Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/932 E. 2022/998 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın reddine dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2019/34735 Esas sayılı dosyasından yazılan talimat üzerine Ankara 29. İcra Müdürlüğü 2019/192 Talimat sayılı dosyası ile, borçlu olmamasına ve borçluyla bir bağı bulunmamasına rağmen davacı … … işyerinde yapılan haksız haciz işlemi sebebiyle davacının uğramış olduğu maddi zararlar için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000TL maddi ve 30.000TL manevi tazminatın haksız haciz tarihi olan 23.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra ve İflas Kanunu’nun alacaklıya bizzat tanıdığı müracaat haklarının kullanılması karşısında, haksız bir hacizden bahsetmenin mümkün olmadığını, İİK’nın madde 79 ve 85’in birlikte yorumu gereğince alacaklının gösterilen adreslerde haciz uygulanması zorunlu olup, 3. kişilerin kendi adreslerinde haciz uygulanamayacağına yönelik şikayette bulunma haklarının olduğunu, netice itibariyle; 3. kişinin istihkak iddiasının hacze engel olmadığı ve 3. kişinin bu iddiasına dayalı olarak İcra Mahkemelerinde dava açması veya şikayette bulunmasının mümkün olduğunu, haciz esnasında davacıya ait kasada bulunan paranın (3.825TL) muhafaza edilmesinin bizzat kanunun (İİK.md.88/1) amir hükmü olup; bunun dışında sadece fiili haciz uygulandığını, yani taraflarına uygulatılan bir muhafaza işlemi bulunmamakta olduğunu, haciz uygulanmasını gerektiren alacak gerçek bir alacak olmakla ve İİK’nın tanıdığı müracaat hakları kullanılmakla, haksız bir hacizden ve dolayısıyla haksız bir fiilden bahsetmenin mümkün olmadığını, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuki dayanağının olmadığını, bu zararların ispatına dair herhangi bir delil sunulamadığının da açık olduğunu belirterek hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının dava konusu haczin gerçekleştiği “…” adresindeki işyerini kiraladığı, davaya konu haczin uygulandığı adresin, … … … eki incelenmesinde İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2019/34735 Esas sayılı takip dosyası borçlusu dava dışı ….Ltd. Şti.’nin önceki adresi olduğu, takip dosyasındaki borçlu şirketin eski adresi ile dava konusu haciz yapılan yerin adresin aynı olduğu, Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2019/192 Talimat sayılı dosyasında 26/02/2020 tarihinde aynı adreste yapılan tarihte dava dışı borçlu …’nun da hazır olduğu, kaldı ki davacının gerçekleşen haciz nedeniyle zarar doğduğuna yönelik iddialarını ve davacının haksız ve kötüniyetli olduğunu ispatlayamadığı, hacze konu ürün ve malzemenin yediemin olarak davacı şirket yetkilisinde bırakıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu edilen bir hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat deneceğini, HMK’nın 87. maddesi gereğince ispatın konusunu tarafların üzerlerinde anlaşmadıkları ve uyuşmazlığın çözümüne etkili olabilecek vakıaların oluşturduğunu ve bu vakıaların ispatı için delil gösterileceğini, davalının ızrar kastının ve kusurunun belirlenebilmesi açısından delillerin toplanması, adları bildirilen tanıkların dinlenmesi, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar vermesi gerektiğini, HMK’da düzenlenen usul kuralları gözetilerek ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak bildirdikleri deliller toplanmadan ve tanıkları dinlenmeden karar verildiğini belirterek Ankara 6. Asliye … Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, davalının haksız eylemi ile davacının zarar görüp görmediği, buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat ödetilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının iddiasını ispat edip edemediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Ankara 29. İcra Dairesi’nin 2019/192 Talimat sayılı dosyasının tetkikinde; İstanbul 9. İcra Dairesi’nin 2019/34735 Esas sayılı dosyasında alacaklı şirket tarafından borçlu şirketler aleyhine verilen ihtiyati haciz kararına istinaden 01/10/2019 günü bildirilen ,,, adresine hacze gidildiği, 09/10/2019 günü aynı adrese tekrar hacze gidildiği, adreste borçlunun hazır olduğunun görüldüğü, 25/11/2019 günü tekrar bu adrese gidildiğinde …’nın hazır olduğu, haciz ve muhafaza işlemi yapıldığı, daha sonraki tarihlerde de alacaklı tarafın talebi üzerine haciz yapıldığı, en son 23/06/2020 günü dava konusu haciz işleminin yapıldığı, haciz mahallinde hazır bulunan … isimli şahsa durumun anlatıldığı, adı geçenin davacı şirketin çalışanı olduğu ve borçlu şirketin buradan taşındığını beyan ettiği, borçlu şirket vekilinin haciz mahalline geldiği, beyanda bulunduğu, haciz yapılmasını kabul etmediğini beyan ettiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine evrak araştırması yapıldığı ve haciz işlemine başlandığı, mahcuz malların mahallinde yediemin olarak şirket yetkilisine bırakıldığı, taraf vekillerinin beyanda bulunduğu ve haciz işleminin bu şekilde tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay 4 Hukuk Dairesi’nin 06/12/2018 gün, 2016/10666 Esas, 2018/7714 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ”… Haciz işleminin borçlu olmadığını bildiği kişi veya borçluya ait olmadığını bildiği eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız haciz söz konusu olur…” .
Davacının ticari faaliyette bulunduğu iş yerinin daha önceden borçlu şirketin adresi olması ve bu adreste daha önce haciz yapılması ve dava dışı borçlunun haciz mahallinde hazır bulunması dikkate alındığında salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işleminin yapıldığı başka bir ifade ile haczin haksız ve kötüniyetli olduğu söylenemez.
Somut olayda, davaya konu takip dosyasındaki borçlu şirketin eski adresi ile haciz yapılan yerin adresin aynı olduğu, daha önce bu adreste haciz yapıldığı, davacı şirketin aynı adreste daha sonradan faaliyete başladığı, haciz mahallinde dava dışı borçlu …’nun da hazır olduğu, borçlu şirkete ait bir takım kayıtların haciz mahallinde bulunduğunu ve işletme devri niteliğinde olduğunu ileri süren alacaklı tarafça haciz yapılmasının talep edildiği, haczedilen malların kaldırılmadığı, yediemin sıfatı ile şirket yetkilisine teslim edildiği, bu nedenle haczin haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı kanaatine Dairemizce de varılmakla şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin tanıklarının dinlenmediği ve delillerin toplanmadığı yönündeki istinaf sebebi, takip dosyası, haciz tutanağı ve yukarıda yer alan açıklamalar gözetildiğinde yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022

….