Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2020/812 E. 2021/1228 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

….
KARAR TARİHİ : 07/07/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2019
NUMARASI :…

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından 18/10/2016 tarihinde …… 25/06/2016 tarihinde …. şebekesinin hasara uğratıldığını, davacı şirket tarafından davalıdan alacağın tahsili talep edildiğini, davalı tarafından herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini belirterek 8.674,44TL alacağın hasar tarihinden itibaren işleyecek TCMB’nin yasal faiz oranları ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; idari bir eylem söz konusu olduğunda 2577 sayılı Yasa’nın 2/1-b maddesi gereğince görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu, kurum içi yapılan yazışmalar sonucunda 25/06/2016 tarihinde Ankara …… davalı kurumca bahsi geçen bölgelerde herhangi bir çalışma yapılmadığını, iddia edilen hasarın oluştuğuna dair adli yargı itfaiye tutulan tutanak olmadığını, davayı kabul etmemekle birlikte aleyhe hüküm kurulacak olsa bile hasardan dava dilekçesi ile haberdar olunduğundan dava tarihinden itibaren faiz işletilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davalının 18/10/2016 tarihinde … Mahallesinde alt yapı çalışması yaptığı, aynı tarihte meydana gelen zararın alt yapı çalışmasından dolayı meydana geldiği mahkemece kabul edilmekle birlikte davalı çalışmalarla ilgili davacı şirkete faksla bildirimde bulunduğunu iddia etmiş ise de; söz konusu belgenin fakslandığına ilişkin belge sunamadığından meydana gelen zarardan tamamen kusurlu olduğu yönünde kanaat oluştuğu, denetime elverişli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü ile 1.833,47TL’nin haksız fiil tarihi olan 18/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yerel mahkemenin 25.06.2016 tarihinde meydana gelen zararın davalı tarafından gerçekleştirildiğinin taraflarınca ispat edilmediği yönündeki tespitinin mesnetten yoksun olduğunu, müvekkil şirket hasarın giderilmesi neticesinde ortaya çıkan işçilik ve malzeme masraflarını anlaşmalı olduğu taşeron firmaya ödemiş olduğundan, hasarın davalı tarafından meydana geldiğinin sabit olduğunu, dosyaya bildirmiş oldukları görgüye dayalı bilgisi olan tanıklarının kendisine davetiye gönderilmesine rağmen dinlenmediğini, bilirkişi raporunda 18.10.2016 ve 25.06.2016 tarihli hasarlara ilişkin işçilik ve malzeme bedellerini davalı taraftan talep edebileceklerinin tespit edildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davalının haksız fiil niteliğinde eylemi bulunup bulunmadığı, dava konusu zararlara davalının sebebiyet verip vermediği ve zarar tutarı ile tüm delillerin toplanıp toplanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince tüm deliller toplanmış, davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi rapor ve ek raporları dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi 24/01/2019 tarihli 2. ek raporunda; davalı tarafından dosyaya yeni kazandırılan belgeye göre hasar mahallinde davalının çalışma yaptığı konusunda herhangi bir şüphenin bulunmadığını, dosyaya faks/teyit belgesi kazandırılması gerekirken faks bildirim belgesi eklendiğini, bu belge ile faksın davacıya gönderilip gönderilmediğinin teknik olarak tespitinin mümkün olmadığını, 18/10/2016 tarihli hasara ait malzeme bedelleri ve işçilik bedelleri+KDV olmak üzere toplam 1.883,47TL olduğunu, 25/06/2016 tarihli hasara ait malzeme bedelleri ve işçilik bedelleri ve KDV olmak üzere toplam 6.840,98TL olduğunu, bu hasarla ilgili hasarın … tarafından yapıldığını, dosyaya davalı tarafından son kazandırılan 18/10/2018 tarihli yazı ekindeki 07/11/2016 tarihli yazı ile sabit olduğunu, davacının bu tutarı talep etme hakkı olduğunu belirtmiş, ilk derece mahkemesince 25/06/2016 tarihinde meydana geldiği iddia edilen zarar ile ilgili tutanakta davalının herhangi bir imzası olmadığından, davalının o tarihte herhangi bir alt yapı çalışması olmadığını belirtmekle söz konusu hasarın davalı tarafından gerçekleştirildiği davacı tarafından ispat edilemediğinden 25/06/2016 tarihli olayla ilgili zarar için açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf istinaf başvuru dilekçesinde tanıkları …’in söz konusu hasara ilişkin görgüye dayalı bilgisi bulunması nedeniyle tanık olarak dinlenmek üzere adına tebligat çıkartıldığını, tebligata rağmen taraflarınca tanık delilinden vazgeçtiklerine dair bir beyanları olmamasına rağmen davetiye ile duruşmaya çağırılan tanık dinlenmeksizin hüküm kurulduğunu belirtmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, 11/10/2018 tarihli duruşmada verilen 3 no’lu ara karar gereğince davacı tanığının dinlenmesi için adına duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmasına karar verildiği, tanık adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen 21/02/2019 tarihli duruşmada tanık yoklaması yapılmadan ve tanık dinlenmeden karar verildiği anlaşılmıştır.
HMK’nın 353/1-a-6 maddesinde;”(Değişik:22/7/2020-7251/35 md.)Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” halinde, bölge adliye mahkemesi tarafından esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapılmadan kesin olarak karar verileceği hususu düzenlenmiştir.
Somut olayda, hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında ve dava dilekçesinde açıkça belirtilen 25/06/2016 tarihinde meydana gelen hasarın davalı tarafından meydana getirilip getirilmediğinin tespiti açısından adına tebligat çıkarılmasına rağmen dinlenilmeyen tanık …’i tanık sıfatı ile dinlenilmesi ve tanık beyanı ile dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Davacı tarafın istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin duruşma yapılmadan KABULÜ ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/02/2019 gün ve…
sayılı kararının HMK’nın 353.maddesinin 1.fıkrası (a) bendinin 6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA
2)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3)Davacı tarafça istinaf başvurusu sırasında peşin yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddenin 1.fıkrasının a bendinin 6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021

….