Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/1220 E. 2022/1600 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1220 Esas
KARAR NO : 2022/1600
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2021
NUMARASI : 2020/494 Esas, 2021/253 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin … adresindeki taşınmazın maliki olduğunu, söz konusu taşınmazın zemin katta bulunan mobilya atölyesi olarak kullanılan iş yeri olduğunu, bayram tatili içerisinde ve tatil nedeniyle günü tam olarak belirlenemeyen bir tarihte ASKİ’ye ait su borusunun patladığını, tarihin bayram tarihine denk gelmesi nedeniyle patlayan su borusunun sularının imalathane olarak kullanılan iş yerinin içerisine dolduğunu, atölyenin içerisinde bulunan malların zarar gördüğünü, müvekkilinin maddi zarara uğradığını, Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimliği&ne 27/08/2018 tarihli dilekçe ile başvurularak söz konusu zararın tespitinin talep edildiğini ve 2018/181 D. İş numaralı dosyasıyla uğranılan zararın tespit edildiğini, 31/08/2018 tarihnide keşif mahillinde tespit yapıldığını ve 05/09/2018 tarihinde bilirkişi raporunun hazırlandığını, yapılan tespitte, taşınmazın mobilya atölyesi olarak hizmet verdiği, iş yerinin içerisinden ASKİ’ye ait olan su borusunun geçtiği ve delinmesi sonucu bayram tatili sırasnıda iş yerine su dolduğu ve maddi hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, zararın ise 92.605,00-TL olduğunun tespit edildiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 92.605,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ; söz konusu dava ile ilgili olarak, ilgilisi bulunan daire başkanlığı ile yapılan yazışma neticesinde, “dava konusu adres ile ilgili olarak yapılan inceleme ve araştırma neticesinde 27/08/2018 tarihnide gelen su arızası ihbarı sonucunda ekiplerin hemen olay mahalline intikal ederek gün içerisinde arıza giderilmiştir” denildiğini, davacının meydana geldiği iddia ettiği hasara neden olan su basması olayının müvekkil idareye bildirilmediğini, istenilen miktarın fahiş olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunu gerektirecek herhangi bir durumun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; her ne kadar işyerinin onaylı projesi olmaması nedeniyle işyerinin projeye uygun kullanılıp kullanılmadığının tespiti yapılamamış ise de yapının eski olması nedeniyle onaylı projesinin bulunmadığı, yapı kullanım izin belgesinin takip kaydında kat mülkiyeti olması nedeniyle yapının iskanlı olduğu, bilirkişilere tapu kaydında kat mülkiyeti olması nedeniyle yapının iskanlı olduğu, bilirkişilerle yerinde keşif yapılmak suretiyle yapılan tespit neticesinde Ankara 6 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/181 Değişik iş sayılı dosyasında yer alan tespitlerde de belirtildiği üzere taşınmazın mobilya atölyesi olarak hizmet verdiği, işyerinin içerisinden ASKİ’ye ait su borusunun geçtiği, su borusunun patlaması sonucu bayram tatili sonrasında işyerine su dolduğu, olay tarihinde dava konusu adreste davalı ASKİ ye intikal eden bir su arızasının olduğu ve gün içerisinde arızanın ASKİ tarafından giderildiği, bu bağlamda Ankara Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü, Kuruluş, Görev, Yetki ve Yönetimine İlişkin Teşkilat Yönetmeliğinin 31/a bendi gereğince ASKİ’nin kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile Davanın Kısmen Kabulü ile, 86.395,00-TL tazminatın olay tarihi olan 27/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu işyerinin onaylı projesinin bulunmadığını, müvekkili idarenin kusurlu olduğunun ispatlanamadığını, gerçek zararın ispat edilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Dava konusu işyerinin iskan durumu, davalı idarenin kusuru ve gerçek zarar hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup, Borçlar Kanunu uyarınca zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın kapsam ve miktarının belirlenmesi ise hakime aittir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, dava konusu işyerinin, bulunduğu binanın tapu kaydının bulunduğu, kat mülkiyetinin kurulmuş olduğu, Yapı Kullanma İzin Belgesinin düzenlendiği anlaşılmış olup davalının dava konusu işyerinin onaylı projesinin bulunmadığından bahisle itirazda bulunmasının dava konusu zararın tazmini bakımından yerinde olmadığı kanaatine varılmış, davalı kuruma ait su borusunun patlaması nedeniyle dava konusu zararın meydana geldiği, dolayısıyla davalının zararın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu dosya kapsamı ile sabit olduğundan aksi yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar hükme esas alınan 15/03/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporu ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli ise de, bilirkişi raporunda zarar gördüğü belirtilen mobilya niteliğindeki eşyaların kısmen hurda olarak değerlendirilmesi mümkün eşyalardan olduğu ve hurda bedelinin belirlenen zarar miktarından indirilmesi gerekirken bu hususun gözetilmediği anlaşıldığından Dairemizce raporda belirlenen toplam 86.395,00 TL zarardan %5 oranında hurda değeri indirimi yapılmasına karar verilmiştir.
Haksız eylem nedeniyle oluşan zararın tazminine karar verebilmek için, hukuka aykırı kusurlu bir eylem sonucu bir zararın doğması ve hukuka aykırı kusurlu eylem ile zarar arasında illiyet bağının olması gerekir. İlliyet bağının varlığı halinde zarar veren, zararı gidermekle yükümlüdür. Ancak ödenmesi gereken zararın kapsamı belirlenirken, tarafların zararın oluşumuna hangi oranda etki ettikleri yani müterafik (bölüşük) kusurlarının olup olmadığı belirlenerek bölüşük kusurun varlığı halinde kusur durumu da gözetilerek uygun bir indirim yapılmalıdır.
Somut olayda, dava konusu zarar gören mobilya niteliğindeki eşyaların bulunduğu yerin binanın 2. bodrum katı olduğu, binanın Yapı Kullanma İzin Belgesinde bu katın imalathane ve sığınak olarak gösterildiği, olayda zarar gören mobilya eşyasının niteliği ve sayısı dikkate alındığında davacının dava konusu yeri aynı zamanda depo olarak kullandığının, ayrıca eşyaların yaşanabilecek su basmalarına karşı belli bir yüksekliğe konulmamasının zararın artmasına neden olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 51. ve 52. maddeleri uyarınca olayın özelliklerine uygun düşecek şekilde tazminat miktarından %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yasal düzenlemeler gereği, Türk Borçlar Kanunu’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği kuralı gözetilerek yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve davalı yararına maddi tazminatın hakkaniyet indiriminden dolayı reddedilen kısmı için vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 21/10/2021 tarih ve 2021/22485 Esas, 2021/7332 Karar)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/04/2021 gün ve 2020/494 Esas, 2021/253 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B-1)Davanın KISMEN KABULÜ ile, 65.660,20TL tazminatın 27/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 4.485,24TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.572,25TL harcın mahsubu ile fazla alınan 2.912,99TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3)Davacı tarafından peşin yatırılan ve alınmasına hükmedilen 1.572,25TL harcın yargılama gideri olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4)Davacı tarafından hükümden önce yapılan 35,90TL başvurma harcı ile 1.804,33TL yargılama gideri ve hükümden sonra yapılan 24,50TL olmak üzere toplam 1.864,73TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 332/3.maddesi uyarınca, hükümden sonraki yargılama giderlerinin haklılık oranına göre taraflara yüklenmesine,
6)Davacı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.505,63TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
C-1)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; davalı tarafça istinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin yatırılan 1.475,41TL istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalı tarafa iadesine,
2)Davalı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan 5,50TL posta/tebligat gideri ile 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 167,60TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davacılara verilmesine,
3)Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. Maddesi gereğince kesin olmak üzere 18/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2022


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza