Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/2148 E. 2022/1920 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2148 – 2022/1920
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2148 Esas
KARAR NO : 2022/1920
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2020
NUMARASI : 2020/220 Esas, 2020/563 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, otoyoldan ihlalli geçiş nedenine dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından, kısmen reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 70,55TL nispi vekalet ücretinin davalı lehine hükmedilmesinin tarifeye aykırı olduğu, takip konusu cezaların yazıldığı yolların, şehir içinde ve ara yollar mesafesinde olduğu ve bu yolların ücretli olduğuna dair hiç bir duyuru, ilan, bilgi ve levha bulunmadığı, davacı tarafın belirttiği dava konusunu oluşturan alacaklar ve dava konusu diğer tüm taleplerin zamanaşımı bakımından süresini doldurduğu, bilirkişinin müvekkili şirkete ait araçların hiç bir zaman hiç bir şekilde Yavuz Sultan Selim Köprüsünden geçmediği halde bu köprüden geçtiği, geçiş ihlali yaptığını iddia ettiği, HGS-OGS ihlalli geçiş nedeniyle kesilen cezaların ilgilisine tebliğ edilmesinin genel hükümlerine göre yapılması gerekirken müvekkili şirkete tebliğ edilmediği gerekçesiyle itiraz hakkını kullanmasının engellenmiş olduğu ve erken ödemedeki %25 indirim hakkını da kullanamadığı bu nedenle Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, davacı lehine hükmedilen inkar tazminatının kaldırılmasına ve davalı lehine eksik takdir edilen vekalet ücretinin kaldırılarak tarifeye uygun karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Takip konusu alacağın yasal dayanağı olan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5 maddesi uyarınca, geçiş ücreti ve ihlalli geçiş halinde uygulanacak cezanın genel hükümlere göre tahsil edileceğinin düzenlendiği, zamanaşımına yönelik özel bir düzenlemenin yasada yer almadığı görülmüştür. Buna göre Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesindeki “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” cümlesinden hareketle genel zamanaşımı süresi içerisinde açılan davada ileri sürülen zamanaşımı istinaf sebebine itibar edilmemiştir.
Dosyada mevcut bilirkişi raporunun, ihlalli geçiş yapan araçların plaka ve sair bilgilerini içeren görüntülü belgeler ve banka provizyon bilgileri esas alınarak hazırlandığı, araçların davalıya ait olmadığının ileri sürülmediği, bilirkişi raporunun hukuki denetime elverişli ve yeterli olduğu, ihlalli geçiş tarihinde yürürlükte olan mevzuata göre ceza indiriminden faydalanılması için tebligat zorunluluğunun gerekmediği, geçiş ücretlerinin OGS ya da HGS aracılığıyla ödenmesi aşamasında yaşanmış muhtemel hatanın davacı şirkete yansıtılamayacağı, davalının gerektiğinde sorumlulara rücu edebileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı vekilinin sair istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ayrıca Avukatlık Ücret Tarifesinin 13. Maddesinde yer alan: “(1)Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
…” düzenlemesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden takdir edilen vekalet ücretine yönelik istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 626,96TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 157,49TL harcın mahsubu ile bakiye 469,47TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3)İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. Maddesi gereğince kesin olmak üzere 23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip