Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/2218 E. 2022/568 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2218 Esas
KARAR NO : 2022/568
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2021
NUMARASI : 2020/653 Esas, 2021/413 Karar

DAVACI : … DAĞITIM AŞ
VEKİLİ :
DAVALI : … SANAYİ ÜRETİM VE TİC. AŞ
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından 59 ayrı yerde yapılan çalışmalar sonucunda müvekkili şirkete ait iletkenlerde ve varlıklarda hasara sebebiyet verdiğini, hasarın oluşumunda, davalı şirket elemanlarının tedbirsiz ve dikkatsiz çalışmalarının etken olduğunu, oluşan zararın tazmini için kusurlu oldukları da belirtilmek sureti ile davalı şirkete yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını, bu nedenle alacağın tahsili amacıyla Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2015/25333 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeni ile durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hüküm olunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine dayanak tutara konu hasarların, davacının elektrik kablolarını usulüne uygun döşememesi nedeni ile kendi kusuru neticesinde meydana geldiğini, bu nedenle müvekkili şirketin oluşan hasar ile ilgili sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, bilirkişi kurulundan aldırılan 29/03/2021 tarihli gerekçeli ve denetime elverişli raporda, zararın oluşumuna yol açan fiilin meydana gelmesinde davacı ve davalı tarafın ayrı ayrı %50 oranında kusurlu olduğu, haksız fiil nedeniyle oluşan zarar tutarının 36.897,40TL olup, %50 kusur oranına göre davacının takip tarihi itibari ile talep edebileceği hasar bedeli 18.448,70TL takip öncesi döneme ait işlemiş faiz tutarı ise 1.213,88TL olmak üzere toplamda 19.662,58TL olarak belirlendiği, taraf vekillerince rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ise de, bilirkişi kurulunca rapor taraflarca dosyaya sunulan tüm deliller değerlendirilip tartışılarak düzenlenip kusur oranı ve buna bağlı olarak talep edilebilecek hasar tutarı gerekçeli ve denetime elverişli olarak belirlenmiş olmakla, kusur ve hasar miktarı yönünden bilirkişi raporundaki hesaplama hükme esas alınmak (alacak haksız fiilden kaynaklanıp likit olmadığı için icra inkar tazminat isteminin reddi cihetine gidilerek) suretiyle davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek davanın kısmen kabulüne Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2015/25333 Esas sayılı dosyasında, 18.448,70TL asıl alacak, 1.213,88TL işlemiş faiz toplamı, 19.662,58TL’ye yönelik itirazın iptali ile, 18.448,70TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, koşulları oluşmayan icra inkar tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete atfedilen %50 kusur oranının fazla olduğunu, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin fazla olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin olayın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğunu, müvekkili şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, haksız fiilde tazminata KDV uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davacıya ait yeraltı kablolarının zarar görmesinde davalı şirketin kusurlu olup olmadığı, zararı tazmin yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, davalı lehine fazla vekalet ücreti takdir edilip edilmediği, davalı vekilinin KDV konusundaki itirazının yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yeraltı kablolarının zarar görmesi nedeniyle oluşan zararın tazmini için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
30.11.2000 tarih ve 24246 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin 58. maddesinde” Kablolar:…
b) Kabloların döşenmesi:…
11) Yeraltına döşenecek kablolar, sokak ve alanlarda en az 80 cm derinliğe gömülmelidir. Bu yerlerin dışında en az 60 cm olmalıdır. Bu derinlik zorunlu durumlarda özel koruyucu önlemler alınarak 20 cm dolaylarında azaltılabilir. 13) Kablolar duruma göre toprak içine, kablo kanallarına yada duvarlara tutturulan delikli tavalara veya merdiven raflara döşenmelidir. Deliksiz yapılmış tavalarla kablo döşenmesi tavsiye edilmez. Toprak içine yerleştirilen kabloların altında ve üstünde yaklaşık 10 cm kalınlıkta elenmiş kum bulunmalıdır. Kablonun üzerindeki kumun üzerine ve aynı kanala döşenen AG ve YG kabloları arasına tüm kablo boyunca dolu tuğla veya en az 6 cm kalınlıkta beton plaka veya plastik vb. malzemelerden yapılmış koruyucu elemanlar yerleştirilmelidir. Böylece çukuru açan işçilerin kazma darbelerinden kablo korunmalı ve orada kablo bulunduğu önceden anlaşılmalıdır. Bu koruyucunun yaklaşık 30 cm üzerine ise en az 10 cm genişliğinde polietilenden yapılmış uyarı şeridi konulmalıdır.
e)Kablo yerlerinin işaretlenmesi: Kablo tesisleri bulunan kuruluşlar, bunların yerlerini tam olarak işaretleyerek bu kabloların geçiş güzergahlarını gösteren planları, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ilgili belediyelere, diğer yerlerde de ilgili mülki idare amirliklerine vermelidir. Yer altı kablo güzergahları kaplamasız yerlerde işaretli beton kazıklarla, kaplamalı yerlerde oyulmuş işaretlerle belirtilmelidir. Şöyle ki güzergahı görünmeyen kablolar (mesela hendek içindekiler), kablo güzergahı ve niteliği anlaşılacak şekilde işaretlenmelidir.
Bu çerçevede düz güzergah maksimum 100 m’de bir, ek ve branşman yerleri dönüş noktaları vb. yanılgıyı önleyecek şekilde işaretlenmelidir. Bu işaretler yerine göre beton kazık, pirinç veya döküm levha yada kaldırım kaplamasında oyulmak suretiyle yapılmalıdır ” hükmü yer almaktadır.
Yapı İşlerinde İş Güvenliği Tüzüğü’nün 20.maddesinde, “Kazı işlerinin yapılacağı yerlerde; elektrik kabloları, gaz boruları, suyolları, kanalizasyon ve benzeri tesisatın bulunup bulunmadığı hususu önceden araştırılacak ve duruma göre gereken tedbirler alınacaktır” ifadeleri bulunmaktadır.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında, davacı şirkete ait yeraltı iletken ve tesislerine, davalı şirket tarafından yapılan kazı çalışmaları esnasında bir çok noktada hasar verildiği anlaşılmış olup davalıların kusur oranlarının tespiti bakımından alınan ve hükme esas teşkil eden bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere, davalı şirketin, kazı yapacağı alanlara ait yer altı elektrik şebekesine ait projeleri temin etmeden ve gözlemci bulunmasını sağlamadan kazı çalışmasını yaptığı, bir çok noktada davacı şirkete ait yeraltı iletken ve tesislerinin hasarına sebebiyet verdiği de dikkate alındığında çalışma öncesi ve esnasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek dava konusu olaya neden olduğu, davacı şirketin ise yeraltı tesislerini ilgili yönetmelik hükümlerinin öngördüğü derinlikte tesis etmemesi nedeniyle kusurlu olduğu kanaatine varılmış olup dosya kapsamına göre olayın meydana gelmesinde tarafların eşit kusurlu olduğuna ilişkin ilk derece mahkemesi kabulü Dairemizce de benimsenmiş, bu itibarla tarafların kusur oranına ilişkin istinaf itirazları reddedilmiştir.
Davalı vekili, her ne kadar haksız fiilde KDV uygulanamayacağını, bu nedenle zararın fazla hesaplandığını ileri sürerek istinaf itirazında bulunmuşsa da, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı şirketin zarar kalemine KDV’nin dahil edilmediği anlaşılmış olup bu hususa yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin, davalı lehine takdir edilen vekalet ücretine yönelik istinaf itirazının incelenmesinde ise; ilk derece mahkemesince davanın kısmen reddi nedeniyle hükmün 4. bendinde davalı lehine 7.798,81TL nispi vekalet ücreti takdir edildiği görülmüştür. Oysa, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/3 maddesindeki “Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” düzenlemesi gereğince davalı lehine 4.080TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Bu hususa yönelik davacı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında “davanın kısmen kabulüne”, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/07/2021 gün ve 2020/653 Esas, 2021/143 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
1)Davanın KISMEN KABULÜ ile, Ankara 30. İcra Dairesinin 2015/25333 Esas sayılı dosyasında davalı/borçlunun 18.448,70TL asıl alacak, 1.213,88TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.662,58TL alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2)Takip konusu alacak likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3) 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 1.343,15TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.255,81TL harcın mahsubu ile bakiye 87,34TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4)Davacı tarafından peşin yatırılan ve alınmasına hükmedilen 1.255,81TL harcın yargılama gideri olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; davacı tarafça istinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin yatırılan 59,30TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
6)Davacı tarafından hükümden önce yapılan 29,20TL başvurma harcı ile 8.295,53TL yargılama gideri ve hükümden sonra yapılan 11TL olmak üzere toplam 8.335,73TL yargılama giderinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2.maddesi uyarınca, tarafların haklılık oranına göre 2.228,88TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7)Davacı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan 11TL posta/tebligat gideri ile 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 173,10TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 332/3.maddesi uyarınca, hükümden sonraki yargılama giderlerinin haklılık oranına göre taraflara yüklenmesine,
9)Davacı, vekil ile temsil edildiğinden ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10)Davalı, vekil ile temsil edildiğinden ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/3.maddesi uyarınca 4.080TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
C-1) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 1.343,15TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 335,78TL harcın mahsubu ile bakiye 1.007,37TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip