Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/1384 E. 2022/1287 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1384 – 2022/1287
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1384 Esas
KARAR NO : 2022/1287
KARAR TARİHİ : 13/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/274 Esas

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Ticari Ünvanın Korunması

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan dava dilekçesiyle birlikte talep edilen ihtiyati tedbir isteminin reddine dair ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’in uygulama yöneticisi, davalı şirketin sahibi olduğu internet haber sitesinde müvekkili şirket hakkında “işçilere yemekte ekmek arası ıspanak yedirdiler”, “işyerinde hijyen koşulları yok, 4 kişi aynı masada yemek yiyor” vb içerikte haberlere yer verildiğini, haberde belirtilen şantiyenin müvekkili şirkete ait olmadığını, müvekkili şirketin taşeronu olan şirkete ait bir şantiye olduğunu, bu haberler nedeniyle müvekkili şirketin ticari itibarının zedelendiğini, gerçeği yansıtmayan haberin halen yayında kalmasında kamu yararı bulunmadığını belirterek öncelikle tedbiren saldırının durdurulmasına, davalarının kabulü ile kişilik haklarına saldırının durdurulmasına ve bir daha böyle bir saldırıda bulunulmamasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı tarafın haklılığını yaklaşık olarak olarak ispat edemediğinden HMK’nın 390/3 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu haber nedeniyle müvekkili şirketin kamuoyu ve iş çevresi nezdinde itibarının sarsıldığını, müvekkili şirketin kişilik haklarının ağır şekilde ihlal edildiğini, taleplerinde haklı olduklarının açık olduğunu, haberin güncel bir kamu yararının da kalmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: İhtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, kişilik haklarına haksız saldırı iddiasına dayalı saldırının durdurulması istemine ilişkin davada, saldırının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar verilmiş, ara karara karşı davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı iddiası ile saldırının durdurulmasına tedbiren karar verilmesini talep etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesi, “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
İhtiyati tedbir öğretide “…kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır.” şeklinde tarif edilmiştir (Medeni Usul Hukuku 12.Baskı Sh.714-Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes). Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.
Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi 389. madde başlığında “geçici hukuki korumalar” olarak vasıflandırılmış ve aynı maddenin birinci fıkrasında; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması gibi sair hususlarda yapılması gerekli usul ve prosedür açıklanmıştır.
Somut olayda, dava konusu haberin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği iddiasına dayalı olarak saldırının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüş olup yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, davacının ciddi bir zarar tehlikesi altında olması gibi bir durum sözkonusu olmadığı gibi uyuşmazlığın esasını çözecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gözetildiğin davacı vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmış, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, ihtiyati tedbir isteyen tarafın istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle:
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 80,70TL istinaf karar ve ilam harcı, peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından, anılan Kanun hükmü gereği kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip