Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/866 E. 2022/1433 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/866 Esas
KARAR NO : 2022/1433
KARAR TARİHİ : 05/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2021
NUMARASI : 2018/695 Esas, 2021/161 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, süresi içinde taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu işletmesinin yürütüldüğünü, davalı borçluya ait araçların çeşitli tarihlerde ücret ödenmeksizin ihlalli geçişler yaptığını, ihlalli geçiş tarihinden itibaren on beş günlük süre içerisinde geçiş bedellerini cezasız olarak ödeyebilme imkânı verilmekte ise de, anılan süre içerisinde ödenmediğini, davalı borçlu şirket aleyhine ödenmeyen geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki gecikme cezası alacağının tahsili amacıyla Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2018/3325 esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketin borcun tamamına, faize, faiz oranına, yetkiye ve her türlü fer’ilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulmasına karar verdiğini, davalı borçlunun borcun tamamına yönelik itirazının asılsız olduğunu, borçlu şirketin araçlarının otoyolu kullandığı anlarda HGS/OGS hesaplarının müsait olmadığını, bu hesabı müsait tutmanın ve geçiş ücretini ödemeye yetecek bakiye bulundurmanın davalı borçlu şirketin sorumluluğunda olduğunu, ücret ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen araç sahiplerine ilişkin tesis edilen işlemlerin 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanuna uygun şekilde yürütüldüğünü, bu kapsamda başvuranın yaptığı ihlâlli geçişlerle ilgili ceza uygulamasının hukuka uygun olduğunu, icra takibinde 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2 inci maddesi uyarınca işlemiş ve işleyecek dönem için takip tarihinde yürürlükte olan %9,75 ticari faiz oranının talep edildiğini ve icra inkâr tazminatı şartlarının olduğunu belirterek açılan davanın kabulü ile kanunda yapılan değişiklik nedeniyle on katı tutarın dört katına indirilmesi ile avans faiz oranlarında yapılan değişiklikler uyarınca faizin değişen oranlarda kademeli olarak hesaplanması gerektiği göz önünde bulundurularak takibin devamına karar verilmesini ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkili araçlarda OGS/HGS sistemi olduğunu, geçiş yapılan tarihlerde de yeterli bakiye bulunduğunu, bakiye bulunmasa bile geçişten sonraki 15 gün içerisinde yükleme yapıldığını, sistemsel hatadan bakiye bulunmadığı gerekçesi ile ihlali geçişten müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; Yap-İşlet-Devret Modeli ile yapılması, işletilmesi ve devrine ait sözleşme uyarınca otoyol işletmesi hakkına sahip bulunduğu, davalıya ait araçların otoyol ve köprüden geçiş ücreti ödemeksizin geçiş yaptığının tespit edildiği, davalının ödeme yaptığını ispat etmediği, ihlali geçişler sonucu alınan bilirkişi raporuna göre 5.767,70TL geçiş ücreti, 21.337,40 TL ihlalli geçiş cezası toplamı 27.105,10 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile, takibin bu miktar üzerinden devamına, tarafları tacir olan davada davalının temerrüte düşürüldüğü ispatlanamadığından faiz ve KDV yönünden itirazın iptali talebinin reddine, yine alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece esas alınan bilirkişi raporunun geçiş ücreti yönünden hatalı olduğunu, sunulan ihlali geçiş listesi ile provizyon listesinde geçiş tutarının 5.793,15 TL olmasına rağmen 5.767,10 TL olarak hesaplanarak bu miktar üzerinden davanın kabulünün hatalı olduğunu, davalının temerrüte düşürülmesine gerek olmadığını, alacağın likit olduğunu bu sebeple faiz, KDV ve icra inkar tazminatı taleplerinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve talepleri yönünde kararın düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, rapora karşı ileri sürülen itirazların değerlendirilmediğini, müvekkile ait araçların OGS/HGS kartlarında geçiş ve geçişten sonra ki 15 gün içerisinde ne kadar bakiye olduğunun tespit edilerek varsa ihlali geçişlerden mahsup edilmesi gerektiğini, yine ihlali geçiş yapılan araçların görüntülerinin getirtilmeden hazırlanan raporun yetersiz olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, otoyol/köprü geçiş ücreti ve cezasının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı taraf vekilleri tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Davalı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı şirketin işletmesindeki köprü ve otoyoldan, davalı adına kayıtlı bulunan farklı plaka sayılı araçların muhtelif saat ve tarihlerde ihlalli geçiş yaptıkları, ihlalli geçişlere ilişkin geçiş ücretlerinin ödendiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, geçişlere ilişkin görüntü ve provizyon kayıtları, bilirkişi raporu ve anılan yasal düzenlemeler gereğince davalının davacıya talep edilen miktarda borcu bulunduğu anlaşıldığından, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; Dosya kapsamından; alınan bilirkişi raporununda ki geçiş ücreti yönünden yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yerinde görülmesine göre davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf nedenlerinin reddi gerekmiştir.
Ancak; 6001 sayılı Kanunun “Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali” başlıklı 30.maddesinin 5.fıkrası “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. (Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16/5/2018-7144/18 md.) (…)”
Aynı maddenin 7.fıkrası ise, “Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz. (Ek cümle: 16/5/2018-7144/18 md.) Otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen yabancı plakalı araçlara uygulanan idari para cezaları için bu fıkrada belirlenen on beş günlük süre beklenmez. (Ek cümle:23/7/2020-7252/9 md.) Ancak, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi halinde idari para cezası tahsil edilmez.” şeklindedir.
Dosya kapsamından, davalı şirkete ait araçların çeşitli tarihlerde çok sayıda ihlalli geçiş yaptığı, ihlalli geçiş ücretlerinin 15 gün içerisinde ödenmediği anlaşılmış olup yasa gereği davalının ihlalli geçişten itibaren 15 gün sonra temerrüde düştüğü, bu nedenle davacı vekilinin geçiş ücreti ve para cezası üzerinden işlemiş faiz talebinin reddi hatalı olduğu gibi 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 24. maddesinin (c) bendinde “ Vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler” matraha dâhil olan unsurlar olarak belirlenmiş olduğundan davacı vekilinin işlemiş faiz için KDV isteminin reddi de hatalıdır.
Dairemizce işlemiş faiz ve KDV hesabı yönünden ilk derece mahkemesince alınan 18.02.2021 havale tarihli bilirkişi raporu ayrıntılı, gerekçeli, dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu, mevzuat hükümlerine uygun olduğu kabul edilerek davacının 2.988,99 TL işlemiş faiz ve 538,02 TL işlemiş faizin KDV’si alacağının bulunduğu anlaşılmakla bu miktarlar üzerinden davalının itirazının iptaline karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir.
Dosya kapsamından, davalıya ait araçların davacı şirket tarafından işletilen otoyol ve köprülerden ihlalli geçişler yaptığı, geçiş ücretleri ve ihlali halinde uygulanacak ceza miktarı belli olduğundan icra takibine konu alacağın likit olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, davacının talebi gözetilerek takibin devamına karar verilen asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
Sonuç olarak, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; davalının tüm, davacının diğer istinaf başvuruları yerinde değilse de, yukarıda açıklanan nedenlerle davalının istinaf başvurusunun HMK.’nun 353/1-b.2 maddesi gereği kabulü ile kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A) 1) İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.851,55TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 465TL harcın mahsubu ile bakiye 1.386,55TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3) İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
B)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.03.2021 tarih ve 2018/695 Esas, 2021/161 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
C)Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1)Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2018/3325 Esas sayılı dosyasında davalı/borçlunun 5.767,70 TL geçiş ücreti, 21.337,40 TL para cezası toplamı 27.105,10 TL asıl alacak, 2.988,99 TL işlemiş faiz ile 538,02 TL KDV olmak üzere toplam 30.632,11 TL alacak yönünden itirazının iptali ile takibinin DEVAMINA,
2)İptaline karar verilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 2.092,47 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 231,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.861,02 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4)Davacı tarafından yatırılan 231,45TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5)Davacı tarafından yapılan 715,70TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre belirlenen 661,52TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen değeri üzerinden tespit ve takdir olunan 9.200TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın reddedilen değeri üzerinden tespit ve takdir olunan 2.508,91TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
D-1)Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2)Davacı tarafından yapılan istinaf başvuru harcı dahil 271,70 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 05/10/2022tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2022

.
Başkan

Üye

Üye

Katip
.