Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/174 E. 2022/326 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ


KARAR TARİHİ : 22/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2021 (Ara Karar)
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Tazminat/İhtiyati Haciz

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan davaların yapılan yargılaması sırasında verilen ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair ara kararına karşı davalı …. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin, … ve yangın sistemleri pazarlama montaj işletmesi üzerine faaliyet gösterdiğini, … İş Merkezinde bulunan iş yerini 2020 yılının sonunda satın aldığını, iş yerini baştan aşağı tamirat, tadilat yaptırdığını ve yeni malzemelerle dekore ettirdiğini, 03/06/2021 tarihinde müvekkil şirketin iş yerinin bulunduğu ….. davalı şirketler … ve ….. ticari faaliyet gösterdiği 86 no’lu iş yerinde çıkan yangın neticesinde müvekkil şirkete ait iş yerinin duvarları, camları, kapıları tüm demirbaşları, dekorasyon malzemeleri, bilgisayarlar, yük asansörü, tüm alt yapı malzemeleri, elektrik, elektronik, yangın … ve su tesisatlarının klima ve ofis mobilyalarının, ticari malların, mali kayıt ve defterlerinin resmi belgelerin tamamen yok olduğunu, meydana gelen yangın ile ilgili Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/116 D. İş sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını ve itfaiye raporu düzenlendiğini, ayrıca yangın sebebi ile de müvekkil şirketin iş yerinde muhafaza ettiği ticari kayıtlar, defterler, basılı faturalar gibi resmi ve mali kayıtlarında yandığını buna ilişkin olarak da Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/358 Esas sayılı dosyası ile zayi belgesi verilmesi davası açtıklarını, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 300.000TL’nin davalılardan haksız fiil tarihi olan 03/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar hakkında menkul gayrimenkul sigorta poliçe alacakları ile davalı site yönetiminin ortak mülkiyetten kaynaklı gelir ve iratları ile ortak alan sigorta poliçe alacakları ve gayrimenkullerinin üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, bu taleplerinin mahkemece farklı düşünülmesi halinde İİK’nın madde 257 göre teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının İİK’nun 261. maddesi uyarınca ihtiyati haciz karar tarihinden itibaren 10 gün içerisinde ihtiyati haciz kararının infazını istemediğinden ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalktığını, 03/06/2021 tarihinde meydana gelen yangın olayı ile ilgili olarak müvekkili şirketin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, yangına ilişkin olarak… İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen 14/06/2021 tarihli yangın raporunun hatalı olduğunu, itfaiye raporunda yangının müvekkiline ait işyerinde bulunan hava kompresörü sebebiyle çıktığının belirtildiğini, ancak yangının meydana geldiği saatlerde kompresörün kapalı durumda olduğu, söz konusu kompresörün periyodik kontrolünün mevzuata uygun şekilde yapıldığını, kompresör ve kompresöre gelen elektrik tesisatı üzerinde meydana gelen yangına sebep olacak bir aksaklığın söz konusu olmadığını, müvekkili şirkete ait iş yerinde kullanılan malzemenin yangına katkı sağlayacak malzeme niteliği taşımadığını, müvekkili şirketin mevzuata uygun şekilde faaliyet yürüttüğünü, itfaiye raporunda yangının başlangıç noktasının yanlış değerlendirildiğini, davalı … … ihmalinin yangın raporunda değerlendirilmediğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Site Yönetimi vekili dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının usul ve esas yönünden yasaya aykırı olduğunu, davacının iddia ve taleplerinin yargılamayı gerektirdiğini, davacının yasada öngörülen 10 günlük süre içerisinde kararın icrasını istemediğini ve bu nedenle ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalktığını, davacının Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2021/12240 sayılı dosyası ile kararın infaz edildiğini, ancak davacı vekilinin talebi ile müvekkili açısından hacizlerin kaldırıldığını, bu hususun dahi davacının müvekkili açısından ihtiyati haciz kararı almasında hukuki yararı bulunmadığını gösterdiğini, öte yandan müvekkilinin taraf sıfatının da bulunmadığını, zira Kat Mülkiyeti Kanununa göre apartman ve site yönetiminin tüzel kişiliğinin bulunmadığını, meydana gelen yangında müvekkilinin kusur ve sorumluluğunun olmadığını, bu hususun Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığının 03.06.2021 tarihi raporu ile de sabit olduğunu, müvekkilinin çeşitli alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin bir arada bulunduğu bir ticaret merkezi olduğunu ve işyerlerinin faaliyet alanları konusunda müvekkilinin denetim ve müdahale etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, yangının meydana gelmesi ve devamında oluşan hasarda kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ….. cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 11/08/2021 tarihli ara karar ile “1-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine,
2-Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebin kabulü ile, 300.000,00TL tutarındaki alacağın temini için davalılar … ve …… ile … (…) … Site Yönetiminin menkul, gayrimenkul mal varlığı ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından haczi kabil ve borca yeter miktardaki kesiminin İİK’nun 257/1 v.d. maddeleri uyarınca İHTİYATEN HACZİNE,
3-Davacıdan takdiren % 15 oranı olan 45.000,00TL teminat alınmasına, teminat bedelinin nakit olarak yatırmak yahut bu miktarda kesin banka teminat mektubu ibraz etmek suretiyle dosyaya depo edilmesini müteakip karardan bir suretin yerine getirilmesi için Ankara İcra Müdürlüğü’ne gönderilmek üzere alacaklıya tevdiine” karar verildiği, itiraz üzerine 25/10/2021 tarihli ara karar ile ihtiyati hacze itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin ihtiyati haciz kararını 11/08/2021 tarihinde verdiğini, alacaklı ….. ihtiyati haciz kararının infazı için 16/09/2021 tarihinde icraya başvuru yaptığını ve Ankara 8. İcra Dairesinin 2021/12240 Esas dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararının infazına geçildiğini, alacaklının ihtiyati haciz kararını 11.08.2021-21.08.2021 tarihleri arasında Ankara icra dairesinden istemeye mecbur olduğunu ancak alacaklının ihtiyati haczin infazını 16.09.2021 tarihinde icra dairesinden istediğini, yani ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde infazı istenmeyen ihtiyati haciz kararının yok hükmünde olduğunu, ortadan kalktığını, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu belirterek Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2021 tarihli ara kararının ortadan kaldırılarak ihtiyati hacze itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın davalılardan tazmini istemiyle açılan işbu davada, ihtiyati haciz kararı verilmesi ve kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davada, davalıların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, 25/10/2021 tarihli ara kararı ile ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiş, davalı …. vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz müessesesi, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesi şu şekildedir;
İhtiyati haciz şartları başlıklı 257. madde,”Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
Vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş alacakların zamanında ödenmesinin sağlanması amacıyla borçlunun mallarına geçici olarak hukuken el konulması şeklinde ifade edilebilecek olan ihtiyati haczin, kanunda düzenlenen istisnai hallerde vadesi gelmemiş alacaklar için tatbiki de mümkündür. Bu istisnalardan biri de 2004 sayılı İİK’nun 257/2. maddesinde yer alan, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemesi, kaçırması veya kendisinin kaçmaya çalışmasıdır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 258/1.maddesindeki; “Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklindeki düzenleme gereğince alacağın yaklaşık ispat kurallarına göre ispatına ilişkin delil ve belgelerin sunulması gerekir.
Aynı Kanun’un 261/1.maddesi gereğince; “Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar.”
Somut olayda, davacı tarafın ihtiyati haciz talebi 11/08/2021 günü teminat karşılığı kabul edilmiştir. Ancak, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden teminat yatırılarak kararın infazı istenmemiştir. İhtiyati haciz talebinin kabulüne dair kararda belirtilen teminat 13/09/2021 günü yatırılmış ve karar 15/09/2021 günü davacı vekiline tebliğ edilmiş ve bu tarihten itibaren on günlük sürenin başlayacağı kabul edilerek ihtiyati haciz kararı icra edilmiştir. Davalı tarafın itirazı üzerine açılan duruşmada, 25/10/2021 günü itirazların reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz kararının tebliğ tarihinden itibaren on günlük sürede gereğinin yerine getirildiğinden bahisle itirazların reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılardan …. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İcra ve İflas Kanunu’nun 261/1.maddesinde öngörülen “on günlük süre” karar tarihinden itibaren işlemeye başlar. İlk derece mahkemesinin kanun hükmüne aykırı olarak ihtiyati haciz kararının tebliğ tarihinden itibaren on günlük süreyi başlatması doğru değildir. Kararın infazını yapmakla görevli olan icra memuru dahi yasanın öngördüğü bu süreyi kendiliğinden gözetmek zorundadır. İcra ve İflas Kanunu’nun 261.maddesinde öngörülen on günlük süre ihtiyati haciz kararının uygulanmasını isteme için öngörülmüş olup bu süre içerisinde teminat yatırılarak ihtiyati haciz kararının uygulanması istenmediğinden ve anılan kanun hükmü gereği ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkmasına rağmen yanılgılı değerlendirme ile kararın tebliğ tarihinden itibaren sürenin başladığı kabul edilerek ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ….’nin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeninden esas hakkında “ihtiyati hacze itirazın kabulüne” dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Davalı ….’nin istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/10/2021 gün ve 2021/504 Esas sayılı ihtiyati hacze itirazın reddine dair ara kararının KALDIRILMASINA,
2)HMK’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2. maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;

3)İhtiyati haciz kararına itirazın KABULÜ ile İcra ve İflas Kanunu’nun 261.maddesi gereğince ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazı istenmediğinden ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkacağı hükmü doğrultusunda 11/08/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının adı geçen davalı şirket yönünden KALDIRILMASINA,
4)Davalı …. tarafından istinaf başvurusu sırasında harç yatırılmadığından, harç iadesi konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
5)İtirazın kabulü ile, ihtiyati haciz kararının istinaf yoluna başvuran davalı yönünden kaldırılması işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
6)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından, anılan Kanun hükmü gereği kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/02/2022

…..