Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/1873 E. 2023/79 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1873 – 2023/79
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1873 Esas
KARAR NO : 2023/79
KARAR TARİHİ : 10/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2021
NUMARASI : 2018/823 Esas, 2021/522 Karar

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Alacak

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın reddine dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … civarında davalı tarafından tedbirsizce ve dikkatsizce yapılan çalışmalar neticesinde müvekkiline ait elektrik tesisatına ve diğer varlıklara zarar verdiğini, hasarların tesislerin ve varlıkların tekrar yeniden yapılması için gereken bedelin 156.913,23TL olacağının tespit edildiğini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak zararın giderilmesi için gereken harcama tutarı karşılığı şimdilik 133.746,57TL’nin hasar tespiti tarihi olan 03.09.2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte işleyecek faizin %18 KDV’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı, hak düşürücü süre, yetki, derdestlik ve husumet itirazında bulunmuş, esasa dair savunmalarında davanın yüklenici firma … A.Ş İş Ortaklığına ihbarını talep etmiş, müvekkilinin kusurlu ya da kusursuz sorumluluğunun bulunmadığını, bir zarar var ise sorumluluğun yüklenici firma olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı …’ın davalı …’ye yazdığı 30 Ocak 2017 tarihli cevabi yazı ile deplasesinin kendisi tarafından yapılacağı kabul edilmiş ve bu yazının gereği de yerine getirilmiş olup, kök raporda yer aldığı gibi davacının işlettiği dağıtım sisteminin bir parçası olan ve davalı açısından her hangi bir yararı bulunmayan , kamu kurumları tarafından yapılan bir proje kapsamında açığa çıkmamış olsa dahi deplasesi gereken fider hattı ile ilgili davacının bir talepte bulunmasının mevzuata uygun düşmediği, deplase işlemi gerekliliği dışında bir zararın söz konusu olmadığı, bu nedenle davacının davalıdan haksız fiile dayalı bir zarar giderim bedeli talep edemeyeceği yönündeki bilirkişi raporuna itibar edilerek olayın haksız fiil olmadığı, dava tarihindeki mevzuat hükümleri de gözetildiğinde davacının ilerde mecburen yapacağı masrafları davalıdan talep etmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; deplase bedelini davalının karşılamakla yükümlü olduğunu, özel bir şirket olan müvekkilinin deplase bedelini karşılamakla ve bu bedele katlanmakla yükümlü olduğuna ilişkin kararın hatalı olduğunu, ayrıca müvekkili aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davacı şirkete ait hattın deplase edilmesi zorunluluğu nedeniyle oluşan giderden davalı kurumun sorumlu olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava haksız fiilden kaynaklanmakta olup, davanın kanuni dayanağının Türk Borçlar Kanunu 49-76. maddeleri olduğu tespit edilmiştir.
İlgili kanun maddeleri şöyledir.
Türk Borçlar Kanunu 49/1. maddesi, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu 50/1. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
Türk Borçlar Kanunu 52. maddesi, “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” hükmü yer almaktadır.
30.11.2000 tarih ve 24246 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin 58. maddesinde” Kablolar:
b) Kabloların döşenmesi:
11) Yeraltına döşenecek kablolar, sokak ve alanlarda en az 80 cm derinliğe gömülmelidir. Bu yerlerin dışında en az 60 cm olmalıdır. Bu derinlik zorunlu durumlarda özel koruyucu önlemler alınarak 20 cm dolaylarında azaltılabilir.
13) Kablolar duruma göre toprak içine, kablo kanallarına ya da duvarlara tutturulan delikli tavalara veya merdiven raflara döşenmelidir. Deliksiz yapılmış tavalarla kablo döşenmesi tavsiye edilmez. Toprak içine yerleştirilen kabloların altında ve üstünde yaklaşık 10 cm kalınlıkta elenmiş kum bulunmalıdır. Kablonun üzerindeki kumun üzerine ve aynı kanala döşenen AG ve YG kabloları arasına tüm kablo boyunca dolu tuğla veya en az 6 cm kalınlıkta beton plaka veya plastik vb. malzemelerden yapılmış koruyucu elemanlar yerleştirilmelidir. Böylece çukuru açan işçilerin kazma darbelerinden kablo korunmalı ve orada kablo bulunduğu önceden anlaşılmalıdır. Bu koruyucunun yaklaşık 30 cm üzerine ise en az 10 cm genişliğinde polietilenden yapılmış uyarı şeridi konulmalıdır.
e) Kablo yerlerinin işaretlenmesi: Kablo tesisleri bulunan kuruluşlar, bunların yerlerini tam olarak işaretleyerek bu kabloların geçiş güzergahlarını gösteren planları, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ilgili belediyelere, diğer yerlerde de ilgili mülki idare amirliklerine vermelidir. Yer altı kablo güzergahları kaplamasız yerlerde işaretli beton kazıklarla, kaplamalı yerlerde oyulmuş işaretlerle belirtilmelidir. Şöyle ki güzergahı görünmeyen kablolar (mesela hendek içindekiler), kablo güzergahı ve niteliği anlaşılacak şekilde işaretlenmelidir.
Bu çerçevede düz güzergah maksimum 100 m’de bir, ek ve branşman yerleri dönüş noktaları vb. yanılgıyı önleyecek şekilde işaretlenmelidir. Bu işaretler yerine göre beton kazık, pirinç veya döküm levha yada kaldırım kaplamasında oyulmak suretiyle yapılmalıdır.” hükmü yer almaktadır.
Yapı İşlerinde İş Güvenliği Tüzüğü’nün 20.maddesinde “Kazı işlerinin yapılacağı yerlerde; elektrik kabloları, gaz boruları, suyolları, kanalizasyon ve benzeri tesisatın bulunup bulunmadığı hususu önceden araştırılacak ve duruma göre gereken tedbirler alınacaktır.” ifadeleri bulunmaktadır.
Ankara Altyapı Koordinasyon Merkezi Çalışma Usul ve Esasları Uygulama Yönetmeliğinin ”Alt Yapı Tesis Çalışmalarının Yürütülmesi” kenar başlığını taşıyan 15. maddesinin m bendinde, “ Alt yapı kuruluşlarına ait tesis bulunduğu kısımlarda çalışmayı yaptıran kurum, kuruluş, özel veya tüzel kişiler kazı yerinde bu kuruluşlardan gözlemci bulunmasını sağlayacak, diğer kurumların alt yapı tesislerinde çalışma sırasında meydana gelecek zararlardan kazıyı yaptıran veya yapan kurum, kuruluş, özel veya tüzel kişiler sorumlu olacaktır. İlgili zararın tahsil edilmesi zararı veren ve zarara maruz kalan taraflar arasında gerçekleştirilir.” ibaresi yer almaktadır.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında,…’nın ıslah çalışmalarının davalı kurum tarafından yüklenici dava dışı ….AŞ isimli şirkete verildiği, anılan şirket tarafından yapılan ıslah çalışmaları kapsamında davacı şirkete ait yeraltı kablolarının dışarıya çıkarıldığı, çıkarılan bu kabloların zarar gördüğü ve bu kabloların farklı bir güzergaha deplase edilmesi gerektiği anlaşılmakla davalı kurumun davacı şirketin gerçek zararını karşılamakla yükümlü olduğu, dava konusu yerde bir kamulaştırma işleminin de sözkonusu olmadığı, deplase zorunluluğu nedeniyle oluşan zararın davacı şirket üzerinde bırakılamayacağı kanaatine varılmış, ilk derece mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacı şirketin oluşan zararının belirlenmesi bakımından bilirkişi raporları alındığı görüldüğünden yeniden yargılama yapılmasına gerek görülmemiş, 17/05/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda, davacı şirketin zararının 135.871,50TL olarak belirlendiği, raporun dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu, ayrıntılı ve gerekçeli olduğu görülmekle hükme esas alınmış, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davacı şirketin talebi ile bağlı kalınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2021 tarih ve 2018/823 Esas, 2021/522 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
1)Davanın KABULÜ ile, 133.746,57TL’nin 03/09/2018 hasar tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 9.136,22TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.284,06TL harcın mahsubu ile bakiye 6.852,16TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)Davacı tarafından peşin yatırılan ve alınmasına hükmedilen 2.284,06TL harcın yargılama gideri olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4)Davacı tarafından hükümden önce yapılan 35,90TL başvurma harcı ile 5.627,40TL yargılama gideri ve hükümden sonra yapılan 30TL olmak üzere toplam 5.693,30TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 332/3.maddesi uyarınca, hükümden sonraki yargılama giderlerinin davalı tarafa yüklenmesine,
6)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
C-1)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; davacı tarafça istinaf başvurusu sırasında peşin yatırılan 59,30TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
2)Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan 66TL yargılama gideri ile 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 228,10TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. Maddesi gereğince kesin olmak üzere 10/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip