Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1322
KARAR NO : 2023/2249
KARAR TARİHİ : 17/10/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2022
NUMARASI : 2021/558 Esas, 2022/303 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi.
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … bölgesindeki işyerinde faaliyette bulunmakta iken davalı tarafından keşide edilen hukuka aykırı noter ihtarnamesi ile OSB Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 101.maddesinde karma OSB’lerde kurulamayacak tesislerin sayıldığını ve müvekkilinin tesisinin sözkonusu tesisler arasında yer aldığı ihtaren bildirildiğini, daha sonra Ankara 57.Noterliği’nin 21/06/2017 tarih ve 25298 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile müvekkilinin işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edildiğine dair davalı OSB Yönetim Kurulu’nun 15/06/2017 tarih ve 2017/22 sayılı kararının müvekkiline tebliğ edildiğin, ancak davalı OSB Yönetim Kurulu’nun ruhsat iptali yetkisinin bulunmadığını, müvekkilinin sınai ve tıbbi gazlar dolumu, depolaması ve satışını yapmakta olduğunu, ruhsata tabi faaliyet yürütülen bir firma olduğunu beyanla anılan Yönetim Kurulu kararının icrasının öncelikle tedbiren durdurulmasına, muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu işlemin idari işlem niteliğinde olup davaya bakmaya 2577 sayılı İYUK 2.m. gereğince idari yargının görevli olduğunu, yetki ve usulde paralellik ilkesi gereğince ruhsat iptal yetkisinin müvekkili …’de olduğunu, davacının yer gösterilmesi ve tahsisine dair beyanlarının davaya etkisi bulunmadığını, davacının faaliyetinin patlayıcı ve yanıcı madde üretimi ve depolanmasına ilişkin olduğunu ikrar ettiğini, davacının işlettiği ticari işletmenin 4562 sayılı OSB Kanununun 101.m. gereğince kurulamayacak tesisler olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; HMK 190 ve TMK 6.m. Gereğince davacı taraf hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğu, dosya kapsamında davacı şirketin ileri sürdüğü iddia ve taleplerini, uyuşmazlığın niteliği ve iddiaların kapsamı itibariyle zorunlu olarak bilirkişi incelemesini gerektirdiği, davacı yanın bilirkişi ücretini yatırmadığından ve iddiasını kanıtlar nitelikte başkaca bir delil de sunamadığından davanın haklılığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı yanın çalışma ruhsatını iptal etme yetkisinin olmadığı yönündeki iddialarının yok sayılarak gerekçeli kararda bu iddialarına yer verilmediğini, organize sanayi bölge başkanlıklarına hiç bir mevzuatta çalışma ruhsatını iptal etme yetkisi verilmediğini, bu haksız eylem neticesinde müvekkil şirketin büyük zarar gördüğünü, müvekkil şirketin tüm izinleri alarak ticari faaliyet sürdürdüğünü, bilirkişi incelemesi talebinin haksız olduğunu, bilirkişilerin ilgili belgelerle davacı şirketin patlayıcı ve parlayıcı gaz kullanmadığını tespit etmesinin mümkün olduğu, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Organize Sanayi Bölgeleri Yönetim Kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Hâkim tarafından verilen kesin süre içinde gereken giderleri vermeyen taraf sadece gider yapılmasını gerektiren işlemin yapılması isteminden vazgeçmiş sayılır. Bu olgunun sonucu olarak da verilen kesin süre içinde gereğinin yapılmaması hâlinde gider yapılmasını gerektiren işlemin niteliği ve davanın sonucuna etkisi gözetilerek mevcut delillere göre karar verilir. Kesin süreye uymamanın doğurduğu bu sonuç gözetildiğinde, kesin süreden söz edilebilmesi için ara kararında yapılması gereken işlerin neler olduğunun kuşkuya yer vermeyecek biçimde tam olarak açıklanması, yatırılması istenilen giderlerin miktarının ara kararında ayrıntılı olarak gösterilmesi ve dosya kapsamına uygun olması, verilen sürenin giderin temin edilip yatırılabilmesi için makul ve yeterli uzunlukta olması, gider yatırılmamasının sonuçlarının taraflara açıkça anlatılması ve tarafların bu konuda uyarılması zorunludur.
Tüm dosya kapsamından,
Mahkemece; 19/01/2022 tarihli duruşmada verilen 2-(b) sayılı ara karar ile “…Dava konusu tesise ait dosyada mevcut işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile tesisin fiili faaliyet konuları da dikkate alındığında; mevcut ise davacının tesisinde üretim, dolum ve satışı yapılan oksijen gazı ile diğer gazların OSB Yönetmeliğinin kapsamında yanıcı,yakıcı, patlayıcı veya parlayıcı özelliğinin mevcut olup olmadığı konusunda denetime elverişli rapor tanziminin istenilmesine, bilirkişiye emek ve mesaisi dikkate alınarak her bir bilirkişiye ayrı ayrı 2.000,00-TL bilirkişi ücreti takdirine, mevcut delil avansının yetersizliği nedeni ile davacı vekiline toplam 6.000,00-TL delil avansını yatırmak üzere 2 hafta kesin süre verilmesine, verilen sürede verilen sürede yatırmadığı takdirde eksik delil avansını yatırmaktan ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının kendisine ihtarına, (ihtarat yapıldı) ” şeklinde karar verilmiştir. Bu kapsamda, Mahkemece bilirkişi incelemesi için toplam 6.000 TL delil avansı gerektiğine karar verilmiş ve bu tutarın yatırılması için 2 haftalık kesin süre verilmiş ise de; dava açılırken davacı tarafça 746,80 TL avans yatırıldığı ve avans ayrıntısı incelendiğinde bu tutarın 275,00 TL sinin bilirkişi ücreti olarak yatırıldığı ve bilirkişi ücreti olarak delil avansı yatırılması için ara karar kurulduğu 19/01/2022 tarihi itibariyle bu tutarın dosyada mevcut bulunduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece belirlenen bilirkişi ücreti delil avansı olan 6.000 TL’den dava açılırken peşin olarak yatırılan dosyada mevcut bulunan 275,00 TL mahsup edilerek kalan tutar yönünden davacı tarafa makul ve yeterli uzunlukta süre verilmesi gerekirken yazılı şekilde ara karar kurulması hatalı olmuştur.
Hal böyle olunca, Mahkemece davacı tarafın kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığından bahisle bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesine dayanak ara karar usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından istinaf itirazlarının bu kapsamda kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinin 6. maddesi uyarınca Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/04/2022 gün ve 2021/558 Esas, 2022/303 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3)Davacı tarafından yatırılan 80,70TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kesin olmak üzere 17/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/10/2023
…
Başkan
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Katip
…
¸e-imzalıdır