Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2021/100 E. 2023/133 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/100 Esas
KARAR NO : 2023/133
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2020
NUMARASI : 2018/698 Esas, 2020/573 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya duruşmalı olarak incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu’nun işletmesinin müvekkili şirket tarafından yürütüldüğünü, davalı borçluya ait araçların çeşitli tarihlerde ihlali geçişler yaptığını, geçiş ücretlerinin süresinde ödenmemesi üzerine davalı borçlu aleyhine Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2018/3326 Esas sayılı dosyası ile ödenmeyen geçiş ücretleri ve gecikme cezası alacağının tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun borca, ferilerine ve yetkiye itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalı yana ait haksız itirazların iptali ile geçiş ücretine uygulanan on katı tutarın dört katına indirilmesi ile avans faiz oranlarında yapılan değişiklikler uyarınca faizin değişen oranlarda kademeli olarak hesaplanması gerektiği de göz önünde bulundurularak takibin devamına, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
SAVUNMA: Davalı tarafından yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait aracın davacı tarafın işleteni olduğu köprü ve otoyoldan ihlalli geçişi nedeni ile düzenlenen tutanak kapsamında yapılan hesaplamadan davalı tarafça yapılan ödemeler mahsup edildiğinde, 4.865,34 TL geçiş ücreti ve 18.776,68 TL para cezası olmak üzere toplam 23.642,02 TL davalı yanın borcu bulunduğu, borcun hesaplanma ve belirlenme biçiminin 3996 sayılı yasal mevzuata uygun olduğu anlaşılmakla davacı yanın geçiş ücreti ve para cezasına ilişkin isteminin yerinde görüldüğü, diğer taraftan; takip tarihinden önce davalı borçlunun temerrüde düşürüldüğü belgelendirilmediğinden, işlemiş faiz ve işlemiş faizin KDV’sine ilişkin istemlerin reddine karar vermek gerektiği gibi, alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden ve alacak ‘likit’ olarak kabul edilemeyeceğinden, davacının icra inkâr tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2018/3326 esas sayılı takibe vaki itirazın 4.865,34 TL geçiş ücreti ve 18.776,68 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 23.642,02 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin 23.642,02 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece asıl alacak yönünden kısmen kabul kararı verilmiş ise de bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesi ile tensip zaptının davalıya 05/11/2018 tarihinde tebliğ edilmesine karşın davalı tarafça dosyaya cevap dilekçesi ve delil listesi sunulmadığını, 15/03/2019 tarihli ön inceleme duruşmasına da davalı yahut vekilinin katılmadığını, bu duruşmada mahkemece taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları yönünde iki haftalık kesin süre verildiğini, ancak davalı tarafça HMK’da tanınan tüm süreler geçtikten ve öninceleme duruşması yapıldıktan sonra beyan dilekçesi adı altında dosyaya cevap dilekçesi ve ekinde delil olarak dayandığı belgelerin sunulduğunu, işbu belgelerin sunulmasına taraflarınca muvafakat edilmediğini, 6100 sayılı HMK’nın 119/f, 121, 129/e, 129/son maddeleri ile 140/5. maddesi uyarınca, dava ve cevap dilekçeleri ile cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde, tarafların iddia ve savunmalarının dayanağı vakıaların hangi delillerle ispat edileceğinin ve bunlara ilişkin belgelerini sunmaları gerektiğinin belirtildiğini, keza HMK’nın 145. maddesinde de tarafların kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremeyecekleri hususunun düzenlendiğini, ancak yasal sürelere uyulmaksızın öninceleme duruşmasından sonra sunulmuş olan delillerin mahkemece dosyaya kabul edildiğini, bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, 15/06/20219 tarihli bilirkişi raporu ile 11/09/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; davalı tarafça sunulan banka ekstrelerinde yer alan ödemelerin icra takibine konu edilmeyen dönemleri kapsadığı ve dava ile ilgili olmadığı belirtilmişken mahkemece, 08/11/2019 tarihli ara karar ile dava konusu olmayan bu ödemelerin davacı uhdesine geçip geçmediğinin bankadan sorulmasına karar verildiğini ve yapılan ödemelerin sanki dava konusu geçişler için yapılmış ödemeler gibi asıl alacaktan mahsup edilmesi için dosyanın bilirkişiye tevdii edildiğini, alınan bilirkişi raporunda da… Bankası’ndan gönderilmiş bulunan ödemelerin mahsubunun yapıldığını, rapora itirazlarının ise değerlendirilmediğini, banka tarafından gönderilen hesap ekstrelerindeki ödeme miktarlarının dava konusu ihlalli geçişler ile ilgili olmayıp davalının işbu davanın konusu olmayan başkaca geçişleri için yapılan ödemeler olduğunu, alacak likit olup yargılamayı gerektirmediğinden icra inkar tazminatı talebinin kabulünün gerektiğini, takip tarihinden önce davalı borçlunun temerrüde düşürülmediğinden bahisle işlemiş faiz ve işlemiş faizin KDV’sine ilişkin taleplerin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin ihlalli geçiş yapan araç sahiplerine, ihlalli geçiş yapıldığına ilişkin herhangi bir bildirim yapma yükümlülüğü bulunmadığını, ihlalli geçiş ücreti 15 gün içinde cezasız ödenebileceğinden temerrüdün 15 günlük süre sonunda oluşacağının kabulü gerektiğini, İcra İflas Yasası kapsamında takibe alınan borçların tahsili aşamasında 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanun hükümleri çerçevesinde icra daireleri tarafından hesaplanmak suretiyle yürütülen faizlerin katma değer vergisine tabi olduğunu ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda; davalıya ait banka hesap dökümlerinin delil olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, davacı şirketin geçiş ücreti ve para cezası alacağının miktarının ne olduğu, işlemiş faiz ve işlemiş faizin KDV’sine ilişkin istemin yerinde olup olmadığı ve icra inkâr tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, otoyol/köprü geçiş ücreti ve cezasının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2018/3326 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 59.336,40 TL geçiş ücreti, 6.131,29 TL işlemiş faiz, 1.103,63 TL KDV olmak üzere toplam 66.571,32 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 04/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun yasal süre içerisinde yetkiye, borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve davacı tarafça süresinde eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; dava dilekçesinin davalıya 05/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı, 15/03/2019 tarihli öninceleme duruşmasında mahkemece tahkikat aşamasına geçilmesine karar verilerek HMK’nın 140/5 uyarınca taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içinde belirtilen hususların gereğinin tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacaklarının ihtarına, ön inceleme duruşmasına katılmayan davalı adına tahkikat duruşma gün ve saatinin tebliğe çıkarılmasına karar verildiği, davalı vekili tarafından 19/03/2019 havale tarihli beyan dilekçesi ekinde, asıllarının bankadan celp edilebileceği belirtilerek, banka hesap dökümlerinin dosyaya ibraz edildiği, mahkemece de bu hususta ilgili bankaya bilahare müzekkere yazılarak 17/02/2020 tarihli yazı cevabı ve eklerinin dosya arasına alındığı, öte yandan davacı tarafça dava dilekçesinde; “tarafların defterleri, ticaret sicili kayıtları, mali kayıtları, faturalar ve banka hesap hareketlerine” delil olarak dayanıldığı anlaşılmakla davalıya ait banka hesap hareketlerinin delil olarak değerlendirmeye alınmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, davacının bu yöne ilişkin istinaf nedeni reddedilmiştir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 29/09/2020 havale tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli görülmemesi nedeniyle Dairemizce ek rapor alınmasına ve istinaf incelemesinin HMK’nın 356. maddesi gereğince duruşmalı yapılmasına karar verilmiştir.
Dairemizce, dosyanın konusunda uzman hesap bilirkişisine tevdi ile tüm dosya kapsamı ve davacı vekili tarafından dosyaya sunulan, davaya konu ihlalli geçişlere ilişkin belgeler (provizyon sorguları, ihlalli geçiş listeleri, ihlalli geçiş görüntüleri vb) ile … AŞ tarafından dosyaya gönderilen 17/02/2020 tarihli müzekkere cevabı ekinde yer alan belgeler/listeler; ihlalli geçiş tarihleri, saatleri, miktarları, varsa geçiş işlem kodları vs. yönlerinden karşılaştırılarak, icra takibine konu dönemde (05/10/2016 – 15/05/2017) gerçekleşen geçişlere ilişkin olduğu iddia edilen ödemelerin, takip talebine konu edilen ihlalli geçişlere ilişkin olup olmadığı tespit edilerek, takibe konu edilen ihlalli geçişlere ilişkin olduğu anlaşılan ödemelerin mahsup edilmesi ve oluşacak sonuca göre geçiş ücreti, para (gecikme) cezası ve her bir geçiş için geçiş tarihinden 15 gün sonrasından başlayacak şekilde takip tarihine kadar işlemiş faizi ve işlemiş faizin %8 oranında KDV’si hususunda, açıklamalı, gerekçeli, karşılaştırma listelerini içerir, denetime elverişli ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş, bilirkişi tarafından 26/12/2022 tarihli rapor dosyaya ibraz edilmiş, taraf vekillerince sunulan rapora beyan ve itiraz dilekçeleri incelenmiştir.
26/12/2022 tarihli ek raporda özetle; davalıya ait banka ödemelerinin fiziki olarak (plaka, tutar, tarih, karşılık, fiş numarası) karşılaştırması yapıldığında, geçiş tarihleri ile 20/02/2020 tarihli banka sıralı (tarih) ödemeleri (tutar) arasında benzerlik (plaka, tutar, karşılık, fiş numarası) ve uyuşma olmadığından, takibe konu edilen alacaktan ödeme/mahsup işlemi yapılmadığı açıklanarak davalıya ait araçların ihlalli geçiş ücretlerinin 5.601,40 TL, 4 kat ceza tutarının 22.405,60 TL, işlemiş faizin 3.209,45 TL olduğu bildirilmiştir.
Dairemizce alınan bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesince alınan ancak hükme dayanak yapılmayan 15/06/2019 ve 11/09/2019 tarihli raporlarla aynı doğrultuda, gerekçeli, denetlenebilir ve yeterli olup, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan 29/09/2020 havale tarihli bilirkişi raporu Dairemizce hüküm kurmaya yeterli görülmediğinden davalı vekilinin raporlar arasında çelişki bulunduğuna ilişkin savunmasına itibar edilmemiş, 26/12/2022 tarihli rapor hükme esas alınmıştır.
Dava dilekçesinde; 5.601,40TL geçiş ücreti, 21.494,00TL gecikme cezası, 4.869,95TL işlemiş faiz ve 876,59 TL KDV olmak üzere toplam 32.841,94 TL üzerinden takibin iptali istenmiş olup gecikme cezası yönünden taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmuştur.
6001 sayılı Kanunun “Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali” başlıklı 30. maddesinin 5. fıkrası; “4046, 3465 ve 3996 sayılı Kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. (Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16/5/2018-7144/18 md.) (…)”
Aynı maddenin 7. fıkrası ise; “Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz. (Ek cümle: 16/5/2018-7144/18 md.) Otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen yabancı plakalı araçlara uygulanan idari para cezaları için bu fıkrada belirlenen on beş günlük süre beklenmez. (Ek cümle:23/7/2020-7252/9 md.) Ancak, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi halinde idari para cezası tahsil edilmez.” şeklindedir.
Dosya kapsamından, davalıya ait araçların çeşitli tarihlerde çok sayıda ihlalli geçiş yaptığı, ihlalli geçiş ücretlerinin 15 gün içerisinde ödenmediği anlaşılmış olup yasa gereği davalının ihlalli geçişten itibaren 15 gün sonra temerrüde düştüğü, bu nedenle davacı vekilinin geçiş ücreti ve para cezası üzerinden işlemiş faiz talebinin ve bu yöne ilişkin istinaf nedeninin yerinde olduğu kanaatine varılmış, Dairemizce alınan 26/12/2022 tarihli ek raporda hesaplanan 3.209,45 TL işlemiş faiz alacağı üzerinden hüküm kurulmuştur.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 24. maddesinin (c) bendinde “Vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler” matraha dâhil olan unsurlar olarak belirlenmiş olduğundan davacı vekilinin işlemiş faiz için KDV isteminin ve bu yöne ilişkin istinaf nedeninin yerinde olduğu kanaatine varılmış, geçiş ücretleri için uygulanan KDV oranının %8 olduğu dikkate alındığında geçiş ücretine uygulanan işlemiş faiz için de aynı oranda KDV hesaplanması gerektiği anlaşılmıştır. Her ne kadar Dairemizce alınan 26/12/2022 tarihli ek raporda hesaplanan 3.209,45 TL işlemiş faizin KDV dâhil olduğu belirtilmiş ise de; rapor ekinde bulunan tabloda yer alan hesaplamaların denetlenmesi neticesinde 3.209,45 TL’nin geçiş ücreti ile para cezası üzerinden hesaplanmış olan işlemiş faiz tutarı olduğu anlaşılmakla bu tutar üzerinden Dairemizce resen hesaplama yapılarak (3.209,45 TL x %8) 256,75 TL işlemiş faizin KDV’si yönünden de davalı borçlunun itirazının iptaline karar vermek gerekmiştir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası gereğince, itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve takibe konu alacağın likit olması gerekmekte olup şartları oluştuğundan davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken reddine hükmedilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedeni kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun duruşma yapılarak kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp, HMK’nın 356/2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılarak KABULÜ ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 356. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/10/2020 gün ve 2018/698 Esas, 2020/573 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının Ankara 31. İcra Dairesinin 2018/3326 esas sayılı takip dosyasında 5.601,40TL geçiş ücreti, 21.494,00TL gecikme cezası, 3.209,45TL işlemiş faiz ve 256,75TL işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 30.561,60TL alacağa yönelik İTİRAZININ İPTALİ ile takibin kaldığı yerden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Asıl alacak 27.095,4TL’nin %20’si olan 5.419,08TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.087,66 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 228,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.859,66 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan ve alınmasına hükmedilen 228,00 TL harcın yargılama gideri olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından hükümden önce yapılan 35,90 TL başvurma harcı ile 859,30TL yargılama gideri ve hükümden sonra yapılan 11TL olmak üzere toplam 906,20 TL yargılama giderinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2.maddesi uyarınca, tarafların haklılık oranına göre 843,28 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2. maddesi uyarınca, tarafların haklılık oranına göre 3,47 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.280,34TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
C)1-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; davacı tarafça istinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
2-Davacı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan 174TL posta/tebligat gideri, 1.000TL bilirkişi ücreti ile 148,60TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 1.322,60TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı, istinaf kanun yolu aşamasında vekil ile temsil edildiğinden ve bir duruşmaya katıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.500TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı 17/01/2023 günü oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/01/2023


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza