve çalışma ruhsatını almayan,
c) 25/11/2014 tarihli ve 29186 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre “ÇED Gerekli Değildir” veya “ÇED Olumlu” kararı almayan, katılımcılara yapılan tahsis, yönetim kurulu tarafından iptal edilir.
(2) Makul sebeplerin varlığı halinde birinci fıkranın;
a) (a) bendinde belirtilen süre toplamda (Değişik ibare:RG-3/7/2020-31174) 1 yılı,
b) (b) bendinde belirtilen süre ise toplamda 2 yılı geçmemek üzere yönetim kurulu tarafından uzatılabilir.
(3) İkinci fıkranın (b) bendinde belirtilen sürede de inşaata başlanmış ve (Değişik ibare:RG-16/4/2020-31101) iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alamamış katılımcılar için ise bu süre toplamda (Değişik ibare:RG-3/7/2020-31174) 2 yılı geçmemek üzere Bakanlık tarafından uzatılabilir.
(4) Bakanlığın, Avrupa Birliği ile birlikte yürüttüğü Katılım Öncesi Mali Yardım Programı kapsamındaki projeler için yapılan arsa tahsislerinde, projenin program otoritesince desteklendiğinin her yıl proje yararlanıcısı tarafından belgelenmesi şartıyla birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, OSB tarafından uzatılır.” şeklindedir.
Dosya kapsamından;taraflar arasındaki 23.03.2006 tarihli arsa tahsis sözleşmesinin “İnşaat Başlama ve Bitirme” başlıklı 12. maddesi kapsamında “Sözleşmenin imza tarihinden itibaren A “çevresel etki değerlendirmesi yönetmeliği”nde bahsedilen faaliyetler listesinde yer alanların hazırlayacakları ÇED raporu sonucunda “ÇED olumlu” veya ÇED ön araştırma raporu sonucunda “çevresel etkileri önemsizdir” kararı belgesini almaz, B- katılımcı 1 yıl içinde projesini OSB’ye tasdik ettirmez ve 2 yıl içinde inşaata başlamaz, C- 3 yıl içinde inşaatı bitirmez, 4 yıl içinde işletmeye açmazsa, OSB yukarıdaki hallerin her birini diğerinden bağımsız olarak sözleşmenin feshi ile arsayı geri almak için yeterli sebep sayar. Alıcı bu hallerde bir hak talep etmemeyi şimdiden kabul ve taahhüt eder. E- Alıcı arsa tahsis talebi ile birlikte OSB’ye sunduğu dosya kapsamında inşaata başlamadan, tapusunu almadan önce tesise ait projelerini OSB’ye ibraz ederek uygunluk vizesi almak zorundadır. F- işbu maddenin B,C,D bentlerindeki sürelerin toplamı 4 yıldır.” şeklindeki şartlar doğrultusunda davacıya arsa tahsisi yapıldığı, bu kapsamda … …sayılı parsellerin tahsisinin yapıldığı, (iptal tarihindeki imar durumuna göre … parsel) davacının sözleşme kapsamında 12.maddenin B bendi kapsamında 1 yıl içinde projesini OSB’ye tasdik ettirmediği gibi toplam sözleşmedeki 4 yıllık süre içerisinde inşaat ruhsatını da almadığı, projelerini OSB’ye sunmadığı, davalı OSB tarafından Uygulama Yönetmeliği kapsamında ek süreler verildiği, son olarak 30.06.2018 tarihine kadar verilen süre sonundan itibaren de hiç bir işlem yapılmadığı, bu şartlar altında davalı OSB Yönetim Kurulu tarafından 16.03.2021 tarihinde verilen karar ile davacıya tahsis edilen 482 ada, 4 ve 5 no’lu parsellerin arsa tahsislerinin iptaline ve arsa bedellerinin ödenmesine karar verildiği, bu karar üzerine de işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, taraflar arasında sözleşme bulunması nedeniyle artık taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sözleşme ile OSB Kanun ve yönetmelikleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte olup, Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 60. maddesinde kurala bağlanan koşulların gerçekleştiği, verilebilecek ek sürenin takdire bağlı olduğu, kaldı ki verilen ek süreler içinde de sözleşmenin 12. maddesi kapsamındaki eksikliklerin giderilmediği, verilen süre sonunda işlem yapılmamasının davacı yararına bir hak doğurmayacağı gibi eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı iddiasının soyut nitelikte kaldığı, ayrıca bu durumun davacının şartları taşımaması sebebiyle tahsis kararının iptaline engel teşkil etmeyeceği sonucuna varıldığından davalı OSB tarafından 16.03.2021 tarih ve 1250 sayılı arsa tahsisinin iptaline karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı davacı tarafça peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; Dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 07/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip