Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/1710 E. 2022/2088 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1710 – 2022/2088
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1710 Esas
KARAR NO : 2022/2088
KARAR TARİHİ : 13/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2021
NUMARASI : 2019/92 Esas, 2021/322 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili, davalı… vekili ve davalı … AŞ. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi.
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … ünvanlı işyerini, …. AŞ’ye ait binanın 23/08/2018 tarihinde su tesisatındaki patlama sebebiyle su bastığını, davalı …’ye ait iş makineleri ve araçlar ile komşu işyerindeki suyun tahliye edildiğini ancak olay anında müvekkiline ait işyerine müdahale edilmediğini ve haber de verilmediğini, 27/08/2018 tarihinde işyerine müvekkilinin geldiğini, işyerinin sular altında kaldığını ve işyerindeki emtiaların zayi olduğunu gördüğünü, ilgili mevzuata göre su sayaçlarının dışarıda olmasının gerektiğini, …’nin ihmali sebebiyle su sayacının iş yerinin içine yapıldığını, …. AŞ ve daha sonra kontrole gelen … personellerinin bu durumu önemsemediğini, davalıların su sayacının iş yerinin içinde olmasının göz ardı ettiklerini, bu su basması sebebiyle müvekkilinin işyerini kullanamaz hale geldiğini ve işyerinde büyük zarara yol açtığını, bu zararın Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’nın 27/08/2018 tarih, …sayılı diğer hizmetler raporu ile de sabit olduğunu, meydana gelen zarar nedeniyle müvekkiline ait taşınmaz ve çevresinin önemli ölçüde hasar gördüğünü ve taşınmazın kullanılamaz hale geldiğini, iş bu sebeple bina içerisinde ve dışarısında bulunan zararlarının tazmini için …. AŞ’ye başvuru yapıldığını, zararın karşılanması ve işyeri için yaptırılan ve 3.kişi zararlarını da içeren işyeri sigorta poliçesi var ise poliçeyi düzenleyen şirkete başvuru yapmak için taraflarına sigorta şirketinin ve poliçe bilgilerinin bildirilmesinin talep edildiğini, …. AŞ tarafından Ankara 24. Noterliğinin 09/10/2018 tarih, … yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesi ile meydana gelen su basması olayı ve oluşan zarar sebebiyle sorumluluğunun bulunmadığını belirttiğini ve işyeri sigorta poliçesi ve bilgilerinin bildirilmediğini, …. AŞ’nin işyeri sigorta şirketince anılan işyerinde meydana gelen zarar sebebiyle ekspertiz raporu aldırılmış olduğunu, bu raporda davalı müvekkili şirkette de meydana gelen zararın tespit edildiğinin haricen öğrenildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 17/02/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, tazminat talebini artırarak, 98.613,24TL’nin davalı…’nden alınmasına, 1.000TL’sinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına, temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesine karar ve-rilmesini talep etmiştir
SAVUNMA: Davalı vekili …. AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … adresindeki işyerinin bodrum katını 23.08.2018 tarihinde …‘ye ait şebeke bağlantı borusu ve vanasının patlaması sonucu su bastığını, …’nin kontrol ve bakım sorumluluğu altındaki bağlantı elemanlarında bakım ve kontrolün yeterli biçimde yapılmadığı ve eksik yapılmış olmasından zararın meydana geldiğini, müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, olayın işyerlerinin Ramazan Bayramı olması sebebiyle tatil olduğu bir zamanda meydana geldiğini, durumdan haberdar olunur olunmaz derhal ASKI İdaresine ve itfaiye Müdürlüğüne ihbarda bulunulduğunu, … idaresinin şebeke borusu ve vanasını onararak müvekkilinin işyerine dolan suyu sokağa boşalttığını, müvekkilinin işyerine bitişik 72 kapı nolu işyerine her hangi bir su sızıntısının olmadığını, diğer bitişik 68 kapı nolu işyerinin depo kısmında yüksekliği 3-5 cm civarında bir su basmasının olduğunu, 66 kapı nolu dükkanda ise herhangi bir su basmasının olmadığını, davacıya ait işyerinin kapı numarasının 64 olduğunu, 70 kapı nolu işyeri ile arasında 68 ve 66 kapı nolu işyerlerinin bulunduğunu, 68 ve 66 kapı nolu işyerlerinde neredeyse hiç zarar olmadığından 64 nolu işyerinde su basması ihtimalinin bulunmadığını, dolayısıyla illiyet bağının bulunmadığını, davacının zarara uğradığı iddia edilen ürünlerin beyana dayalı hazırlanmış itfaiye tutanağında yazılı malzemeler olduğunu, olay sonrası davacı işyerinde çekilen fotoğraflarda zarara uğrayan malzemelerin dava dilekçesinde bahsedildiği kadar olmadığının görüldüğünü, davacının işyerindeki malzemeleri binanın vasfı, malzemelerin bulunduğu yerin bodrum kat ve nem ve suya maruz kaldığı halde uygun istifleme yapılmadığı, bu haliyle davacının basiretli tacir gibi davranmadığı zararın artmasında davacının mütefarik kusuru olduğunu, davanın …AŞ’ye ihbar edilmesini, müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; … Tarifeler Yönetmeli-ğinin 20. Maddesi Şube yollarının bakım ve onarım görevini müvekkili idareye korunması ve sayaç-tan sonraki arızalara ilgili kısmı ise abonelere yüklediğini, Abonelerin, abone şube hattının korunması ile ilgili bütün tedbirleri almak zorunda olduklarını, abone şube hattının açıktan gitmemesi gerektiği-ni, bu hattın sabitlenmesi ve çevreden gelebilecek darbelere karşı korunaklı olması gerektiğini, bu koruma ile ilgili gerekli tedbirleri almak abonelerin görevi olduğunu, olayda zararın ortada çıkma-sında kusur aboneye ait olduğunu, Müvekkili İdarenin abone şube hattının korunması ile ilgili bir görevi bulunmadığını, bu nedenle müvekkili kuruma izafe edilebilecek bir kusurun mevcut olmadığını, davacı dava dilekçesinde patlamanın diğer davalı şirketin işyerinde olduğunu beyan ettiğini, mü-vekkili idarenin işyerindeki boruların yenilenmesi ve bakımı ile ilgili bir sorumluluğu bulunmadığını, her abone kendi konut ve işyeri içinde bulunan boruların bakım ve onarımını gerçekleştirmesi gerek-tiğini, burada olabilecek arızadan dolayı oluşacak zarardan konut ve işyerlerinin sorumlu olacağını, davayı kabul manasına gelmemekle beraber, istenen miktarın fahiş olduğu ve kabul edilemez oldu-ğunu, müvekkili idarenin temerrüde düşürülmeden faiz talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu söz konusu binada hasar oluşan dükkanın projesine uygun yapılıp yapılmadığını, amacına uygun kullanı-lıp kullanılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilme-sini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının da haber alma ve işyerini kontrolü ile ilgili sorumluluğunun bulunması, hasarın oluşumunda su tahliye edilirken davacıya ait işyerininin konumuna göre davalılarca gereken tedbir ve özenin gösterilmemesi, hasarın meydana gelmesinde veya geldiği olduğu iddia edilen zararın artmasında malzemelerin emtia ve demirbaş eşyaların davacının işyerinde uygun bir bölümde bulunması zorunluğu, bilirkişi raporlarındaki hesaplamaların beyanlara göre olması, faturalar içeriğindeki bir kısım malzemelerin imalathanede kullanıldığının belirlenmesi karşısında davacının 10.09.2018 tarihli davalı davalı …. AŞ’ye yönelik toplam 50.000TL zararın olduğunu belirttiği ve faiz dışında ihtirazi kayıt ileri sürülmediği görülmekle ihtar olunan bu miktara itibar edilmesi ve fazla istemin reddi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 50.000TL’nin 09/10/2018 tarihi itibariyle değişen oranlarda ticari faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline ait işyerinde meydana gelen zararın bilirkişi raporları ile belirlendiğini, müvekkili şirkete kusur izafe edilmediğini, müvekkili şirket tarafından gönderilen ihtar esas alınarak veya müvekkili şirketin ihmali olduğu kabul edilerek zararın bir kısmının hüküm altına alınmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı… vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu zararın dava-cı şirketin kendi sorumluluğunda kalan kısımda oluştuğunu, davacının hasarın meydana gelmesini engelleyecek tedbirleri almadığını, dava konusu zararın meydana geldiği binanın mimari projesine bakılmadığını, bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayandığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı …AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle, bilirkişi raporunda olayın meydana gelmesinde davalı …’nin kusurlu olduğunun, müvekkili şirketin bir kusurunun bulunmadığının belirtildiğini, davacı vekilinin ıslah dilekçesinde, müvekkili şirketin zararın 1.000TL’sinden müteselsilen sorumlu tutulmasını talep ettiğini, taleple bağlılık ilkesinin ihlal edildiğini, müvekkili şirket yönünden davanın reddi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davacı şirketin işyerinde meydana gelen su basması nedeniyle oluşan zarardan davalıların sorumlulukları ve zararın miktarı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili, davalı… vekili ve davalı … AŞ. vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davalı …AŞ’ye ait işyerinden geçen davalı … Genel Müdürlüğüne ait şebeke bağlantı borusunun patlaması sonucu davalı şirkete ait işyerini su bastığı, işyerinin davalı … Genel Müdürlüğüne ait makine ve araçlarla suyun tahliye edildiği ancak tahliye edilen suyun bu kez davacı şirkete ait işyerinin su altında kalmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince, zararın ve kusur oranlarının belirlenmesi bakımından alınan bilirkişi kurulu raporunda, davacının işyerinde meydana gelen zarardan tam kusurlu davalı … Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğu, davalı …AŞ’ye atfedilecek bir kusur bulunmadığı mütalaa edilmiş, 29/01/2021 tarihli ek raporda ise, davacının zarar gören mal nedeniyle uğradığı zararın KDV hariç 80.324,88TL, demirbaş ve onarım gideri zararının ise 9.681,31TL olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamından, davacı şirkete ait işyerinde meydana gelen zarardan davalı … Genel Müdürlüğünün kusurlu olması nedeniyle sorumlu olduğu anlaşıldığından aleyhine tazminata hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediğinden davalı vekilinin istinaf itirazları reddedilmiştir.
Davacı şirkete ait işyerinde meydana gelen zararda bir kusurunun bulunmadığı anlaşılan davalı …AŞ yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken aleyhine hüküm kurulması ise isabetli olmamıştır.
Kaldı ki, davacı vekili, 17/02/2021 tarihli ıslah dilekçesinde, tazminat talebini artırarak, 98.613,24TL’nin davalı…’nden alınmasına, 1.000TL’sinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına, temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki talebi gözden kaçırılarak ve taleple bağlılık ilkesi ihlal edilerek 50.000TL tazminattan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup davalı …AŞ vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazı da yerinde görülmüştür.
Dava konusu olayın meydana gelmesinden sonra, eldeki dava açılmadan önce, davacı şirket tarafından davalı …AŞ’ye gönderilen 10/09/2018 tarihli ihtarnamede, dava dilekçesinde dava konusu edilen ve zarar gördüğü belirtilen mallar ayrıntılı bir şekilde belirtildikten sonra şirketin zararının 50.000TL olduğunun açıkça belirtildiği, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığı, belirtilen bedelin ödenmemesi halinde icra takibine geçileceğinin ihtar edildiği görülmüştür. Davacı şirketin ihtarnamede açıkça belirttiği zarar miktarının davacı şirket yönünden bağlayıcı olduğu kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesince aynı gerekçe ile hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiş davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazı reddedilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı …AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisine, davacı vekili ve davalı… vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A)Davalı …AŞ vekilinin istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/04/2021 gün ve 2019/92 Esas, 2021/322 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)Davanın KISMEN KABULÜ ile 50.000TL’nin 09/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı…’nden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
C)Davalı …AŞ aleyhine açılan davanın REDDİNE,
1)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 3.415,50TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.702,90TL harcın mahsubu ile bakiye 1.712,60TL karar ve ilam harcının davalı…’nden alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2)Davacı tarafından peşin yatırılan ve alınmasına hükmedilen 1.702,90TL harcın, yargılama gideri olarak…’nden alınarak davacıya verilmesine,
3)Davacı tarafından hükümden önce yapılan 1.857,50TL yargılama gideri ile hükümden sonra yapılan 71TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.928,50TL yargılama giderinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2.maddesi uyarınca, tarafların haklılık oranına göre 983,207TL’sinin davalı…’nden alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 332/3.maddesi uyarınca, hükümden sonraki yargılama giderlerinin haklılık oranına göre taraflara yüklenmesine,
5)Davalı …AŞ tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yatırılan 854TL nispi harcın talep halinde adı geçen davalıya iadesine,
6)Davalı …AŞ tarafından yatırılan 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama gideri olarak davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
7)Davacı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200TL vekalet ücretinin davalı…’nden alınarak davacıya verilmesine,
8)Davalı… vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
9)Davalı …AŞ, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.000TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
10)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
D-1)Davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3)Davacı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
E-1)Davalı…’nün istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 3.415,50TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 853,87TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.561,63TL harcın davalı…’nden alınarak Hazineye gelir kaydına,
3)Davalı… tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
4)İstinaf kararının HMK’nın 359/3. maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 13/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip