Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/1062 E. 2022/1385 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

.
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2021
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan … … AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının alacak temlikinde bulunan … bankasından geçmiş yıllarda kredi kullandığını, bu krediyi ödeyememesi nedeniyle Eskişehir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2009/11753 Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davacının söz konusu borcu ve ferilerini ödeyerek takip dosyasını kapadığını, buna rağmen bankanın alacaklarını davacının borcu olmamasına rağmen temlik beyanı ile … A.Ş’ye devrettiğini, sonrasında … A.Ş ile … … … A.Ş’nin … … … A.Ş adı altında birleştiğini, davacının, davalıya borcu olmamasına rağmen davacı hakkında Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/860 E sayılı dosyası ile haksız takip başlattığını, davacının bu takibe itiraz ettiğini, ancak davalı tarafından dosyanın işlemden kaldırılmadığını, davacının %40 bedensel engelinin bulunduğunu ve kendisine ait engelli aracını yenilemek için … Bankası ile görüşerek mart ayı içerisinde 30 ay vadeli 1.53 faiz oranı ile 35000 TL ihtiyaç kredisi başvurusunda bulunduğunu, ancak banka tarafından 14/09/2011 tarihinde 1247 TL borcunun … yönetim şirketine devredildiğinin kendisine söylenerek kredi başvurusunun olumsuz sonuçlandırıldığını, bunun üzerine davacının … şirketini aradığını, yapılan görüşme neticesinde en geç 1 hafta içerisinde dosyanın kapatılacağının kendisine söylendiğini, bunun üzerine davacının … … … ile görüşerek alacağı araç için 1000 TL kapora vererek aracı opsiyonladığını, ancak dosyanın kapatılmaması nedeniyle davacının kredi çekemediğini ve anlaştığı aracı alamadığını, bunun üzerine ilerleyen zamanlarda … … Bankası’na kredi başvurusunda bulunarak 1.90 faiz oranı ile 48 ay vadeli 40500 TL tutarında kredi çektiğini, davacının alacağı araca da mart ayı içerisinde zam gelmesi nedeniyle daha fazla tutarlı kredi çektiğini, bu nedenle davacının 21210 TL maddi zararının olduğunu, ayrıca istediğini aracı İstanbul ilinden aldığını, bu nedenle yaptığı yol masraflarının da davalı şirketten tahsil edilmesini istediklerini, davacının ve çocuklarının ….hastası olduğunu, bu nedenle sürekli hastaneye gidip geldiğini, ancak aracının olmaması nedeniyle bu süreçte hastaneye gidemediğini, işe de taksiyle ve mesai arkadaşlarının yardımıyla gittiğini, arabasının olmaması nedeniyle sosyal yaşantısından da uzak kaldığını, davacının zengin olma amacının olmadığını yalnızca davalıların haksız davranışının biraz olsun farkına varması ve haksız icra takiplerinde bulunmaması gerektiğinin farkındalığını oluşturma ve kişilik hakları zedelenen davacının uğradığı manevi zararların bir nebze olsun giderilmesi için 5000TL manevi tazminatın da davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet, görev ve zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, davanın esası yönünden ise, davacının ilk olarak … Bankası’ndan kredi çekememesinin nedeninin 16/09/2011 tarihli temlik olduğunu, bu nedenle davalının olayın faili olmadığını, davacının aracını sattığını belirttiğini ancak aracının plakasını ve hangi tarihte sattığını belirtmediğini, kimsenin davacının aracını satması veya hangi bankadan ne kadar kredi çekeceğine ilişkin bir beyanda bulunmadığını, bu nedenle herhangi bir zarardan söz edilemeyeceğini, davalı firmanın, davacı hakkında icra takibi açmasının davacının kredi faiz oranları nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararla ilgisinin olamayacağını, zarar iddiası ile eylem arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını, ayrıca … Bankası’ndan talep edilen kredi miktarı ve vade ile … Bankası’ndan kullanılan kredi miktarı ve vadesinin birbirinden farklı olduğunu, dava dilekçesinde bu sebeple maddi zarar talebinin kısmi dava olarak gerçekleştirildiğini, davacının bu davasının ödemekle yükümlü olduğu faizi, davalıdan tahsil etmeye yönelik kötü niyetli bir eylem olduğunu, bu durumun da irdelenmesi gerektiğini, davacının reddedilen ve onaylanan kredilerin tarihlerine ilişkin bir bilgi vermediğini, ancak bir bankanın krediyi reddederken, diğer banka tarafından kredinin onaylanmasının başka bir alt sebebe bağlı olabileceğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı şirketin, davacıdan tahsil edilen alacak hakkında borcun olmamasına rağmen yeniden takip başlattığı, bu şekilde davacının, … Bankası’ndan talep ettiği kredinin reddedilmesine sebebiyet vererek davacının daha yüksek faiz ve miktarda kredi çekerek ve almak istediği araca 3000 TL fiyat farkı ödemek zorunda bırakarak toplam …. TL zararına sebebiyet verdiği ve haksız olarak başlatılan takip nedeniyle davalının, davacının oluşan bu zararından sorumlu olduğu, manevi tazminat koşullarının ise oluşmadığı gerekçesi ile davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile, 10831 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olay nedeniyle müvekkilinin manevi zarar gördüğünü, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, hesaplamanın hukuksuz olduğunu, davacı lehine maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, harç ve yargılama giderine ilişkin hatalı karar verildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davacı lehine maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Her ne kadar ihbar olunan … … AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuşsa da, davada taraf sıfatı bulunmayan ve aleyhine hüküm de tesis edilmeyen ihbar olunanın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacının, dava dışı … bankasına olan borcundan dolayı hakkında Eskişehir 7. İcra Müdürlüğünün 2009/11753 Esas sayılı dosyası ile takip banka tarafından takip başlatıldığı, takip borcunun davalı tarafından ödendiği, nitekim 05/04/2011 tarihli … … vekili … imzalı belgede “Borçlu ….. Eskişehir 7. İcra Müdürlüğünün 2009/11753 sayılı dosyasına hiçbir borcu kalmamıştır” ifadesinin kullanıldığı, dava dışı … … AŞ’nin alacaklarını davalı şirkete devrine ilişkin temlik belgesinde de davalının kredi hesaplarının tahsil edildiğinin açıkça belirtildiği, buna rağmen davalı şirketin 20/01/2019 tarihinde Eskişehir 8. İcra Müdürlüğünün 2019/860 Esas sayılı dosyası üzerinde davacıya yönelik olarak haksız bir icra takibi yaptığı anlaşılmış olup davalı şirketin davacıya yönelik icra takibinde ağır kusurlu olduğu, bu icra takibi nedeniyle davacının ihtiyacı olan aracı almakta gecikme yaşadığı ve daha sonra da daha fazla para ödeyerek almak zorunda kaldığı gözetildiğinde davalı şirketin eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, bu itibarla davacı lehine uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Kişilik hakları saldırıya uğrayan kimse Türk Borçlar Kanunu’nun 58.maddesi hükmü uyarınca manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken aynı Kanunun 51.maddesi uyarınca durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önünde tutmalıdır. Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi hükmüdür. Bu kapsamda manevi tazminatın miktarı belirlenirken tarafların kusur oranı, sıfatı, statüsü, sosyal ve ekonomik durumları ile eylemin işleniş biçimi ve yöntemi dikkate alınmalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenler karar gerekçesinde objektif olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat adı altında hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek nitelikte olmalı fakat bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği unutulmamalıdır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda, olayın gerçekleşme biçimi ve sonuçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirilerek davalının davacıya takdiren 3.000TL manevi tazminat ödemesine karar verilmiştir.
Davalı tarafından yapılan haksız icra takibi nedeniyle davacıya … Bankası tarafından taşıt kredisinin verilmediği, bu nedenle davacının başka bir bankadan daha yüksek faiz oranı ile kredi kullanmak zorunda kaldığı, üstelik almak istediği aracın fiyatında artış meydana geldiği anlaşılmış, bilirkişi raporu ile davacının oluşan maddi zararı tespit edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu, ayrıntılı ve gerekçeli olduğu olduğu görülmekle davalı vekilinin maddi zarara ve bilirkişi raporuna yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin harç ve yargılama giderlerine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde ise;
5411 sayılı Bankacılık Kanununun … Yönetim Şirketi başlıklı 143’üncü maddesinin 5’inci fıkrası ile, … yönetim şirketlerinin kendi yaptıkları işlemler ve kendi düzenledikleri kâğıtlar ve kuruluş işlemleri yönünden, kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl için bazı istisnalar getirilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu, çeşitli iş ve işlemlerden harç alınmasını öngörmekte olup bu madde ile getirilen istisna, yargı harçlarını kapsamamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/12-342 Esas – 2020/1030 Karar sayılı ilamı). Bu nedenle, davalı vekilinin, müvekkili şirketin yargı harçlarından muaf olduğuna dair istinaf itirazı reddedilmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi reddedildiğine göre, tarafların yargılama giderlerinden sorumluluklarının kabul/red oranına göre belirlenmesi gerekirken yargılama giderlerinin tamamının davalı tarafa yüklenmesi isabetli olmamış, bu hususa yönelik davalı vekilinin istinaf itirazı kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisine, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Tarafların istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/03/2021 gün ve 2020/183 Esas, 2021/407 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B-1)Maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 10.831TL maddi tazminatın 29/01/2019 haksız icra takibinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2)Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 3.000TL manevi tazminatın 29/01/2019 haksız icra takibinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 944,80TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 87,10TL ile 183,25TL ıslah harcının mahsubu ile fazla alınan 674,45TL harcın talep halinde iadesine,
4)Davacı tarafından peşin yatırılan ve alınmasına hükmedilen 87,10TL ile 183,25TL ıslah harcının yargılama gideri olarak davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5)Davacı tarafından hükümden önce yapılan 54,40TL başvurma harcı ile 1.320TL arabuluculuk ücreti 545TL yargılama gideri ve hükümden sonra yapılan 11TL olmak üzere toplam 1.930,40TL yargılama giderinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2.maddesi uyarınca, tarafların haklılık oranına göre 1.686,52TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 332/3.maddesi uyarınca, hükümden sonraki yargılama giderlerinin haklılık oranına göre taraflara yüklenmesine,
7)Davacı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat yönünden 9.200TL, manevi tazminat yönünden 3.000TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8)Davalı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat yönünden 2.000TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
C-1) İhbar olunan … … AŞ’nin istinaf kanun yoluna başvuru hakkı bulunmadığından istinaf dilekçesinin REDDİNE,
2)Taraflarca yatırılan istinaf harçlarının talep halinde iadesine,
3)İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere 27/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/09/2022


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza