Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2022/1103 E. 2023/2001 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1103 Esas
KARAR NO : 2023/2001
KARAR TARİHİ : 27/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2018
NUMARASI : 2016/692 Esas, 2018/373 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın dava dışı borçluya herhangi bir borcu bulunmadığını, bankalar tarafından rehine ilişkin hakların bildirilmesinin akabinde istihkak prosedürünün işletilmesi gerektiğini, bu işlemler tamamlanmadan haciz yazısı gönderilemeyeceğini, bankanın alacağı bulunup bulunmadığının netleştirilmesi gerektiğini, müvekkili bankanın riskleri bulunması nedeniyle riskler kapsamında rehin hakkına istinaden mahsup işlemi yapıldığını ve yapılmaya devam edilmesi gerektiğini, ayrıca İİK gereğince haciz ihbarnamesi prosedürü işletilmeden adeta işletilmiş gibi bedelin talep edilmesinin mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin ne davalıya ne de dava dışı borçluya herhangi bir borcu bulunmadığını, davanın kabulü gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, eldeki davanın İİK’nın 89/1-2-3 hükümleri nazarında açıldığını, ancak mahkemece adeta kısmen kabul kısmen ret sonuçlu bir hüküm tesis ettiğini, dava değerinin 49.500TL olup taleplerinin de bu rakam üzerinden olduğunu, dosyadaki rapor ile sabit olduğu üzere davacı bankanın talep edebileceği muaccel bir alacağının o tarihte bulunmadığını, bu nedenle bankanın uhdesinde bulunan 49.500TL’nin tamamının icra takip dosyasına gönderilmesi gerektiğini, mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini, davacı bankanın müşterisi ile sözleşme imzalamasının ve gayri nakdi riskleri oluşmasının alacaklıları bağlayıcı yönü bulunmadığını, banka tarafından yasal merasimlere uyularak hesaplar kat edilmeden kendi inisiyatifi ile kesinti yapmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürmüştür.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamından, davalı alacaklı şirket tarafından dava dışı borçlu şirket aleyhine Kayseri 6. İcra Müdürlüğünün 2014/15038 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibi kapsamında davacı bankaya 29/08/2014 tarihli birinci haciz ihbarnamesinin gönderilmesi üzerine davacı 3. kişi banka tarafından 10/09/2014 tarihli yazı ile dava dışı borçlu şirketin banka nezdinde hesabı olup hesap bakiyesinin 49.500TL olduğunun, ancak borçlu şirketin aynı zamanda banka borçlusu olması nedeniyle hesapta bulunan bu meblağın müşteri ile banka arasında imzalanan sözleşme hükümleri gereğince öncelikle banka adına rehinli bulunduğunun, banka rehinini takiben bu tutar üzerine haciz işlendiğinin bildirildiği, bu yazı üzerinde icra müdürlüğünce davacı bankaya 29/12/2014 tarihli haciz yazısı gönderilerek borçlunun bankadaki hesabına haciz konulduğu bildirilerek İİK’nın 100. maddesine yarar bilgilerin istendiği, davacı banka tarafından icra müdürlüğüne 23/01/2015 tarihli yazı gönderilerek borçlunun riskinin 07/04/2014 tarihinde başladığının, 78.620TL gayri nakdi riski bulunduğunun, yazının tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirkete ait bankada bulunan hesapta yer alan 46.435,77TL’nin banka riskine mahsup edildiğinin bildirildiği, icra müdürlüğü tarafından gönderilen 17/10/2016 tarihli haciz yazısında ise; banka nezdinde bulunan ve hacizli olan 9.204,23TL’nin müdürlük hesabına 3 günde gönderilmesinin istenmesi üzerine davacı banka tarafından eldeki dava açılarak anılan yazı uyarınca bankanın dava dışı takip borçlusuna borçlu olmadığının tespitinin istendiği anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı yasal gerekçelere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; davacı bankanın icra müdürlüğü tarafından gönderilen 17/10/2016 tarihli haciz müzekkeresinin davacı bankaya tebliğ edildiği 21/10/2016 tarihi itibariyle dava dışı icra takip borçlusu şirketten muaccel hale gelmiş bir alacak hakkının bulunmamasına, takip borçlusunun hesabında müdürlükçe gönderilmesi istenilen tutarda paranın bulunmasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerekçeli, mahkeme ve kanun yolu denetime elverişli ve yeterli olmasına, mahkemece dava konusu edilmeyen miktar (dava değerinden fazlası) yönünden değerlendirme yapılıp hüküm kurulamayacak olmasına göre; yerel mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, tarafların istinaf nedenlerinin reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1. maddesi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince;
a) Davacı taraftan alınması gerekli 269,85TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 233,95TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına
b) Davalı taraftan alınması gerekli 269,85TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 233,95TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3)İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4)Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere 27/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/09/2023


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza