Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/1914 E. 2021/1662 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ


KARAR TARİHİ : 03/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/06/2021
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın usulden reddine dair hükme karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkilleri aleyhine Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında açılan ve görülen davada, 04/01/2016 tarihli hisse devri işleminin TBK’nun 37.ve devamı maddeleri gereğince iptali ile kendi adına kayıt ve tescili istemi ile açılan davada, davacının istemi doğrultusunda müvekkillerinin şahsi mal varlıkları olan 10.000.000TL değerindeki toplamda 82 adet taşınmaz ile altı ayrı bankadaki şahsi hesapları üzerine ve yine … …. … Ltd. Şti’inde yer alan hisseler üzerine dava değerinin %15’ne denk gelen 75.000TL karşılığında ihtiyati tedbir konulduğunu, tedbir kararının infaz edildiğini, yapılan yargılama sonucu 21/01/2021 tarihli karar ile davanın reddine karar verildiğini, inşaat sektörü ile birlikte başkaca sektörlerde faaliyet gösteren proje üreten ve ticari itibarı olan şirketlerde hisseleri bulunan müvekkillerinin mal varlıklarının, banka hesapları ve … … … Ltd. Şti’nin hisselerine tedbir konulması nedeni ile büyük oranda maddi zarara uğradıklarını, tedbir nedeni ile sektörde uğranılan itibar kaybı nedeni ile müvekkillerinin psikolojik anlamda yıprandıklarını, şirketin tedbir nedeni ile ticari faaliyetini sürdüremediğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla her bir müvekkili için ayrı ayrı yüzer TL olmak üzere toplam 500TL maddi ve her bir müvekkili için ayrı ayrı 15.000TL olmak üzere toplam 75.000TL manevi tazminatın tedbir tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, bir miktar para alacağı istemi bulunduğu bu suretle talebin arabuluculuğa elverişli olup aynı zamanda dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmakla davacının dava açmadan önce arabulucuya başvurması gerekir iken başvuruda bulunmaksızın işbu davayı açtığı, bu suretle dava dilekçesinde arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir bilgi bulunmayan davacıya 6325 sayılı Yasanın 18/a maddesi gereğince kesin süre verilmesine gerek görülmeyerek davanın HMK’nın 114. ve 115. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında 10.000.000TL değerindeki toplam 82 taşınmaz üzerine tedbir konulduğunu ve sonrasında davanın reddine karar verildiğini, işbu davanın Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasının müvekkiller lehine sonuçlanması nedeniyle HMK’nın 399.maddesi doğrultusunda maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğunu, mahkemenin usulden reddine dair kararının usul ve yasasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece dava şartı arabuluculuk başvurusu yapılmadığından cihetle davanın usulden reddi yönündeki kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf incelemesi sonucunda kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davasında dava açılmasından önce arabuluculuya başvurulmasının zorunlu olup olmadığı, davanın mahiyeti gereği arabuluculuğun dava şartı olup olmadığı, buna bağlı olarak verilen kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A/1. maddesi ile “(Ek:6/12/2018-7155/20 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü getirilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi 2. fıkrası “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünü içermektedir.
Anılan bu hükümle Kanunkoyucu, davacının arabuluculuk faaliyetine ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dosyasına sunulmasını “dava şartı” olarak kabul etmiş, bu şartın gerçekleşmemesi halinde de müeyyidesinin ne olacağını açıkça kural altına almıştır. Bu yönüyle norm emredici nitelikte olup, hakime takdir yetkisi tanımamıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 399/2.maddesi ise; “Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda; haksız ihtiyati tedbir nedeniyle davacı gerçek kişiler tarafından, lehine ihtiyati tedbir kararı verilen gerçek kişi aleyhine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 399/2.maddesi uyarınca açılan tazminat davası “esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır” özel düzenlemesine istinaden Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava konusu edildiğinden ticari dava mahiyetinde değildir. Zira, taraflar tacir olmayıp, uyuşmazlık mutlak ticari davalar arasında da sayılmamıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 4üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan olmayan haksız ihtiyati tedbir nedeniyle açılan tazminat davasında arabulucuya başvurulması zorunlu olmadığından işin esasına girilerek gösterilen deliller toplanarak karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-4.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/06/2021 gün ve… Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (a) bendinin 4.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3)Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddenin 1.fıkrasının a bendinin 4. maddesi uyarınca kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2021