Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1182 Esas
KARAR NO : 2022/1149
KARAR TARİHİ : 10/06/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2020 (Asıl Karar) – 25/01/2022 (Ek Karar)
NUMARASI : 2017/158 Esas, 2020/293 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın usulden reddine dair karardan sonra süresi içinde davanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına dair karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2009 yılından itibaren … adresinde kuyumculuk faaliyeti gösterdiğini ve iş yerini kiraladıktan sonra tadilat işlemleri yaparak iş yerinin kapı girişi ve merdivenlerdeki fayansları yenilediğini daha sonra … kuyumculuk mağazasının yan tarafında ki dükkanda … hizmetleri A.Ş ‘nin Çayyolu şubesini açtığını ve ilerleyen zamanda gelen kargoları indirirken ve taşırken müvekkiline ait girişi de kullandığını ve müvekkiline ait tüm fayansları kırdığını ve merdivenleri kullanılmaz hale getirdiğini bu durumun Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/222 D.İş dosyasında tespit edildiğini, müvekkilinin 2.657,50TL zararının oluştuğunu bu zararın tazmini için Ankarar 19. İcra Müdürlüğünün 2016/23956 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı firma tarafından söz konusu takibe itiraz edildiği ve itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğunu, icraya yapılan itiraz haksız ve kanuna aykırı olduğundan itirazın iptali ve %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İstanbul Anadolu 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 17.11.2015 tarih 2015/2903 D.İş sayılı kararı ile yönetim kayyımlarına daha sonrada 677 sayılı KHK ile TMSF’ye devredildiğini bu nedenle davanın dava şortu yokluğundan reddinin gerektiğini, davalı şirketin adresinin … olduğunu bu nedenle mahkemenin ve icra takibinin başlatıldığı İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğunu, zararın müvekkili şirket ile ilgisinin bulunmadığını, davacının kullanılmaz hale geldiğini iddia ettiği fayansları 2009 yılında yaptırdığını 8 yıllık süre içinde olağan kullanım ile zararın oluşmasının doğal olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, Kat Mülkiyeti Kanunu gereğince kiracıların dava hakları kiraladıkları bağımsız bölüm ile bu bağımsız bölümün doğrudan ilişkili olduğu eklenti ve ortak yerleri kullanma hakları ile ilgili olup dava konusu edilen alan kiralanan iş yerinin kapı girişi ve merdivenleri olduğundan bağımsız bölümle doğrudan ilişkili olduğundan ve aynı Kanun’un Ek 1. maddesinde, “kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde çözümleneceği” düzenlenmiş olduğundan davaya bakmakla sulh hukuk mahkemeleri görevli olduğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
EK KARARIN ÖZETİ: 25/01/2022 tarihli ek karar ile süresi içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının yasaya ve usule aykırı olduğunu, eksik inceleme ve araştırma konucu verildiğini, müvekkile ait şahıs işletmesi olan … Kuyumculuk 2009 yılından itibaren kiracı olarak … adresinde kuyumculuk faaliyeti gösterdiğini, müvekkil iş yerini kiraladıktan sonra işbu adreste tadilat işlemleri yaparak iş yerinin kapı girişinde ve merdivenlerinde fayanslarını yenileyerek iş yerini açtığını, sonrasında müvekkile ait şahıs işletmesi olan mağazanın yan tarafındaki dükkana … Hizmetleri AŞ Çayyolu Şubesinin açıldığını, ilerleyen zamanlarda söz konusu firmanın müvekkile ait girişi de kullandığını, gelen kargoları indirirken ve taşırken müvekkile ait tüm fayansları kırdığını, merdivenleri kullanamaz hale getirdiğini, daha sonra müvekkilin zarar tespiti sonucu 2.657,50TL zararının olduğunun tespit edildiğini, borçlu bölme bir borcu bulunmadığı gerekçesi ile ödeme emrine itiraz ettiğini, borçlunun itirazının haksız ve borcun ödenmesini geciktirmeye yönelik olduğunu, yerel mahkemece davalı lehine verilen vekalet ücreti kararının kaldırılması taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, istinaf istemine konu edilen hükmün öncelikle istinafı kabil olup olmadığı, kesin olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, mahkemenin görevli olması dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, süresi içinde istinaf yoluna başvurulmaması üzerine karar kesinleşmiş ancak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediğinden 25/01/2022 tarihli ek karar ile HMK’nın 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara 19. İcra Dairesinin 2016/23956 Esas sayılı dosyasında alacaklı tarafından borçlu aleyhine 2.657,50TL asıl alacak ve ferileri için ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Ödeme emri tebliğ edilen borçlunun itirazı üzerine icra takibi durduğundan itirazın iptali istemi ile bu dava açılmıştır. Harca esas değer olarak asıl alacak tutarı olan 2.657,50TL gösterilmiştir.
İstinaf istemine konu edilen tutarın davacı yönünden 2.657,50TL olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesinde öngörülen “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Ek Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle 2020 yılı için 5.390TL’dir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 ve 352. maddeleri gereğince istinaf edenin sıfatına göre hükmedilen ya da mahkemece kabul edilmeyen bölümünün miktar veya değeri karar tarihi itibariyle 5.390TL’yi geçmeyen davalara ilişkin ilk derece mahkeme kararlarının istinafı kabil değildir. İstinaf dilekçesi, kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf isteminin reddine karar verilebilecektir.
İstinafa konu edilen miktar, yukarıda belirtilen istinaf kesinlik sınırının altında kalmaktadır. O halde ilk derece mahkemesi ek kararının istinaf kabiliyeti olmayıp kesin olduğu Dairemizce dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda tespit edilmekle davacı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Karar tarihi itibariyle beş bin üç yüz doksan Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesin olup istinaf yoluna başvurulamayacağından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2, 346 ve 352. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinin REDDİNE,
2)Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının talep halinde iadesine,
3)İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 ve 361. maddeleri uyarınca; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olarak 10/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/06/2022
Başkan
Üye
Üye
Katip