Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/2163 E. 2022/252 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C… BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ


KARAR TARİHİ : 09/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ … 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya ait davacıya kiralanan terminallerde davacının yurtiçi ve yurtdışı yükleme – boşaltma – taşıma işlemlerini yaptığını, davacı ile davalı arasında 01/01/2015 tarihinde davalıya ait … … Şefliği sahasında bulunan Ankara ciheti 1. yol üzerindeki 12×30=360 m2 vinç alanına ilişkin taşıma protokolü imzalandığını, söz konusu alanda davacının sabit bir şekilde bulunan portal vincine 15/11/2015 tarihinde saat 13:00 civarında davacı şirketin personelinin öğle yemeği molasında olduğu sırada … ait manevra treninin istasyon manevrası esnasında, davacı vincinin yürüyüş ayaklarından birine çarpması neticesinde portal vincin devrildiğini, vincin altında stokta bulunan 4 adet silobas konteynırın da hasar gördüğünü, kazaya sebebiyet veren trenin durmayarak Polatlı yönündeki istikametine devam ettiğini, kaza neticesinde davacının … 2. Bölge Müdürlüğüne bildirimde bulunduğunu belirterek şimdilik 56.640TL’nin 15/11/2015 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın davalı aleyhine açılamayacağını, davanın … … AŞ’ye ihbar edilmesini talep ettiklerini, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, taraflar arasındaki sözleşme gereği Ankara ciheti 1. yol üzerindeki 12×30=360m2 vinç alanının davacının kullanımına bırakıldığını, olayın menevra treninin ikinci yoldan geçişi sırasında vagon üstünde bulunan tankın üst palet çamurluğunun ikinci yol ve birinci yol arasında bulunan vinç yürüyüş yolu üzerindeki vinç ayaklarına değmesi ve itmesi ile vinç ayağının yoldan çıkması sonucu meydana geldiğini, sözleşme gereğince olayın vuku bulmasından davalının hiçbir kusuru bulunmadığını, doğan zarardan davacının sorumlu olduğunu, protokol gereği davacının personeline eğitim aldırması hükmü yer aldığı halde davacının personeline eğitim aldırmadığını, kazaya konu vinç için risk analizi ve değerlendirme yapılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ihbar olunan … … A.Ş’nin, 01/05/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6461 sayılı Kanun’la, … tren işletmecisi olarak kurulması öngörülmüş ve bu çerçevede 17/06/2016 tarihinde kurularak tüzel kişilik kazanmış olması ve yolcu yük taşıma hususlarına ilişkin davalarda kendiliğinden taraf sıfatını kazanacağı düzenlemesi mevcutsa da, taraflar arasında akdedilen protokolün davalı ile 01/01/2015 tarihinde akdedilmiş, davaya konu haksız fiilin de 15/11/2015 tarihinde meydana gelmiş ve dava konusu talepler ile 6461 sayılı Kanunun geçici ve son hükümlerindeki düzenlemelerin dava konusu ile direkt bağlantısının bulunmadığının anlaşılması karşısında taraf değişikliği talebinin kabul görmediği, huzurdaki dava, meydana gelen zararın tazmini istemine ilişkin olduğundan, zararın giderilmesini isteyen davacının dava dilekçesi ve ekinde, meydana gelen zarar miktarı ve buna ilişkin belgelerini, zarar ile davalının eylemi arasındaki illiyet bağını ve davalının kusurunu elindeki mevcut bilgi ve belgeler kapsamında ortaya koyması gerektiği, davacı yan, adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında davalıdan talepte bulunduğundan, davalının kusuru olmasa dahi, objektif özen yükümlülüğü kapsamında davalı çalışanının verdiği zarardan dolayı davalının kusursuz sorumluluğu kapsamında sorumluluğu cihetine gidilebileceği, nitekim yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarında, davalının %100 kusurlu ve davacının kusursuz olduğu tespit edildiği, zararın tazmini hususunda ise, her ne kadar taraflar rapora itiraz etmekteyseler de, davacı dava dilekçesi ekinde somut ve açık olarak dava dışı … … …. AŞ tarafından düzenlenen faturaları sunmuş ve başkaca fatura ve belge sunmadığı, dolayısıyla daha sonra sunduğu ve davalının muvafakat etmediği belgelere yönelik inceleme yapılmasının mümkün olmayacağı ancak dava dilekçesindeki yansıtma faturalarda yer alan faturaların içeriklerinin belirtilmesi ve hakimin aydınlatma yükümlülüğü kapsamında fatura içeriğinde yer alan 07/12/2015 tarih A-…. nolu fatura ve 16/12/2015 tarih A-,,,, nolu faturaların ve hasar gördüğü iddia olunan vinç markası kapasitesi, silobasların teknik özelliklerini gösterir bilgi – belgelerin dosyaya kazandırılması ile incelemeye dahil edilebileceği kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 56.640TL’nin 15/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; zararın miktarı belirlenirken dosyaya ibraz ettikleri ispata yönelik delillerinin değerlendirilmediğini, sunulan belgelerin iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davacı şirketin zararının hükmedilen tutardan daha fazla olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın … … AŞ’ye husumet yöneltilerek devam etmesi gerekirken bu husustaki itirazlarının dikkate alınmadığını, olayın meydana gelmesine davacı şirketin kusurunun neden olduğunu, sözleşme hükümlerini gereği gibi yerine getirmediğini, müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davalı kurumun husumet itirazının yerinde olup olmadığı, olayın meydana gelmesinde davalı kurumun kusurlu olup olmadığı, davacı şirketin zararının kapsamı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamından, davalı kurum ile davacı şirket arasında 01/01/2015 tarihinde imzalanan protokol ile mülkiyeti ve tasarruf …’ye ait … İstasyon Şefliği sahasında bulunan Ankara ciheti 1. Yol üzerindeki 12×30=360 m² vinç alanın protokolde belirtilen şartlarda … ile taşıma yapmak kaydıyla stok sahası olarak davacı şirket tarafından kullanılmasının kararlaştırıldığı, 15/11/2015 tarihinde davalı kuruma ait manevra treninin geçişi esnasında tren üzerindeki tank paletinin davacı şirkete ait vincin yürüyüş ayaklarından birisine çarpması sonucu davacı şirkete ait vincin devrildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili, her ne kadar zararlarının eksik tespit edildiğini, yargılama aşamasında sundukları faturaların dikkate alınmadığını ileri sürmüşse de, davacı vekilinin, dava dilekçesinde, dava konusu olay nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 56.640TL maddi zararın davalıdan tahsilini talep ettiği, zararın müvekkili şirket tarafından giderildiğini gösterir şekilde toplamı 56.640TL olan 37.760TL ve 18.880TL bedelli iki adet faturanın dava dilekçesine eklendiği görülmüş olup mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacının zararının, dava dilekçesi ekinde sunulan fatura miktarı kadar olduğu, yargılama aşamasında sunulan fatura ve belgelerin dava konusu olay nedeniyle oluşan zarara ilişkin olup olmadıklarının anlaşılamadığının belirtildiği, raporun ayrıntılı, gerekçeli, dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu olduğu görülmekle davacı vekilinin zararın miktarına yönelik istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin husumete yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde;
6461 sayılı Türkiye … Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkındaki Kanun 01.05.2013 tarihli … Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve Yasa’da gösterilen … … A.Ş. 17.06.2016 tarih 9099 sayılı Türkiye ,,, … Gazetesi’nde yayınlanarak tüzel kişilik kazanmıştır.
6461 sayılı Kanun’un “Devir Hükümleri” başlıklı geçici 1. maddesi (a) bendinde, Şirkete devredilecek personel ile cer, yük ve yolcu taşıma hizmetlerinde kullanılan çeken ve çekilen araçlarla, bunlarla ilgili her türlü diğer araç, gereç ve cihazların belirlenmesi ve personelin kadro ve pozisyonlarıyla, “araç, gereç ve cihazların ise hak, alacak, borç ve yükümlülükleriyle birlikte” şirkete devredilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Geçici 1. maddenin (b) bendinde de, (a) bendi kapsamında devredilen personel ile araç, gereç ve cihazlarla ilgili …’ce taraf olunan işlem ve sözleşmelerde Şirketin taraf olacağı ve derdest dava ve takiplerde Şirketin kendiliğinden taraf sıfatı kazanacağı, yine “bu hususlarla ilgili olarak” … tarafından yapılan iş ve işlemler sebebiyle açılacak davanın şirkete yöneltileceği düzenlenmiş olup dava konusu olayın devredilen personel ile araç, gereç ve cihazlarla ilgili olmadığı, davalı kuruma haksız fiil sorumluluğuna dayanılarak husumet yöneltildiği, bu nedenle davalı vekilinin husumet itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu, olay yerine ilişkin fotoğraflar ile dosyadaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirkete ait vincin hasarlanmasından davalı kurumun sorumlu olduğu, davacı şirkete atfedilecek bir kusur bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf itirazları reddedilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden bir hukuka aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A-1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B-1)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 3.869,08TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 967,27TL harcın mahsubu ile bakiye 2.901,81TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince;Dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince; tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2022