Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/1219 E. 2022/1589 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1219 Esas
KARAR NO : 2022/1589
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2021
NUMARASI : 2018/727 Esas, 2021/281 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava Konusu borcun tamamına yönelik itirazlarının asılsız olduğunu, davalı-borçlunun Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4698 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazların mesnetsiz olduğunu, davalı-borçlu aleyhine alacak ile birlikte en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın tahsilinin tehlikeye girmemesi için davalı borçlu şirkete ait araçların borca yetekcek kısmının kaydına ihtiyati haciz konulmasının gerektiğini belirterek, Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4698 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının takip talebi ve davasının yetkisiz yerde açıldığını, müvekkili şirketin merkezinin İstanbul olduğunu, davacı şirketin haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkiline ait araçların çekici ve dorselerinin eşleşmeleri şirkete bildirilmesine rağmen her ikisine ayrı ayrı cezai işlem yapıldığını, davacı şirketin HGS geçiş sistemindeki hatalar nedeniyle müvekkiline ceza adı altında haksız ödeme talebinde bulunduğunu, müvekkilinin HGS yeterli bakiyesi olmasına rağmen geçiş noktasında haksız olarak 2-3 katı geçiş ücreti HGS hesabından kesilmiş ve müvekkilinin aracı diğer geçiş noktasından geçtiğinde bakiye yokmuş gibi ceza kesildiğini, haksız olarak davacı şirketin kestiği fazla HGS ödemelerinin ise 1 ay sonra müvekkili şirketin hesabına iade edildiğini, fakat bu arada kendi hatasından kaynaklanan cezaları haksız şekilde tahakkuk ettirdiğini belirterek fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; bilirkişi raporlarının açık ve ayrıntılı olduğu, hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu, ihlalli geçişlerde uygulanacak cezanın 10 kattan 4 kata indirildiği, dava konusu alacağın yargılamayı gerektirmesi gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2018/4698 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 14.024TL asıl alacak, 40.942,80TL gecikme cezası, 6.337,98TL işlemiş faiz üzerinden asıl alacağa işleyecek yıllık %9,75 avans faizi ile devamına, icra inkar tazminatının yargılamayı gerektirdiğinden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın asıl alacak(geçiş ücreti+gecikme ücreti) yönünden tümüyle kabulünü, işlemiş faiz talebinin kabulüne karar vermiş olmasına rağmen KDV taleplerinin ve alacağın likit olmadığından bahisle icra inkar tazminatının reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, İcra İflas Kanunu 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğunu, takibe konu alacağın likit olduğunu, köprü ve geçiş ücretlerine KDV’nin dahil olma hususunun icra yoluyla tahsili yoluna gidilen veya açılan davalarda mahkemeler tarafından hükmolunan bedellere ilişkin faiz alacaklarının katma değer vergisine tabi olmasının çok ayrı hususlar olduğunu, takibe konu edilmiş olan KDV bedelinin hukuka uygun olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda belirtilen hususlar açısından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı şirketin kendi hatası/kastı ile kestiği fazla geçiş ücretlerini iade ettiğini ancak kendi hatası ile kaçak geçiş durumuna düşürülen müşterilerin kaçak geçiş cezalarını tahsil yoluna gittiğini, öncelikle mahkemece davacının açık kötü niyetli işlemlerinin tespit edilmesi gerektiğini, bilirkişilerin dosyadaki belgeleri incelerken sadece kaçak geçişleri incelemesinin yeterli olmadığını, yukarıda bahsettikleri şekilde haksız şekilde 2-3 kat geçiş ücretleri kesilen geçiş adetlerini kaçak geçiş olarak belirtilen geçişlerden düşülmesi noktasında da inceleme yapılması gerektiğini, ortada açık bir haksızlık bulunduğunu, davacı tarafın istinaf dilekçesindeki iddialarını reddettiklerini belirterek ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir .
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davacının işlemiş faizin KDV’sini talep etmekte haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için koşulların oluşup oluşmadığı ile davalı tarafça icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, otoyol/köprü geçiş ücreti ve cezası ile ferilerinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı taraflarca yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince tüm deliller toplanmış, davacının talep edebileceği alacak miktarının hesaplanması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 27/09/2019 tarihli rapor ve 27/02/2020 tarihli ek raporlarını dosyaya ibraz etmişlerdir. Bilirkişi heyeti raporunun KDV alacağının oran ve miktarı dışında miktarı dışında ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesinde “…4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmü düzenlenmişken 25/05/2018 tarih ve 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/5/2018 tarih ve 7144 sayılı Kanunun 18. maddesi ile birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanuna geçici 3. madde ilave edilmiştir.
6001 sayılı Kanuna eklenen Geçici 3. maddede ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30 uncu maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. Başka bir ifade ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifade ile borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut olayda, otoyol geçiş ücretine dayalı alacağın tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibinde vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada her ne kadar icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de, takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirmediğinden, bir başka ifadeyle alacak, takip tarihi itibariyle likit ve muayyen olduğundan, davacının icra inkar tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve asıl alacak 14.024TL ile gecikme cezası 40.942,80TL olmak üzere toplam 54.966,80TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 24. Maddesinin (c) bendinde “ Vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler” matraha dahil olan unsurlar olarak belirlenmiş olduğundan davacı vekilinin işlemiş faiz için KDV isteminin yerinde olduğu kanaatine varılmış, Dairemizce benzer nitelikteki dosyalarda KDV oranı %8 olarak alındığından resen yapılan hesaplama neticesinde 6.337,98TL işlemiş faize ilişkin KDV miktarının 507,03TL olduğu anlaşıldığından davacı tarafın bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olduğu, bu durumda davacının 14.024TL asıl alacak, 40.942,80TL gecikme cezası, 6.337,98TL işlemiş faiz alacağı ile 507,03TL KDV alacağı olduğu kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeninden esas hakkında aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/03/2021 gün ve 2018/727 Esas, 2021/281 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B-1)Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2018/4698 sayılı takip dosyasında 14.024TL geçiş ücreti, 40.942,80TL para cezası, 6.337,98TL işlemiş faiz ve 507,03TL işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 61.811,81TL alacağa yönelik İTİRAZININ İPTALİ İLE, bu miktara icra takip tarihinden itibaren %9,75 avans faizi uygulanmak sureti ile TAKİBİN DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2)İptaline karar verilen 54.966,80TL alacağın İİK’nın 67/2.maddesi gereğince %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)Harçlar Kanununa göre alınması gereken 4.222,36TL harçtan peşin alınan 490,65TL harcın mahsubu ile eksik 3.731,71TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4)Davacı tarafından hükümden önce yapılan 1.326,90TL ve hükümden sonra yapılan 11TL olmak üzere toplam 1.337,90TL yargılama giderinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2.maddesi uyarınca, tarafların haklılık oranına göre 1.229,34TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5)Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6)Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.889,89TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7)Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.458,56TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
B-1)Davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 4.187,73TL harçtan peşin alınan 1.046,93TL harcın mahsubu ile bakiye 3.140,80TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafça istinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin yatırılan 59,30TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
2)Davacı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan 11TL posta/tebligat gideri ile 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 173,10TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 18/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2022


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza