Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2020/68 E. 2021/555 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ


KARAR TARİHİ : 30/03/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2019
NUMARASI : ..


DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait iletkenlerde ve varlıklarda davalı tarafından toplam 28 adet farklı hasara sebebiyet verildiğini, meydana gelen hasara ilişkin işçilik bedellerinin …. AŞ tarafından giderilmiş olduğunu, yapılan işçilik bedelinin ise davacıya faturalandırıldığını, söz konusu zararı meydana getiren olaylar sonucunda, davalı kuruma hasar bedellerinin ödenmesi için başvurulduğunu, ancak sonuç alınamadığını, hasar bedellerinin tahsili için davalı aleyhine Ankara 15. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin söz konusu hasarın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacı tarafça talep edilen hasarların davacının söz konusu kabloları yönetmeliğe aykırı döşemiş olmasından kaynaklandığını, hasarların meydana geldiği yerlerde çalışmaya başlanmadan önce davacıya bildirim yapıldığını savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davacının kabloları yönetmeliğe uygun döşememesi nedeniyle takdiren %20 müterafık kusur indirimi yapılarak davacının dava konusu icra takibinde 70.426,37TL asıl alacak, 3.132,03TL işlemiş faiz talep edebileceği, davacının işlemiş faizin KDV’si talebinin yerinde olmadığı, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olmadığı, davacı icra takibi yapmakta kısmen haksız olsa da kötüniyetli sayılamayacağından davalının kötüniyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu olayın davacının kabloları usulüne uygun döşememesi ve kendisine yapılan bildirimlerin gereğini yerine getirmemesi nedeniyle kendi kusuru sonucu meydana geldiğini, dosyaya sunulan deliller yeterince incelenmeden karar verildiğini, çalışmalara başlanmadan önce gerekli bildirimlerin yapıldığını, icra takibine konu edilen alacaklarda haksız fiile KDV işletilmesinin talep edildiğini ve bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: İcra takibine konu alacağa esas zararın gerçekleşip gerçekleşmediği, zarara neden olan olayda tarafların kusur durumları ve alacağın miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tacirler arası haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takipte vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalının özensiz ve bilgi vermeden kazı çalışması yapması sonucu kablolarına zarar verdiğini, bu zararın bir başka şirketten işçilik hizmeti alınarak giderildiğini, zararın ödetilmesi için başlatılan icra takibine davalı/borçlunun haksız itirazının iptalini istemiş, davalı ise davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup davalı süresi içinde yukarıda yazılı sebeplerle istinaf isteminde bulunmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ve istinaf kanun yoluna başvuran tarafın sıfatı ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava haksız fiilden kaynaklanmakta olup, davanın kanuni dayanağının Türk Borçlar Kanunu 49-76. maddeleri olduğu tespit edilmiştir.
İlgili kanun maddeleri şöyledir.
Türk Borçlar Kanunu 49/1. maddesi, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu 50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”
Türk Borçlar Kanunun 52. maddesinde “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” hükmü yer almaktadır.
30.11.2000 tarih ve 24246 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin 58. maddesinin “b) Kabloların döşenmesi:” kısmının 11 ve 13. maddesi ile e bendinde “11) Yeraltına döşenecek kablolar, sokak ve alanlarda en az 80 cm derinliğe gömülmelidir. Bu yerlerin dışında en az 60 cm olmalıdır. Bu derinlik zorunlu durumlarda özel koruyucu önlemler alınarak 20 cm dolaylarında azaltılabilir.
13)Kablolar duruma göre toprak içine, kablo kanallarına yada duvarlara tutturulan delikli tavalara veya merdiven raflara döşenmelidir. Deliksiz yapılmış tavalarla kablo döşenmesi tavsiye edilmez. Toprak içine yerleştirilen kabloların altında ve üstünde yaklaşık 10 cm kalınlıkta elenmiş kum bulunmalıdır. Kablonun üzerindeki kumun üzerine ve aynı kanala döşenen AG ve YG kabloları arasına tüm kablo boyunca dolu tuğla veya en az 6 cm kalınlıkta beton plaka veya plastik vb. malzemelerden yapılmış koruyucu elemanlar yerleştirilmelidir. Böylece çukuru açan işçilerin kazma darbelerinden kablo korunmalı ve orada kablo bulunduğu önceden anlaşılmalıdır. Bu koruyucunun yaklaşık 30 cm üzerine ise en az 10 cm genişliğinde polietilenden yapılmış uyarı şeridi konulmalıdır.
e) Kablo yerlerinin işaretlenmesi: Kablo tesisleri bulunan kuruluşlar, bunların yerlerini tam olarak işaretleyerek bu kabloların geçiş güzergahlarını gösteren planları, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ilgili belediyelere, diğer yerlerde de ilgili mülki idare amirliklerine vermelidir. Yer altı kablo güzergahları kaplamasız yerlerde işaretli beton kazıklarla, kaplamalı yerlerde oyulmuş işaretlerle belirtilmelidir. Şöyle ki güzergahı görünmeyen kablolar (mesela hendek içindekiler), kablo güzergahı ve niteliği anlaşılacak şekilde işaretlenmelidir.
Bu çerçevede düz güzergah maksimum 100 m’de bir, ek ve branşman yerleri dönüş noktaları vb. yanılgıyı önleyecek şekilde işaretlenmelidir. Bu işaretler yerine göre beton kazık, pirinç veya döküm levha yada kaldırım kaplamasında oyulmak suretiyle yapılmalıdır.” hükmü yer almaktadır.
Yapı İşlerinde İş Güvenliği Tüzüğü’nün 20.maddesinde “Kazı işlerinin yapılacağı yerlerde; elektrik kabloları, gaz boruları, suyolları, kanalizasyon ve benzeri tesisatın bulunup bulunmadığı hususu önceden araştırılacak ve duruma göre gereken tedbirler alınacaktır.” ifadeleri bulunmaktadır.
Ankara Altyapı Koordinasyon Merkezi Çalışma Usul ve Esasları Uygulama Yönetmeliğinin ”Alt Yapı Tesis Çalışmalarının Yürütülmesi” kenar başlığını taşıyan 15. maddesinin m bendinde, “Alt yapı kuruluşlarına ait tesis bulunduğu kısımlarda çalışmayı yaptıran kurum, kuruluş, özel veya tüzel kişiler kazı yerinde bu kuruluşlardan gözlemci bulunmasını sağlayacak, diğer kurumların alt yapı tesislerinde çalışma sırasında meydana gelecek zararlardan kazıyı yaptıran veya yapan kurum, kuruluş, özel veya tüzel kişiler sorumlu olacaktır. İlgili zararın tahsil edilmesi zararı veren ve zarara maruz kalan taraflar arasında gerçekleştirilir.” ibaresi yer almaktadır.
Ankara 15. İcra Müdürlüğünün…. Esas sayılı icra dosyasında alacaklı …. hakkında 20/05/2015 tarihinde 88.032,95TL asıl alacak, 3.558,59TL gecikme faizi, 640,54TL işleyen faizin KDV’si olmak üzere toplam 92.232,08TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, süresinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Takip talebine ek belgelerden alacaklının 15/10/2014- 10/12/2014 tarihleri arasında Ankara’nın farklı yerlerinde toplam 28 adet hasarla ilgili fatura ve eki hasar tutanağı sunduğu görülmüştür. Fatura içeriklerinin malzeme ve işçilik bedellerinden oluştuğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından 2014 yılı içinde yapılan “… işi” çalışmaları sırasında davacı şirkete ait elektrik kablolarına ve iletken hatlarına zarar verildiği dosya kapsamı ile sabit olup, somut olaydaki asıl uyuşmazlık noktası, meydana gelen olayda davalı şirketin kusurunun bulunup bulunmadığı ve söz konusu zarardan sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesi tarafından, meydana gelen olayda davalının kusurunun bulunup bulunmadığı ve zararın miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 02/09/2016 havale tarihli bilirkişi raporu ile 03/09/2018 tarih ve 19/11/2018 tarihli ek raporlarda özetle, “…davalı şirketin davacıya bildirimler gönderdiği ancak bildirimlerde nerede çalışma yapılacağına dair bilgilerin tam olarak belirtilmediği ancak buna rağmen kaldırım yenileme çalışması için eski kaldırımın sökülmesi ve yenisinin döşenmesi için en fazla 40.cm yer altına derine inilmesi gerektiği, buna rağmen davalının kabloları yönetmeliğe uygun derinlikte döşemediğinin açık olduğu, bu nedenle davacının kablolarının hasar gördüğü, müterafık kusur değerlendirmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, zarar yönünden yapılan incelemede ise; kablo zararlarının dava dışı … şirketinden hizmet alınarak giderildiği, bu firma tarafından düzenlenen ve icra takibine dayanak teşkil eden faturaların zararın mahiyeti ve piyasa rayiçlerine uygun olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosyada mevcut, davalının beyan dilekçesi ekinde sunulan belgelerden, davalı şirkete iş emri verilen mahallere ait çalışmalara başlanılmadan önce davacının da içerisinde yer aldığı altyapı kurum ve kuruluşlarına genel duyuru yapılmasına ilişkin yazı örneklerinin yer aldığı, nerede, ne zaman çalışma yapılacağına dair bildirim yapıldığının ispatlanamadığı gibi genel bildirim yazıların dahi davacı şirkete … yoluyla tebliğ edildiğine dair dosyada kanıt ve belge bulunmadığı anlaşılmıştır.
… Yönetmeliğinin yukarıda zikredilen 15/m bendi dikkate alınarak, yapılan kazı çalışmalarının davacı idareye usulüne uygun şekilde tebliği ve çalışma alanında gözlemci bulundurulmasını sağlama yükümlüğünün davalı şirkete ait olduğu, davalının bu yükümlülüğü gereğince yerine getirmediği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı kabloları standartlara uygun döşememişse de, davalının da çalışma bildirimini yerine getirmediği, bildirim yaparak davacının eleman görevlendirmesine imkan tanınsa idi bu kadar zarar oluşmayabileceği hatta belki hiç zarar oluşmayacağı nazara alındığında, davacı/alacaklının uygun derinlikte kablo döşememesinin zararla illiyet bağını kesecek mahiyette olmadığı sonucuna varıldığından, davacı/alacaklının %20 müterafık kusurunun bulunduğu yönündeki ilk derece mahkemesi kabulüne Dairemizce de iştirak edilmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından gerekçeli kararda resen müterafık kusur indirimi yapılarak bulunan zarar miktarının dosya kapsamına uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 5.024,77TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.256,20TL harcın mahsubu ile bakiye 3.768,57TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2021


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza