Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/1523 E. 2023/2622 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1523 – 2023/2622
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1523
KARAR NO : 2023/2622
KARAR TARİHİ : 21/11/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2022
NUMARASI : 2021/578 Esas, 2022/463 Karar

ASIL DAVA
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece asıl dava ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Asıl ve birleşen dava, otoyoldan ihlalli geçiş nedenine dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl dava ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen dava davalının istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece her iki dosyanın birleştirilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, her iki dosyanın da itiraz sebeplerinin farklı olduğunu, birleştirme kararı verilen dosyalarda verilecek hükmün birbirini etkileme imkan ve ihtimalinin bulunmadığını, aralarında bağlantı da bulunmadığını, her iki takip dosyasında araçların farklı olduğu, hem asıl hem birleşen dava için icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu, tek bir icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, bilirkişi raporunda 3. Sayfada dava talep bölümünde sadece Ankara 28. İcra Dairesinin dosyasından takip açılmış gibi gösterilmesinin hatalı olduğunu, kaçak geçiş cezası olanlar hayata geçirilecek yapılandırma ile dört katlık cezayı ödemekten kurtulacak olduğu, yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini beyanla istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Takip konusu alacağın yasal dayanağı olan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5 maddesi uyarınca, geçiş ücreti ve ihlalli geçiş halinde uygulanacak cezanın genel hükümlere göre tahsil edileceği düzenlenmiştir.
6001 sayılı Kanunun “Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali” başlıklı 30.maddesinin 5.fıkrası “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. (Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16/5/2018-7144/18 md.) (…)”
Aynı maddenin 7.fıkrası ise, “Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz. (Ek cümle: 16/5/2018-7144/18 md.) Otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen yabancı plakalı araçlara uygulanan idari para cezaları için bu fıkrada belirlenen on beş günlük süre beklenmez. (Ek cümle:23/7/2020-7252/9 md.) Ancak, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi halinde idari para cezası tahsil edilmez.” şeklindedir.
Dosya kapsamından, davalıya ait … plakalı araç ile … plaka sayılı araçlarının ihlalli geçişleri hususunda davacının kusurunun bulunmadığı, çok sayıda ihlalli geçiş yapıldığı, ihlalli geçiş ücretlerinin 15 gün içerisinde ödenmediği, geçişlerin görüntülerle ispat edildiği anlaşılmış olup yasa gereği davalının ihlalli geçişten itibaren 15 gün sonra temerrüde düştüğü, bu nedenle geçiş ücreti ve para cezası üzerinden işlemiş faize hükmedilmesinin yerinde olduğu gibi bilirkişi raporunun hukuki denetime elverişli ve yeterli olduğu anlaşılmakla hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.
İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir.
Dosya kapsamından, davalıya ait araçların davacı şirket tarafından işletilen otoyol ve köprülerden ihlalli geçişler yaptığı, geçiş ücretleri ve ihlali halinde uygulanacak ceza miktarı belli olduğundan icra takibine konu alacağın likit olduğunun kabulü asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının hüküm altına alınması da yerindedir.
Asıl ve birleşen davaların taraflarının ve uyuşmazlıkta uygulanacak hükümlerin aynı olduğu ve dosyalar arasında bağlantı bulunduğu anlaşıldığından her iki davanın birleştirilerek görülmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Asıl ve birleşen davalar bakımından ayrı ayrı hüküm oluşturulması yerinde olmuştur. İcra inkar tazminatının her icra takip dosyası bakımından ayrı değerlendirilmesi isabetli olmuştur. Bu kapsamda, asıl ve birleşen dava davalının istinaf itirazları yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 2.418,29TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 604,56TL harcın mahsubu ile bakiye 1.813,73TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3)İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. Maddesi gereğince kesin olmak üzere 21/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip