Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/738 E. 2022/876 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/738 – 2022/876

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/738 Esas
KARAR NO : 2022/876
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
NUMARASI : 2018/123 Esas, 2021/118 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ankara/Elmadağ ilçesinde yapımını üstlendiği elektrik iletim hattı yapım işinde kullanılmak üzere … plakalı vinci kiraladığını, park halindeki vincin üzerine, davalıların işlettiği taş ocağında yapılan patlatmada kopan kaya parçasının düşmesi sonucu vincin hasar gördüğünü, vincin tamiri süresince müvekkili şirketin yeniden kiralamak zorunda kaldığı vinçler için ödediği vinç kira bedellerinin davalı şirketlerden tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız olarak icra takibine itiraz ettiklerini belirterek Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2018/774 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı/borçlu şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … Lojistik Nakliye Madencilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılar arasında 06.04.2017 tarihli ocak işletmesi ve agrega üretim sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşme kapsamında diğer davalıya ait taş ocağını işlettiğini, davacıya ait olan aracın müvekkili firmanın patlatma yaptığı alana 1,5 km uzaklıkta olduğunu, tüm tedbirleri aldığını, alınacak başka önlem olmadığını, talep edilen vinç kira bedelinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İnşaat Taahhüt Petrol Madencilik Gıda Nak. İç ve Dış Ticaret A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait taş ocağının işletilmesi ve agrega üretilmesi işinin yapılan sözleşme ile diğer davalı … şirketine verildiği, …’ın taş ocağını işletirken çevrenin ve üçüncü kişilerin zarar görmesini engelleyecek şekilde gerekli tüm önlemleri aldığını, aracın bölgede korumasız ve şoförsüz bırakıldığını, kazanın meydana gelmesinde asıl kusurun davacı tarafta olduğunu, talep edilen kira bedellerinin fahiş olduğunu, dosyaya sunulan faturalardan davacının kiraladığı vinçlerin günlük bedellerinin değişken ve 590TL-1.000TL arasında olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davalılar arasında imzalanan Ocak İşletmesi ve Agrega Üretim Sözleşmesini davalı … İnşaat’ın işveren, …’ın taşeron sıfatı ile imzaladıkları, sözleşmenin birim fiyat sözleşme olduğu, davalı …’ın haksız fiil faili olarak zarardan sorumlu olduğu, diğer davalının asıl işveren olarak taşeronun eylemlerinden 3. kişilere karşı sorumlu olduğu, davalılar arasındaki sözleşmedeki asıl işverenin sorumluluğunu kaldıran özel hükümlerin iç ilişkide geçerli olduğu, 3. kişileri bağlamayacağı zararın tamamından birlikte sorumlu olduklarının kabul edildiği, dava dışı alt taşeron … Ltd Şti’nin %30 kusurunun taşeron-alt taşeronun kendi iç ilişkilerinde geçerli olacağı, davalıların sorumluluğunu kaldırmayacağı ve azaltmayacağının kabul edildiği, zarar miktarı bakımından hasar gören vincin tamirde kaldığı süre içinde davacının kiraladığı vinçler için davacı adına düzenlenen, davacının defterlerine kayıtlı 5 adet vinç faturasının esas alınması gerektiği, bilirkişilerce faturalardaki kira bedellerinin incelendiği ve denetlendiği, piyasa rayiçlerine uygun olduğunun mütalaa edildiği, takibe konu edilen 39.161TL’den davalıların sorumlu olduğunun kabul edildiği, davacının defterlerindeki mazot, yemek faturası gibi 1.725TL tutarındaki faturanın takibe konu edilmediği yalnızca kira bedelinin takip konusu edildiği belirtilerek davanın kabulü ile davalıların Ankara 31. İcra Dairesinin 2018/774 Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptaline, takibin 39.161TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilerek devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … İnşaat Taahhüt Petrol Madencilik Gıda Nak. İç ve Dış Ticaret A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; diğer davalı olan … A.Ş.’nin bahse konu sözleşme kapsamında, taş ocağını işletirken ve agrega üretirken çevrenin ve üçüncü kişilerin zarar görmesini engelleyecek şekilde tüm önlemleri almakla mükellef olduğunu, patlatma anında kolluk kuvvetlerinin hazır bulundurulduğunu, tüm önlemin alındığını ve kolluk kuvvetlerince tanzim olunan tutanakta yazılı olduğunu, davacının davaya konu zarar gören aracının patlatma sahasına 1,5 km uzaklıkta olduğunu, bu mesafedeki bir aracın zarar görebileceğinin beklenmesinin hayatın olağan akışına ters olduğunu, müvekkili şirketin, diğer davalı … A.Ş. İle beraber çalışmadığını ve … A.Ş.’nin taş ocağı sahasında tek ve tam yetkili tacir olduğunu, olayla alakalı Elmadağ Cumhuriyet Savcılığının 2017/2196 Soruşturma sayılı dosyası üzerinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın müvekkili şirketin sorumlu olmadığının kanıtı olduğunu, talep edilen vinç kira bedelleri arasındaki fiyat farkının normal olmadığını, bilirkişiler tarafından kira bedeline yaptıkları itirazın cevaplanmadığını belirterek Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Lojistik Nakliye Madencilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, taş ocağını işletirken ve agrega üretirken çevrenin, 3. kişilerin zarar görmemesi adına alınabilecek tüm önlemleri aldığını, kolluk kuvvetlerinin hazır bulunduğunu ve kolluk kuvvetlerince tanzim olunan tutanakta yazılı olduğunu, davacıya ait olan, davaya konu zarar gören aracının patlatma sahasına 1,5km uzaklıkta olduğunu, patlatma alanına uzak olan bir aracın zarar görebileceğinin düşünülmesinin öngörülebilir olmadığını, bölgede, aracını şoförsüz ve korunaksız bırakmasının davacıyı ne derece haklı kıldığını, müvekkili şirketin, günlük kiralama tutarları hakkında bilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirket ile vincin ikame edilme durumunun olup olmadığını, ikame edilmesi gereken süre, kiralama yapılacağı tutarları konusunda bilgi verilmeden takip ve dava ile karşı karşıya kaldığını, müvekkili şirketin, dosyada mevcut olan 01/05/2017 tarihli “iş sözleşmesi”nde patlatma işlemi için … Patlayıcı Madde İnş. Müh. Mad. Mak. ve San. Tic. Ltd. Şti. ile anlaşmış olduğu sözleşmeyi taraflara akdettiğini, sözleşme gereği bilirkişi raporunun yaptığı tespitler ile, dava dışı patlatmayı yapan firmanın … Patlayıcı Madde İnş. Müh. Mad. Mak. ve San. Tic. Ltd. Şti. olduğunu ve oluşan zarardan biri sorumlu tutulacak ise bu patlamayı yapan firmanın olduğunu, son bilirkişi raporunda takip tutarı bedelin sigorta kapsamında olduğunun beyan edildiğini ve davacının tüm zararını sigortadan tazmin edebilir durumda iken bu davanın ikamesini anlamanın güç olduğunu belirterek Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, davalıların iş sahasında gerçekleşen patlatma eylemi ile oluşan zarardan davalıların sorumlu olup olmadığı, davalı tarafın eylemi ile zarar arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, müteselsil sorumluluk ilişkisinin mevcut olup olmadığı ve buna bağlı olarak ödeme emrine itirazın haklı olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalılar vekilleri tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2018/774 Esas sayılı dosyasında alacaklı şirket tarafından borçlu şirketler aleyhine toplam 39.161TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe dayanak olarak borçlu şirketler tarafından şantiye sahasında yapılan patlatma sonucu vincin hasar görmesi nedeniyle başka bir vinç kiralanmasından kaynaklanan zararın gösterildiği, ödeme emri tebliğ edilen borçluların süresi içerisinde itiraz etmesi nedeniyle icra takibinin durduğu, itirazın iptali istemiyle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Bir başka anlatımla, haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet (nedensellik) bağı bulunması gereklidir. Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlusundan isteyebilir. Fiil olmasaydı meydana gelen zararın doğması mümkün olmayacak idiyse, fiil ile zarar arasında bir illiyet bağı var demektir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler, icra dosyası ve bilirkişi raporlarından, davalı/işveren … İnşaat Taahhüt Petrol Madencilik Gıda Nak. İç ve Dış Ticaret A.Ş ile davalı/taşeron … Lojistik Nakliye Madencilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş arasında 06/04/2017 tarihli “Ocak İşletmesi Ve Agrega Üretim Sözleşmesi” imzalandığı, 03/10/2017 tarihli faaliyet esnasında gerçekleştirilen patlatma ile kopan kaya parçasının patlatma sahası dışında park halindeki vincin üzerine düşerek kullanılamaz hale getirdiği, vincin elektrik iletim hattı işini üstlenen davacı şirket tarafından kiralanmış olduğu, işin devamı için fatura karşılığında başka vinç kiralandığı ve konu ile ilgili faturanın takip talebine eklenildiği, davalıların borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin durması nedeniyle işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tacirler arası haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasında mahkemece alınan bilirkişi raporlarında, kaya parçasının patlatma sahasından 1-1,5 kilometre uzaklıktaki vinç üzerine düşmesi ile oluşan zarara, patlatma tasarımının hatalı gerçekleştirilmesinin ve iş ortamında gerekli denetim yapılmamasının sebep olduğu tespit edilmiştir. Olayda davacının kusuru bulunmamaktadır.
Müteselsil borçluluk, alacaklının istediği borçluya borcun tamamının ifasını talep edebildiği, her bir borçlunun da alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olduğu borç ilişkisidir. Bir başka deyişle bir alacaklı ile birden çok borçlu arasında mevcut olan ve borç ifa edilene kadar borçluların borcun tamamından sorumlu olduğu borç ilişkisidir. Borç, bir kere ifa edilmekle son bulur. Bu sebeple alacaklının, aktifinde tek bir kalem olarak görünürler. Müteselsil borcun, alacaklı ile borçlular arasındaki ilişki (dış ilişki) ve borçluların kendi aralarındaki ilişki (iç ilişki) olmak üzere iki yönü vardır. Bunlardan önce dış ilişki ortaya çıkar ve onun sonuçlarına göre iç ilişki şekillenir. Alacaklı, müteselsil borçlulardan edimin tamamını talep edebilir. Bu talep, sadece borçlulardan birine yöneltilebileceği gibi tümüne karşı da yöneltilebilir. Alacaklının sahip olduğu bu talep hakkı aslında müteselsil borçluların her birinin borcun tamamından sorumlu olmasının bir sonucudur. Bu sonuç bölünemeyen borcun aksine edimin mahiyetinden değil, müteselsil borcun mahiyetinden kaynaklanmaktadır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunun rayiçlere uygun olduğu, belirlenen faturalar esas alınarak yapılan hesaplama yapılmasının doğru olduğu anlaşılmış ve ödeme emrine itirazların haksız olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Şu halde; davacı zararın tamamını müteselsil sorumlu olan davalı şirketlerden talep edebilir. Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine dayalı olarak kimin ne oranda sorumlu olacağı aralarındaki iç ilişkiyi ilgilendirmektedir. Davacının olayda kusurunun bulunmaması sebebiyle meydana gelen zarardan davalıların müteselsilen sorumlu tutulmaları doğrudur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşı davalılar vekillerinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 2.675,09TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 668,77TL ve 668,77TL harcın mahsubu ile bakiye 1.337,55TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip