Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/192 E. 2023/804 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/192 Esas
KARAR NO : 2023/804
KARAR TARİHİ : 29/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2021
NUMARASI : 2019/169 Esas, 2021/603 Karar

DAVACI : …-
VEKİLİ :
DAVALI : …- …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu …. Ltd Şti hakkında Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/9761 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, takip için Kazan İcra Müdürlüğü 2015/518 Talimat sayılı dosyasında borçluya ait olduğu iddiası ile hacze gidildiğini, iş yerindeki tüm malların davacı 3. kişi şirkete ait olduğu halde davalıya ait muamelesi görerek haczedildiğini, Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/677 Esas sayılı dosyasında İİK’nun 99. Maddesi uyarınca istihkak davası açıldığını, ancak yaşanan bu takip nedeniyle davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu, ticari itibarının sarsılmasından ötürü haciz tarihi olan 22/7/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 10.000TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2015/9761 Esas sayılı dosyasında davacının istihkak iddiasından vazgeçtiğini ve tarafların karşılıklı olarak anlaştığını, davayı kabul etmemekle birlikte, davacı tarafından talep edilen 10.000TL’lik tazminatın, manevi zarar koşullarının oluşmaması bir yana, amacını aşan sebepsiz zenginleşmeye yol açacak derecede kabul edilemez fahiş bir miktar olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkili şirket aleyhine tazminat talepli açılan haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davacının haciz esnasında istihkak iddiasına bulunduğu, bunun üzerine davalı tarafından Ankara 4.İcra Hukuk Mahkemesinde istihkak iddiasının kaldırılması ve yasaya uygun haczin devamına karar verilmesi için dava açılmış ise de davacı ….Şti’nin davayı takip etmediğinden dosyanın önce işlemden kaldırılmasına 09/02/2016 tarihinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği somut olayda; davalı şirketin Ankara 1. icra Müdürlüğünün 2015/9761 Esas sayılı dosyasında borçlularının … Şti ve … olmasına karşın davacı…. Şti’in Ankara ili, Kahramankazan ilçesindeki adresinde talimat yoluyla haciz yapıldığı davacının takip borçlusu olmadığı gibi, borçlu şirketler ve şahısla bir ilişki ve irtibatının tespit edilemediği, davacının iş yerinde haksız haciz yapıldığı, haksız haczin davacının mağdur olmasına sebep olduğu, ticari itibarının zedelendiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile, 4.000TL manevi tazminatın haciz tarihi olan 22/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; talep edilen 10.000TL tutarındaki manevi tazminat miktarının tarafların ekonomik durumları araştırılmadan değerlendirildiğini, manevi tazminatın, söz konusu fiilin neden olduğu manevi zararı bir nebze de olsa dindirmek, etkilerini azaltmak amacını taşısa da, müvekkil şirket aleyhine 10.000TL manevi tazminatın reddedilen kısmı bakımından hüküm kuruluna karşı vekalet ücreti tutarı 4.080TL olu, bu miktarın tesis edilen manevi tazminat miktarından dahi daha fazla olduğunu, dolayısıyla tesis edilen hükmün adaleti sağlamadığını, davalı haciz işlemi yapılmasına neden olmuş ise de sonrasında ikame edilen istihkak davasının takip edilmemesinin yapılan haczin kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu bu nedenle Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının 23/10/2015 tarihli cevap dilekçesinde yer alan “Ankara 1. İcra Müdürlüğü 2015/9761 Esas sayılı dosyasında davacı ishihkak iddiasından vazgeçmiş ve taraflar karşılıklı olarak anlaşmışlardır./ Bu nedenle söz konusu dava dayanaksız olup, davanın reddi gerekmektedir.” şeklindeki beyanları hiç dikkate alınmadan ve dosya eksik incelenerek verildiğini, beyanlarına dayanak teşkil eden, yerel mahkemenin Ankara 1. İcra Müdürlüğünden celbettiği 2015/9761 Esas sayılı icra dosyasında mevcut bulunan ve ekte de sundukları 16 Eylül 2015 tarihli beyan dilekçesinde, davacı vekili ve borçlu asilin; “Yapmış olduğumuz istihkak iddiasından vazgeçiyoruz. … adresinde yapılan hacze itirazımız yoktur. Ayrıca bu dosya ile ilgili alınan ihtiyati haciz kararı gereğince yatırılan teminatın iadesine muvafakatımız vardır. Bu hacizle ilgili herhangi bir zararımız yoktur.” dediğini, davacının bahse konu haciz nedeniyle zarara uğradığı iddiasının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, bu iddianın bir an için doğru kabul edilse bile, davacının beyan dilekçesinde istihkak iddiasından vazgeçtiğini ve hacizle ilgili herhangi bir zararının bulunmadığını açıkça ifade ettiğini bu nedenle Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davalı tarafça yapılan haczin haksız olup olmadığı, manevi tazminat ödetilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; haksız haciz nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Yargıtay 4 Hukuk Dairesi’nin 06/12/2018 gün, 2016/10666 Esas, 2018/7714 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ”… Haciz işleminin borçlu olmadığını bildiği kişi veya borçluya ait olmadığını bildiği eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız haciz söz konusu olur…” .
Haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız haciz kararı olan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK’nın 49’ncu maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). Başka bir deyişle haksız haciz sebebiyle tazminat davasında manevi tazminata hükmedebilmek için davalı alacaklının icra takibinde kötü niyetli veya ağır kusurlu olması da gerekir.
Dosya kapsamından, davalının dava dışı borçlular aleyhine başlattığı icra takibi nedeniyle yapılan haciz işleminde davacının işyeri adresindeki eşyanın haczedildiği, davacı tarafın istihkak iddiasında bulunduğu, bunun üzerine davalı takip alacaklısı tarafından istihkak iddiasının reddi ve haczin devamına karar verilmesi için dava açıldığı, Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/677 Esas, 2016/130 Karar sayılı ilamı ile, davalının davayı takip etmemesi nedeniyle 09/02/2016 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu nedenle davacının manevi tazminat davasını açtığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacı şirketin borçlu şirket ve şahısla bir ilişki ve irtibatının tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, davalı takip alacaklısı, istihkak iddiasının iptali için açtığı davasını takipsiz bırakmakla birlikte, davacı vekilinin 16 Eylül 2015 tarihinde Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/9761 numaralı dosyasına “Yapmış olduğumuz istihkak iddiasından vazgeçiyoruz. … adresinde yapılan hacze itirazımız yoktur. Ayrıca bu dosya ile ilgili alınan ihtiyati haciz kararı gereğince yatırılan teminatın iadesine muvafakatımız vardır. Bu hacizli ilgili her hangi bir zararımız yoktur.” ifadesiyle imzalı beyanda bulunmuş olması; takip borçlularından …’in “ihtiyati haciz kararınca dosya yatırdığım teminatı iadesine muvafakat ediyorum.” ifadesiyle imzalı beyan vermesi; icra görevlisinin aynı tarihte talepler gibi işlem yapılmasına karar vermiş olması karşısında, bu durumun, davacının istihkak iddiasından vazgeçtiği yönündeki davalı savunmasını doğruladığı görülmektedir. Ayrıca icra dosyası içerisinde rastlanan Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 07.09.2015 tarih, 2015/682 Esas, 2015/518 Karar sayılı ilamına göre, haciz mahallinde dava dışı takip borçlusu adına düzenlenen belgeler bulunduğu ve haciz mahallinin borçlu tarafından kullanıldığı anlaşılmakla şikayetin kabulüne, haczin İİK 97.madde uyarınca yapıldığının tespitine, icra dairesinin İİK 99.madde uyarınca dava açması için alacaklı vekiline süre verilmesi yönündeki kararının iptaline karar verildiği de tespit edilmiştir.
Şu durumda davalı takip alacaklısının davacı şirket adresinde haciz talep etmesinde ve davacının istihkak iddiasından vazgeçmesi ve şikayetinin kabulü ile sonuçlanan mahkeme ilamına göre hareket ederek davasını takipsiz bırakmasında hukuka aykırılık bulunmadığının, davacıya zarar verme kastı ile hareket etmediğinin, kusuru bulunmadığının kabulü ile, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun duruşma yapılmaksızın kabulü ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında ” davanın reddine” dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/09/2021 gün ve 2019/169 Esas, 2021/603 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B-1)Davanın REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 179,90TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 170,78TL harcın mahsubu ile bakiye 9,12TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 332/3.maddesi uyarınca, hükümden sonraki yargılama giderlerinin davacı tarafa yüklenmesine,
5)Davalı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6)Davalı tarafın istinaf başvurusunun haklı görülmesi nedeniyle Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2021/14379 Esas sayılı dosyasına nakit olarak yatırılan teminatın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 36/5. maddesi gereğince davalı/borçluya geri verilmesine,
7)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
C-1)Davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; davacı taraftan alınması gerekli 179,90TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davalı tarafça istinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin yatırılan 68,31TL istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalı tarafa iadesine,
4)Davalı tarafça yatırılan 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama gideri olarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5)Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere 29/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2023


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza