Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/204 E. 2021/378 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. …BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO :….
KARAR TARİHİ : 02/03/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2019
NUMARASI : ….


DAVANIN KONUSU : Tazminat

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir alacağının tahsili için Ankara 32. İcra Dairesinin…. sayılı dosyasında dava dışı borçlu aleyhine yapılan icra takibinde yapılan haciz sonrasında haczedilen malların davalı …’un yediemin deposuna teslim edildiğini, teslim edilen menkul mal değerinin 34.950TL olduğunu, malların 28.03.2015 günü …su borusunda oluşan kaçak nedeniyle deponun su basması sonucunda hasar gördüğünü ve davacının zarar gördüğünü ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 100TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ….vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazında bulunduklarını, iddianın aksine bakım onarım işlemlerinin rutin yapıldığını, yeterli sayıda tahliye kanalları konulduğunu, yediemin davalının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü olup deponun imar mevzuatına uygunluğunun, lisans ve işletme belgelerinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davanın kısmi dava olarak açılamayacağını, müvekkile kusur atfedilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin ….sayılı dosyası ile kendi zararını ve emanet edilen malların zararını tespit ettirerek davalı idareye başvurduğunu, red cevabının iptali üzerine Ankara 10. İdare Mahkemesinde açmış oldukları davanın devam ettiğini,İİK 358/2 maddesinde belirlenen yediemin sorumluluğunun kusur sorumluluğu olduğunu, müvekkilinin kusurlu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davalı …’un her ne kadar bilirkişi raporunda kusursuz bulunsa da, yediemin işleticisi olarak basiretli tacir gibi davranmakla yükümlü olup mücbir sebep dışında su baskını nedeniyle depo olarak işletilen iş yerinde korunan malların zarar görmesinden sorumlu kabul edildiğini, davalı … ait su borusunun patlaması nedeniyle doğan zarardan alınabilecek her türlü önlemin alındığı halde zararın meydana gelmesine engel olunmadığı kanıtlanmadığından, sorumlu olduğundan davanın kısmen kabulü ile 23.050 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın hüküm kısmının gerekçe ile çeliştiğini ve infaz edilebilir nitelikte olmadığını, … yönelik icra takiplerinin yarı oranında iptaline karar verilmiş olmasının davacı tarafın mağduriyetine neden olduğunu, alınan üç rapor arasında miktar yönünden farkların bulunduğunu, raporlar arasındaki çelişki ve ıslahtan sonra alınan rapor ile ıslah tutarı arasında oluşan fark nedeniyle davacı tarafa kusur atfedilmesinin ve aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı ….Genel Müdürlüğü vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda eksik inceleme bulunduğunu, diğer davalının kusurunun incelenmediğini, mimari proje de önem arz etmekte iken araştırılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mimari projeye aykırı bir şekilde iş yeri olarak kullanılmaması gerektiği halde söz konusu yerin iş yeri olarak kullanılması zararının davalı yedieminin kendisinden kaynaklandığını belirterek Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Katılma yolu ile istinafta bulunan davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda da müvekkilinin kusursuz olduğunun belirlendiğini buna rağmen verilen maddi tazminat talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili aleyhine ıslah olmadığı halde tüm zarardan sorumlu tutulduğunu, dava dilekçesinde belirtilen miktarın artırılmasından sorumlu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Öncelikle yediemine yöneltilen dava yönünden mahkemenin görevli olup olmadığı ve dava dışı ….. vekilinin davaya asli müdahale talebi hakkında karar verilmeden yargılama yapılması karşısında taraf teşkilinin tamamlanıp tamamlanmadığı ve davalı…..yönünden dava konusu yerin mimari projeye uygun kullanıp kullanılmadığı hususlarıdır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yediemin deposunda bulunan mahcuz malların su borusunun patlaması sebebiyle uğradığı maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup taraf vekilleri süresi içinde yukarıda yazılı sebeplerle istinaf isteminde bulunmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.Mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır.Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Davalılardan … yediemin deposu sahibi olup yedieminin hukuki sorumluluğu 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda şu şekilde düzenlenmiştir:
Madde 358 “Üçüncü şahıs icraca haczolunup kendisine bırakılan malları icra dairesinden istendiği anda evvelki vaziyetinde iade ile mükelleftir.
Bu suretle eline bırakılan malların kendisine atfolunamıyacak bir sebepten dolayı telef veya ziyaını ispat edemiyen üçüncü şahıs hakkında ceza takibinden başka evvelce tesbit edilmiş olan kıymetler, hükme hacet kalmaksızın icra dairesince re’sen tanzim ettirilir.
Bu kıymetleri tanzim ile mükellef olanlar, icra dairesinin bu baptaki talep ve kararına karşı icra mahkemesine 16 ncı maddede tayin edilen müddet içinde şikayette bulunabilirler.”
Yasa metninden anlaşılacağı üzere, yediemine teslim olunan hacizli malların zarar görmesi halinde icra dairesi işlem yapmakla yetkili olup yapılacak işleme karşı da icra mahkemesine şikayet yolu açıktır.
Buna göre davalı … yönünden ilk derece mahkemesi davaya bakmakla görevli olmadığı halde davanın esası hakkında hüküm verilmiş olması doğru değildir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 07/12/2015 gün, ….
Asli müdahale yönünden yapılan incelemede;
Davaya asli müdahale 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile şu şekilde düzenlenmiştir:
Madde 65 “(1) Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.
(2) Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.”
Yasa metninden de anlaşıldığı üzere asli müdahale talebi, müdahil olunmak istenen davanın taraflarını ve talep sonucunu içerir bir dava dilekçesinin ibraz edilmesi ve dava harçlarının yatırılması suretiyle başlayacak olup, sonrasında mahkeme asli müdahale talebi hakkında bir karar vermek zorundadır. Asli müdahale talebinin kabulü halinde mahkeme asıl dava ve asli müdahale davasında ayrı ayrı karar verir.
Bu açıklama çerçevesinde somut dava incelendiğinde, dava dışı….. vekilinin 06/07/2018 tarihli duruşmaya davacı vekili yanında katılarak, asli müdahale talepli dilekçe ibraz ettiği, mahkemece talepte bulunan vekile müdahale harcının yatırılması için süre verildiği, bunun üzerine aynı gün müdahale harcının yatırıldığı, talepte bulunan vekilinin bir sonraki duruşmaya da katıldığı, ancak bu süreçte ilk derece mahkemesince asli müdahale talebinin kabulü ya da reddi yönünde bir ara karar verilmediği, daha sonra alınan bilirkişi raporunun talepte bulunan vekiline tebliğ edilmediği, yargılamaya asıl dava yönünden devam edilerek karar verildiği, gerekçeli karar başlığında talepte bulunan vekilinin taraf olarak yer almadığı ve gerekçeli kararın tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında ilk derece mahkemesince asli müdahale talebinin kabulü ya da reddi yönünde bir karar verilmeksizin, asıl davaya devam edilerek karar verilmesi asli müdahale usulüne ve dava şartı olan taraf teşkiline aykırı olup ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmektedir.
Ayrıca, dava konusu yerin mimari projesi getirtilerek, bu yerin mimari projeye uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının da araştırılması gerekirken bu esaslı delilin de itiraza rağmen değerlendirilmemesi doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3-4. maddesi gereğince duruşma yapılmadan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Tarafların istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin duruşma yapılmadan KABULÜ ile Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/04/2019 gün ve … sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (a) bendinin 3 ve 4.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3)Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru sırasında yatırılan istinaf karar ve ilam harçlarının talep halinde taraflara iadesine,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddenin 1.fıkrasının a bendinin 3 ve 4. maddesi uyarınca kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2021


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza