Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/1379 E. 2022/1832 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1379 – 2022/1832
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1379 Esas
KARAR NO : 2022/1832
KARAR TARİHİ : 09/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2021
NUMARASI : 2020/373 Esas, 2021/299 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret modeli çerçevesinde yaptırılması hakkında kanun hükümlerine göre Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolunun işletme hakkı sahibi olduğunu, davalı şirketin işletme hakkı davacıya ait olan köprü ve otoyolları kullanan tüzel kişi olduğunu, davalının… plakalı aracı ile 19.12.2016-03.02.2017 tarihleri arasında ücret ödemeksizin ihlalli geçişler yaptığını, ihlalli geçişlerin ücretlerinin ödenmemesi sebebi ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından başlatılan takipte talep edilen bedelden hangisinin asıl alacak, hangisinin cezası ve hangi tutarda ceza uygulandığının anlaşılamadığını, söz konusu tutarın yargılama ile ancak tespit edilebileceğini, alacağın davalı açısından likit olmadığını bu nedenle icra inkar tazminatı talebinin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; takip dosyasının incelenmesinde davalı/borçlunun mahkeme nezdinde dava açıldıktan sonra davaya konu bedeli ödediği görüldüğünden davanın konusuz kaldığı, takibe konu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddinin ve dava açıldıktan sonra ödeme yapıldığı anlaşıldığından yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasının gerektiği gerekçesi ile dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı borçluyla sulh olunduğuna, yargılama gideri ve vekâlet ücreti talepleri olmadığına dair hiçbir dilekçe sunulmamasına karşın, mahkemece borçlu firma tarafından dava tarihinden 5 ay sonra borcu karşılamaya yetmeyen, neye göre yapıldığı belli olmayan bir tutardaki ödemenin icra dosyasına yapılmış olduğu gerekçesi ile davanın konusuz kalmış olduğundan bahisle karar verilmesine yer olmadığına ve icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verildiğini, davanın kabulünü talep ettiklerini, ayrıca yargılama gideri ve vekâlet ücreti talepleri olduğunu, davanın konusuz kalmasına karar verilmesini gerektirecek itirazdan vazgeçme durumunun söz konusu olmadığını, kararın kendi içinde çeliştiğini, icra inkâr tazminatının reddinin doğru olmadığını, mahkemece müvekkil şirket tarafından daha fazla yargılama gideri yapılmış olmasına rağmen sadece 55 TL’lik yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı müvekkil şirkete verilmesine karar verdiğini ve vekâlet ücretine ilişkin hiçbir hüküm tesis etmediğini ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından 17/11/2017 tarihinde başlatılan ilk takipte geçiş cezası olarak on kat tutarında talepte bulunulduğunu, 25/05/2018 tarihinde geçiş cezasının 4 kat olarak uygulanması yönündeki mevzuata rağmen 12/10/2020 tarihinde başlatılan ikinci takipte de kötü niyetle ilk takipte talep edilen tutar üzerinden tekrar ödeme emri gönderildiğini, davacının mevzuat sonrası talep ettiği tutarın reddinin gerektiğini, feragat edilmeyen takip tutarı üzerinden davalının borçlu olmadığının tespitine veya takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından arabuluculuk görüşmesinde dava dilekçesinde talep edilen miktar teklif edilmeyerek davanın açılmasına sebebiyet verildiğini, bu sebeple yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmış olmasının hakkaniyet gereği yerinde bir karar olduğunu, takipteki tutarın davacı yönüyle likit davalı açısından likit olmayan bir tutar olduğunu, müvekkili lehine tazminata ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, davanın konusuz kalıp kalmadığı, yargılama giderleri, vekâlet ücreti ve icra inkar tazminatı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, otoyol/köprü geçiş ücreti ve cezasının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2018/11813 Esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine 14.364,34 TL asıl alacak (geçiş ücreti – para cezası), 1.138,06 TL işlemiş faiz ve 204,85 TL KDV olmak üzere toplam 15.707,26 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, takibin devamı için hak düşürücü sürede eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde; 6.509,45 TL asıl alacak, 515,73 TL takip öncesi işlemiş faiz ve 92,83 TL KDV olmak üzere toplam 7.118,01 TL alacak üzerinden takibin devamı talep edilmiştir.
Dava dilekçesi davalı tarafça 22/12/2020 tarihinde tebliğ alındıktan sonra, icra dosyasına 14/01/2021 tarihinde dilekçe sunularak, davacı tarafından itirazın iptali davasında talep edilen toplam alacak miktarına göre işlemiş faiz, tahsil harcı, vekalet ücreti ve giderler dahil toplam dosya borcunun 10.000,20 TL olduğu belirtilmiş ve “alacaklının dava dilekçesi ile talep ettiği tutardaki alacağı kabul ettikleri ve kabul edilen bu tutara yönelik itirazlarından vazgeçtikleri” açıklanarak, 18/01/2021 tarihinde icra dosyasına 10.050,00 TL ödeme yapılmıştır. Ayrıca eldeki dava dosyasına sunulan cevap dilekçesinde de; davacı tarafça talep edilen tutarda takip alacağının taraflarınca kabul edildiği ve icra dosya borcu ödendiğinden davanın konusuz kaldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 02/02/2021 tarihli dilekçe ile davalının yaptığı ödemenin dava dosyası açısından kısmi nitelik taşıdığı iddia edilmiştir.
Mahkemece, dava açıldıktan sonra davalı tarafından davaya konu bedelin ödendiği gerekçesiyle davanın konusuz kaldığı kabul edilmiş ise de bu hususta yapılan inceleme, icra dosyasına yapılan ödemenin borcu karşılamadığı da iddia edildiğine göre yetersizdir. Dava dilekçesinde asıl alacak, işlemiş faiz ve ferileriyle birlikte toplam 7.118,01 TL alacak üzerinden takibin devamına karar verilmesi talep edilmiş olup, ödeme tarihi olan 18/01/2021 tarihi itibariyle itirazın iptali istenilen bu miktar üzerinden icra dosya borcunun faiz, icra harçları, vekalet ücreti ve giderleri de dahil tüm ferileriyle birlikte ne kadar olduğu icra müdürlüğünce hesaplatılıp, davalı tarafça ödenen 10.050,00 TL’nin dosya borcunu karşılayıp karşılamadığı ve ödeme sonucunda borcun infazının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve belirtilen eksiklikler giderildikten sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma nedenine göre davalının tüm, davacının sair istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/03/2021 gün ve 2020/373 Esas, 2021/299 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3)Kaldırma nedenine göre davalının tüm, davacının sair istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4) Taraflarca yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talepleri halinde iadesine,
5) İstinaf kararının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip