Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2020/966 E. 2021/1407 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

….
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2019
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Alacak

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 3093 sayılı Yasanın 4/c maddesinde 26/07/2008 tarihinde yapılan değişiklik ile enerji bedelindeki “Dağıtım Bedeli”, “İletim Bedeli”, “Perakende Satış Hizmetlerine İlişkin Bedeller”, “Belediye Tüketim Vergisi”, “… Enerji Fonu”nun … payı matrahı dışına alındığını, davalı şirketin … …mükellefi olarak … alım-satım faaliyeti ile iştigal ettiğini, davalının 2011 ve 2012 yıllarındaki bilanço dönemlerinde yapmış olduğu … satışları ile ilgili olarak, her üç ayda bir mutabakata ilişkin tahakkuk çizelgesi, mizan, gelir tablosu ve bilanço gibi belgelerin yazı ile istenilmesine rağmen müvekkiline göndermediğini, borçlu firmaya 2011-2012 bilanço döneminde fazlaya ilişkin bakiye 5.467,80TL … …ve 4.669,50TL gecikme faizi olmak üzere toplam 10.137,30TL borcu bulunduğu ve söz konusu borcun en geç 25.10.2017 tarihine kadar kurumun banka hesaplarına ödenmesi gerektiği hususunun bildirildiğini, şirketin faal olmaması nedeniyle yazının kayıtlarındaki şirket yetkilisine gönderildiğini, firmanın faaliyetini durdurmuş olması nedeniyle yazının iade edildiğini, kurumlarının banka kayıtlarına da ödeme yapılmadığını belirterek davalının vadesinde ödemediği 2011-2012 bilançosu dönemine ait 16.11.2017 tarihi itibariyle 5.467,80TL anapara ve 4.669,50TL faizi olmak üzere toplam 10.137,30TL kurum alacağının 3093 ve 6183 sayılı AATUHK’ta öngörülen gecikme zammı oranındaki kanuni faizi ile davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davalının 3093 sayılı … Kanunun 4.maddesi gereğince nihai tüketiciye yapmış olduğu satış miktarı üzerinden %2 oranında … payı ödemekle yükümlü olup, … tarafından gelen tüketim kayıtları ile davalının davaya konu 2011-2012 dönemi arasında son tüketiciye … satışı yaptığının tespit edildiği, davalının satış yapılan miktar üzerinden … payını 3093 sayılı Yasanın 5.maddesinde düzenlenen sürede …’ye ödediğini kanıtlamakla yükümlü olduğu, kanunda belirtilen süre içerisinde ödeme yapılmaması halinde davacının 3093 sayılı Yasanın 5. maddesi ve 6183 sayılı Yasa hükümleri gereğince gecikme zammı miktarı kadar gecikme faizi talep edebileceği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya ve değerlendirilmeye göre davanın söz konusu dönem için ödenmesi gereken … payının eksik ve süresinde ödenmemesi nedeniyle davanın kısmen kabulü ile ödenmeyen 5.467,80TL … payı ile 4.669,50TL gecikme faizi olmak üzere 10.137,30TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ödenmeyen 5.467,80TL … payı alacağına dava tarihi olan 27/11/2017 tarihinden itibaren 6183 sayılı Yasanın gecikme zammı oranında değişen oranlarda gecikme faizi uygulanmasına, gecikme faizi üzerinden faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, yerel mahkeme tarafından eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davalıya yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı, 3093 sayılı Yasanın 4. ve 5. maddeleri uyarınca ödenmesi gereken … enerji payının davalı tarafça ödenip ödenmediği, ödenmemiş ise borcun miktarı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu’na dayalı … Enerjisi … Payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
5784 sayılı Kanunla değişik 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu’nun 4/c bendinde “ Nihai tüketiciye … enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, … enerjisi satış bedelinin (sanayi … belgesine sahip sanayi işletmelerine yapılan … enerjisi satışı hariç) yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler.” düzenlemesi mevcuttur.
3093 sayılı … Gelirleri Kanunu’nun 5.maddesi (c) fıkrasında “Nihai tüketiciye … enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişilerce, bu Kanunun 4 üncü maddesinin (c) bendine göre hesaplanacak bedeller en geç tahakkuku takip eden ikinci ayın yirmibeşinde Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun göstereceği banka hesabına ödenir ve tahakkuk cetvelleri aynı süre içinde Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna gönderilir.
Nihai tüketiciye … enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler üçer aylık dönem bilânçoları kesinleştiğinde, o dönemin ödemeleri ile bilançoya göre ortaya çıkacak farklar müteakip ayın sonuna kadar taraflarca mutabakatı yapılarak tasfiye edilir.
Ödemelerin geciktirilmesi halinde, her geçen ay ve kesri için, nihai tüketiciye … enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişilere 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda öngörülen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Kurum alacağı 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerince takip ve tahsil olunur.
” hükmü yer almaktadır.
Davalı vekilinin usulsüz tebligata yönelik istinaf istemi yönünden yapılan incelemede; davanın öncelikle davalı … …. yöneltildiği, muhatap tanınmadığından bahisle tebligatın bila tebliğ iade edildiği, … … Müdürlüğü yazı cevabına göre, davalı şirketin 29/04/2014 tarihli ünvan değişikliğine uğradığı ve … AŞ. adını aldığı, mahkemece bu defa şirketin … siciline kayıtlı adresine yapılan tebligat usulüne uygun olmakla birlikte adresin kapalı olması nedeniyle bila tebliğ iade edildiği, sonraki yargılama sürecinde tüm tebligatların şirketin … sicilinde kayıtlı adresine ve Tebligat Kanunu 35. maddeye uygun şekilde gerçekleştirildiği anlaşılmakla bu husustaki istinaf sebebine itibar edilmemiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı şirketin 2011-2012 dönemine ait … enerjisi gelirinden elde ettiği … payının 132.898,22TL olduğu, bu borca yönelik olarak davalı şirket tarafından davacı kurum hesabına vade tarihinden sonra yatan miktarın 133.837,52TL olduğu, bu tutarın öncelikle faiz borcuna olmak üzere 6.407,10TL’sinin gecikme faizine, 127.430,42TL’sinin anapara borcuna mahsup edildiği, sonuç olarak, davalının 5.467,80TL … payına 4.669,50TL gecikme zammı oranında gecikme faizi yürütülmesi ile toplam 10.137,50TL bakiye borcunun bulunduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamı, mali denetçi raporları ile uyumlu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmekle ilk derece mahkemesince, hesaplanan borç miktarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 692,48TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 173,10TL (118,70TL+54,40TL) harcın mahsubu ile bakiye 519,38TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/09/2021

.