Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/173 E. 2022/32 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2020
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın feragat nedeniyle reddine dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı adına kayıtlı bulunan araçların muhtelif saat ve tarihlerde ücret ödemeksizin köprü ve otoyol geçişleri yaptığını, geçiş ücretlerinin ödenmemesi üzerine icra takibine girişildiğini, davalının itiraz ettiğini, davalı tarafın itirazının haksız olduğunu belirterek davanın kabulü ile davalı borçlunun icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, davacı vekili davalı taraf ile yapılan görüşmeler neticesinde borcun ödendiğini, davanın konusu kalmadığını, davadan feragat ettiklerini beyan ettiğinden işbu davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işbu haksız ve hukuka aykırı kararı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, davanın davalı tarafından Ankara 13. İcra Dairesinin 2017/21679 Esas sayılı icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline yönelik olduğunu, davanın açılmadan önce Ankara ….. sayısına kayıtlı zorunlu ticari arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, davaya dayanak icra takibine konu borcun ödenmesi konusunda anlaşmaya varılamadığını, davalı tarafla anlaşmaya varılamamış olması nedeniyle bu davanın açıldığını ve davadan feragat edildiğini ancak arabuluculuk ücretinin aleyhlerine yüklenmesine karar verildiğini, bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Uyuşmazlık, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi halinde arabuluculuk ücretinden davacı tarafın sorumlu olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, otoyol geçiş ücretine dayalı alacağın tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibinde vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili 04/11/2020 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde dava konusu borcun ödenmesi sebebiyle davadan feragat ettiklerini bildirmiştir. Davalı vekili ise, uzlaşmaları sebebiyle feragatin kabul edildiğini, davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan (neticei talebinden) vazgeçmesidir. (HMK 307.maddesi) Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan (talepten) vazgeçer. Davadan feragat, davacının yapacağı tek taraflı açık bir irade beyanıyla olur. 6100 sayılı HMK’nın 309/2.maddesi hükmü uyarınca, feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Aynı Yasanın 311.maddesi hükmü gereğince feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Şu durumda, vekaletnamesinde feragat özel yetkisi bulunan davacı vekilinin feragat dilekçesi uyarınca, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309 ve 311. maddeleri gereğince kesin hüküm neticesini doğuran feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, arabuluculuk ücretinden kimin sorumlu olduğu yönündedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/1.maddesi; “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” hükmünü,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/13.maddesi ise, “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi nedeniyle yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına yani davacıya yüklenmesi doğrudur. Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları sebebiyle Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen iki saatlik ücret tutarının da yargılama giderlerinden olması sebebiyle davacıya yüklenmesi isabetlidir. Davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ise de, yargılama giderlerinden olan arabuluculuk ücretinden açık kanun hükmü gereği davacı sorumlu olduğundan istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin dayanmış olduğu HMK’nın 331.maddesinde sayılan anlaşmazlığın davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin tespiti durumu somut olayda söz konusu değildir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılamadan esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 11/01/2022

….