Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/610 E. 2022/730 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/610 Esas
KARAR NO : 2022/730
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2020
NUMARASI : 2019/374 Esas, 2020/81 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın husumet nedeniyle reddine dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … şirketi tarafından müvekkili şirket aleyhine … isimli bilgisayar programının lisanssız kullanıldığı iddiası ile 19/07/2018 tarihinde delil tespit talebinde bulunulduğunu ve bunun üzerine 01/08/2018 tarihinde Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 208/62 D. İş sayılı dosyası kapsamında müvekkili şirketin … uzay ve Savunma Teknolojileri A.Ş. Met-2 şubesinde … yazılımının lisanssız kullanımına ilişkin delil tespiti işleminin gerçekleştirildiğini, delil tespitine konu yazılım programının müvekkili şirket bilgisayarlarında bulunamadığını, müvekkili şirketin tesis güvenlik belgesi sahibi olduğunu, bilgisayarlarda yapılan inceleme sırasında müvekkili şirketin gizlilik dereceli ve ticari sır niteliğindeki bilgilerine de erişim sağlanması gizliliği ihlal edildiğini, tebligat yapılmaksızın ve kolluk eşliğinde müvekkili şirkete gelinmesinin delil tespitinin amacını aştığını, müvekkilinin saygınlığının zedelendiğini, davalı tarafından, hak arama özgürlüğünün kötüye kullanıldığını, Türk Ticaret Sicilinde kaydı olmayan, yabancı ve yurtdışında yerleşik bir firma adına bu işlemin yapılmış olması da müvekkilin hak arama özgürlüğünü kısıtlayıcı ve kötü niyetli bir davranış olarak değerlendirildiğini, delil tespit incelemesi esnasında kullanılan bilgisayarların tekrar bilgi sistemine katılabilmesi için 19 adet bilgisayarın her biri için gerekli kontrollerin sağlanması suretiyle şirket içi şebekeye bağlanması sonucunda; çalışma saatleri haksız ve gereksiz vere uzadığını ve dolayısıyla müvekkil şirketin iş gücü ve zaman kaybı yaşadığını, davanın TTK ilgili hükümleri gereğince ABD’li firmaya izafetten temsil eden ve acente sayılan davalıya yöneltildiğini belirterek 10.000 TL manevi tazminatın, haksız fiilin meydana geldiği 01.08.20I8 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …’nin, bir inovasyon şirketi olup huzurdaki davada taraf sıfatı bulunmadığını, delil tespiti dosyasında da talep eden sıfatı dahi bulunmadığını, delil tespiti dosyasına sunulan talep dilekçesinden, davacı taraf nezdinde lisanssız … programı kullanımına ait ihlal datası bulunduğu görülmekte olup … tarafından işbu ihlal datasına istinaden delil tespit talebinde bulunulduğunu, davacı tarafın iddialarının tamamen asılsız olduğunu ve gelir elde etme gayesiyle bu davanın açıldığını, davacı tarafın, tebligat yapılmaksızın müvekkili şirkete gelinmesinin delil tespiti amacını aştığını iddia etsede bu iddialarının tamamen asılsız olduğunu ve delil tespiti işleminin hukuka uygun yapıldığını belirterek davanın öncelikle husumet itirazları kapsamında usulden reddine, usule ilişkin itirazlarının kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava konusu delil tespiti dosyasında tespit talebinde bulunanın … şirketi olduğu, davanın haksız fiil hükümlerine dayanılarak açıldığı, davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile HMK’nın 114/d ve 115/2 maddesi uyarınca pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin tespit talebinde bulunan şirketin Türkiye’deki acentesi olduğunu, temsil yetkisinin bulunduğunu, başka da bir temsilcisinin olmadığını, tespit talebinde bulunan şirkete izafeten davalı şirkete husumet yöneltildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Dava konusu olay nedeniyle davalı şirkete husumet yöneltilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız delil tespitinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava konusu Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/62 D.İş sayılı tespit dosyasının incelenmesinde, delil tespiti isteyenin … … …, karşı tarafın … Uzay ve Savunma Teknolojileri Bilişim Üretim Danışmanlık Ticaret AŞ olduğu görülmüştür.
Görüldüğü üzere, davacı şirket ile delil tespiti isteyen şirket farklıdır. Davalı şirketin, delil tespiti isteyen şirketin Türkiye’deki temsilcisi veya acentesi olduğu dosya kapsamından ispat edilemediği gibi davalı şirket acente bile olsa dava konusu edilen haksız fiille bir ilgisi bulunmadığından husumet yöneltilmesi mümkün değildir. Bununla birlikte yapılan UYAP incelemesinde, delil tespiti isteyen şirket tarafından açılmış çok sayıda dava bulunduğu görülmüş olup sözkonusu şirketin Türkiye’de temsilci veya vekillerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafın istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip