Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/1253 E. 2021/1328 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

..
KARAR TARİHİ : 08/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2020 (Asıl Karar), 29/09/2020 (Ek Karar)
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının İptali/Tahsisin Uzatılması

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın reddine dair hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine 29/09/2020 tarihli istinaf talebinin harçların süresinde yatırılmaması sebebiyle reddine dair karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … yönetimi arasında 05.03.2014 tarihinde imzalanan Düzenleme Şeklinde Ana Tahsis Sözleşmesi ile … sınırları içinde yer alan …..numaralı taşınmazın davacıya tahsis edildiğini, 06.03.2014 tarihinde müvekkili tarafından taahhütnamede işlem konusu parsel üzerinde yapılacak inşaatın fen ve sanat kurallarına uygun yapılacağı da taahhüt edilerek ruhsat işlemlerine başlanarak 07.03.2014 tarihinde … taralından Ön Kapasite Değerlendirme Raporu düzenlenerek ve bir sureti davalı … kayıtlarına da eklenerek 07.03.2014 itibariyle yapı ruhsatını da alarak ivedilikle sözleşmesel edimlerini yerine getirmeye başladığını, müvekkili tarafından tahsis sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin tümünün yerine getirildiğini bedel ödemelerini aksamadan gerçekleştiğini, yatırımın niteliği ve maliyeti ile ilgili katma değer sağlayacak yurtdışı fon sağlanması yönünden … İl Müdürlüğü vasıtasıyla yönetilen … fonlarından müvekkiline tahsisi talep edilen fon tutarında müvekkilinin insiyatifinde olmayan gecikme söz konusu olduğundan durum hakkında 11.08.2017 tarih ….. sayılı ihtarname ile davalıya bilgi verilerek ek 2 yıl süre talebinde bulunulduğunu; ihtarnameye yanıt olarak işbu davaya konu olan; davalı … Yönetim Kumlunun müvekkile yönelik tahsisi 14.08.2017 gün ve 22 sayılı toplantısında aldığı kararla iptal ettiğini bildiren, Sincan 4.Noterliğinin 07.09.2017 tarih ve … yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesi gelmiş ise de, anılan kararın müvekkiline gönderilmediğini, tahsisin iptalini bildiren ihtarnameden 2 gün önce düzenlendiği anlaşılan, … Mali İşler Müdürlüğünün 05.09.2017 tarih ve … sayılı yazısında anlaşıldığı üzere, … Yönetim Kurulu’nun kararına ek olarak; içeriğine yine vakıf olamadıktan bir Müteşebbis Kurulu kararı da mevcut bulunduğunu; tahsis sözleşmesinin 4. maddesi ile tahsis için öngörülen bedel 705.561,08 TL+ KDV olup, bu bedel aynı zamanda iştira bedeli olarak da kabul edildiğini, iştira hakkının kullanılabilmesi için ise sözleşmenin 6. maddesinde belirtilen sürelere uyulmaması ve davacı tarafından üstlenilen yükümlülüklerin ifa edilmemesi şartların birlikte arandığını; davacının yükümlülüklerini ifa etmemesi durumu söz konusu olmadığı davalı tarafça da malum olduğunu; halen mevcut olan yurtdışı kaynaklı fonun aktarılmaması durumunun çözülmesi için ihtiyaç duyulan sürenin verilmemesine gerekçe olarak … cevabi ihtarnamesinde bu durumun mücbir sebep oluşturmadığı belirtilmiş ise de bu değerlendirmenin öznel olduğunu ve haklı bir gerekçe niteliği taşımadığını, tahsis işlemine konu arsanın 3. bir kişiye satılması istendiğini; tahsise konu arsa halihazırdaki piyasa rayiç değeri itibariyle içinde yer aldığı … en değerli arsalarından biri olup, bölge yönetiminin bu taşınmazı çok ciddi rakamlara 3. kişilere pazarlama çalışmasında bulunduğu komşu işyerlerinin dahi malumu haline geldiğini belirterek; davalı … Yönetim Kurulu’nun 14.08.2017 tarihli 22 sayılı toplantısında alınan, müvekkile tahsis edilen taşınmazla ilgili tahsisin iptali konulu işleminin; keza bu karara bağlı olarak alınan Müteşebbis Heyet tahsis iptali kararının ve … …. iştira karar ve işlemlerinin iptaline ve işlemlerin tedbiren durdurulmasına, müvekkilinin mücbir sebep halinin kabulü ile … Uygulama Yönetmeliği 108. maddesi ile öngörülen 2 yıllık süre uzatımı taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu sanayi parselin davacı firmaya tahsis işleminin Bölge Yönetim Kurulu’nun 14.08.2017 günlü ve 22/2.8 nolu karar ile iptal edildiğini, boş kalan taşınmazın yine Bölge Yönetim Kunılu’nun 24.08.2017 gün ve 23/1.6 nolu kararı ile iptal edildiğini, boş kalan taşınmazın yine bölge yönetim kurulunun 24.08.2017 gün ve 23/1.6 nolu kararı ile dava dışı … tahsis ediIdiğini, dava dışı … ile müvekkil Bölge arasında 07.09.2017 tarihinde Düzenleme Şeklinde Arsa Tahsis Sözleşmesi de imzalandığını ve Firma tarafindan yatırıma da başlandığını; söz konusu tahsis işleminin dosyada alınan ihtiyati tedbir kararından yaklaşık iki ay önce gerçekleştirildiğinden geri alınmasının da hukuken mümkün olmadığını, davacı firmaya verilen yapı ruhsatının 07.03.2014 tarihli ve bu yapı ruhsatının süresinin … Uygulama Yönetmeliği’nin 88. maddesi uyarınca iki yıl olduğunu, firmaya verilen yapı ruhsatının 07.03.2016 tarihi itibariyle hükümsüz hale geldiğini, davacı Firmanın bu süre içerisinde müvekkili idareye yapı ruhsatı süresinin uzatılması için hiçbir şekilde başvuruda bulunmadığını, davacının süresinde olmayacak şekilde 11.08.2017 tarihinde yapı ruhsatının hükümsüz hale geldiği tarihten bir buçuk yıl sonra yatırım için ek süre talep ettiğini, davacı tarafından yapılan ek süre talebinde hiçbir mücbir sebep belirtilmediğini, mücbir sebeplerin varlığı halinde dahi 108. maddede belirtilen sürelerin kendiliğinden uzamasının söz konusu olmayıp, bu hususta müvekkili Bölge Yönetim Kurulu’na takdir yetkisi verildiğini, davacının süresinde yatırımını gerçekleştirmemesi dolayısıyla tahsisi iptal edilen sanayi parseli de iptal işleminin akabinde başka bir firmaya tahsis edilmiş olup, firma tarafından yatırım çalışmalarına da başlandığını belirterek usul ve yasaya aykırı olarak davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, davacıya yapılan … parsel tahsisinin iptali kararının ve aynı parselin… tahsis işlemine ilişkin kararın iptali istemini içerdiği, özel hukuk tüzel kişiliği olarak …’lerin 4562 sayılı Kanuna ve … Uygulama Yönetmeliği hükümlerine tabi oldukları, bu nedenle, tahsis, iptal ve iadelerde anılan yasal düzenleme hükümlerinin dikkate alınması gerektiği, davacıya yapılan tahsisin iptali ve diğer bir firmaya tahsisinde yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
29/09/2020 TARİHLİ EK KARARIN ÖZETİ: Mahkemece verilen 17/07/2020 tarih…. Karar sayılı karar, davacı vekilince 20/07/2020 tarihli dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvurulduğu, davacı vekilinin istinaf harçlarını yatırmaması nedeniyle 11/09/2020 tarihli muhtıra hazırlandığı, istinaf harçlarını yatırması için tebliğden itibaren bir haftalık kesin süre verildiği, muhtıranın davacı vekiline 16/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, verilen kesin süre içinde davacı vekilince istinaf harçları yatırılmadığı anlaşılmakla istinaf harçları yatırılmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının 08/10/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, harç eksikliğine dair muhtıranın ise 01/10/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, anılan muhtıraya uygun olarak ilgili ödemelerin 07/10/2020 tarihinde yatırıldığını, mahkemece harç eksikliği nedeniyle istinaf talebinin reddine dair 29/09/2020 tarihli ek kararının 08/10/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, e-tebligat sisteminden de görülecek olan tarih ve numaralar dikkate alınarak sehven verilen 29/09/2020 tarihli ek karardan rücu edilmesi ve istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Öncelikle, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçların ödenmemesinin anlaşılması üzerine verilen kesin süre ile ilgili tebligatın ne zaman yapıldığı ve buna bağlı olarak istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına (reddine) dair kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı, tebligatın daha sonra yapıldığının kabulü halinde asıl kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, arsa tahsis işleminin iptali/müteşebbis heyet tahsis kararının iptali ile tahsis süresinin uzatılması istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş olup davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili 20/07/2020 günü istinaf başvurusunda bulunmuş ancak istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçları yatırmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 344.maddesi uyarınca, 148,60TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 54,40TL istinaf karar harcını yatırması için muhtıra çıkarılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 344. maddesine göre, istinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.
Davacı vekilinin istinaf harçlarını yatırmaması nedeniyle 11/09/2020 tarihli muhtıra hazırlandığı, istinaf harçlarını yatırması için tebliğden itibaren bir haftalık kesin süre verildiği, muhtıranın davacı vekiline 16/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, verilen kesin süre içinde istinaf harçlarının yatırılmadığı anlaşılmıştır.
Dairemizce 07/07/2021 tarihinde …. yazı yazılarak davacı vekiline çıkarılan … barkod numaralı e-tebligatın alıcıya ulaşıp ulaşmadığı, alıcı posta kutusuna hangi tarihte bırakıldığı, alıcı tarafından okunup okunmadığı ile ilgili e-tebligata ait diğer bütün safahat işlemlerine ilişkin belgeler talep edilmiştir…. 12/07/2021 tarihli cevabi yazısında, … barkod numaralı e-tebligatın Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından … adına açılmış olan …numaralı e-tebligat adresine gönderildiği, 11/09/2020 11:32:58 tarihinde alıcısına gönderilmek üzere sistem tarafından kabul edildiği, 11/09/2020 11:32:58 tarihinde alıcıya iletildiği, 11/09/2020 15:09:59 tarihinde tebligatın alıcısı tarafından okunduğu, 16/09/2020 23:59:59 tarihinde ise tebligatın alıcısının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği kanunen tebliğ edildiği bildirilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 90.maddesinde, sürelerin kanunda belirtildiği veya hakim tarafından tespit edileceği, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hakimin kanundaki süreleri artıramayacağı veya eksiltemeyeceği hükmü düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun 92/2.maddesine göre; sürenin hafta, ay veya yıl olarak belirlendiği hallerde başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biteceği belirtilmiştir.
Somut olayda, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçların hiç ödenmediğinin anlaşılması üzerine bir haftalık kesin süre içeresinde tamamlanmasına dair tebligatın 16/09/2020 günü yapıldığı, bu süre içerisinde gerekli harçların yatırılmadığı ve bu nedenle verilen 29/09/2020 tarihli ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu, bu karardan sonra sehven çıkarılan 06/10/2020 tarihli eksik harçların tamamlanması ile ilgili muhtıranın ilgili lehine hak ve sonuç doğurmayacağı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun haklı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Şu durumda, ilk derece mahkemesinin davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine (yapılmamış sayılmasına) yönelik ek kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, ek karara yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)İlk derece mahkemesinin 29/09/2020 tarihli ek kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 59,30TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, ayrıca ikinci kez gönderilen muhtıra üzerine yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince;Dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince; tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/09/2021

….