Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2020/51 E. 2021/509 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/51 – 2021/509
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/51 Esas
KARAR NO : 2021/509
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : . . (.)
ÜYE : . . . (.)
ÜYE : . . (.)
KATİP : . . (.)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2019
NUMARASI : 2.

DAVACI : . . . .
VEKİLİ : Av. .
DAVALI : 1 -.
VEKİLİ : Av. .
DAVALI : 2 -.
VEKİLİ : Av. .
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait …… tesisinin …. merkezi ile bağlantısını sağlayan ve mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan enerji nakil hattının ….’ın taşeron firması olan …… İnş. Ltd.Şti. tarafından yapılan çalışmalar esnasında hasara uğradığını, davalı ……. İnş. Ltd.Şti. çalışanlarının yaptığı geçici tamirin yeterli olmadığını, iklim koşullarının ağırlaşması, buz ve rüzgar yükünün oluşması neticesinde hasara uğrayan kısmın tamamen saçaklanarak, üretimin durmasına neden olduğunu, hasarın tespiti ve onarımı için ………….AŞ’ye iş verildiğini, bu şirket tarafından hasar tespit edilerek, acil önem arzeden kısmının onarıldığını, bu çalışmalar için müvekkili şirketin 15.522,90TL ödeme yaptığını, bu hasar ve onarım yapılması sırasında üretim yapılamadığını, genel üretim kaybı olarak 18.851,74TL, yakıt tüketimi olarak 2.686TL ile toplam 21.537,65TL zararlarının oluştuğunu, ayrıca hattın eski hale getirilmesi için oluşacak maliyetin 92.326TL+KDV olduğunu, söz konusu hasarın …. tarafından yürütülen işlerden kaynaklı oluştuğunun tespit edildiğini, açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile hasarın giderilmesi için harcanan 15.522,90TL ve kar kaybı olarak 21.537,65TL olmak üzere toplam 37.060,55TL’nin faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, hattın davalılar tarafından eski hale getirilmesine karar verilmesini, yerine getirilmediği taktirde taraflarından yapılacak masrafların davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın re’sen yasal hak düşürücü sürede açılıp açılmadığının tespiti ve zamanaşımı süresinin tetkiki ile süresinde açılmamış haksız davanın reddi gerektiğini, davacı firmanın Üçgen-2 … tesisinin işletmecisi olduğunu, ….’in … ilinde faaliyette bulunduğunu, HMK’unun 16.maddesi uyarınca yetkili mahkemenin …. Mahkemeleri olduğunu ve yetki itirazında bulunduklarını, haksız fiilden kaynaklanan bütün uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu ve görev itirazında bulunduklarını,müvekkili kurumun işbu davada taraf sıfatı bulunmadığını, zira herhangi kusur ya da sorumluluğu bulunmadığını, husumetin …….. İnş.Ltd.Şti.’ne yöneltilmesi gerektiğini, bu suretle husumet yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin oluşan zararda kusur ya da sorumluluğu bulunmadığını,yüklenici ve alt yüklenicilerin sorumluluğuna ilişkin hususlarda Yapım İşleri Şartnamesinde yer alan hükümler doğrultusunda; taahhüt konusu yapım işinin her türlü sorumluluğu, kesin kabul işlemlerinin idarece onaylanacağı tarihe kadar tamamen yükleniciye ait olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……… İnşaat Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde açıkladığı zararı, müvekkili şirketin meydana getirdiğine dair hiçbir kanıt olmadığını, müvekkili ile taşeron firma arasındaki sözleşmenin 9.maddesine göre 3.şahıslara verilecek zarar ziyandan taşeron firmanın(………….) sorumlu olduğunu, açıklanan nedenlerle öncelikle davanın …………-……… firmasına ihbar edilmesini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davalı …….. yüklenicisi konumunda olan diğer davalı ……….. İnşaat Ltd.Şti.’nin taşeronu olarak olay yerinde çalışmakta olan ………… firmasının yaptığı çalışmalar esnasında kullandıkları kılavuz iletkenin, davacı şirketin daha önce tesis ettiği Üçgen 2 …. tesisinin …. trafo merkezi ile bağlantısını sağlayan enerji nakil hattının ….,,…. no’lu direkleri arasındaki ……..na teması ve sürtünmesi suretiyle hasar verdiği, bu suretle davalıların oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olduklarının anlaşıldığı, her ne kadar davalı …. vekili, yüklenici firma ile aralarında imzalanan sözleşme gereği sorumluluklarının bulunmadığı, yüklenici olan diğer davalının sorumlu olduğunu beyan etmiş ise de, bahse konu sözleşme hükümleri, işbu sözleşmenin tarafları olan davalıların iç ilişkilerinde uygulanacak olup 3.kişi konumunda olan davacıya karşı ileri sürülemeyeceğinden, davalıların müteselsilen davacıya karşı sorumlu oldukları sonucuna varıldığı, hükme esas alınan 15/11/2017, 25/02/2019 ve 02/09/2019 tarihli kök ve ek bilirkişi raporlarında kısmi onarım bedelinin 10.840 TL olduğu, hasarlanma olayı nedeniyle davacının uğradığı üretim kaybı bedelinin 18.851,74 TL, yakıt bedeli toplamının 2.686,00 TL, eski hale iade maliyetinin 65.709,53 TL olduğu tespit edilmiş olup, her ne kadar … no’lu direkler arasında 4 iletkende hasar oluştuğu rapor içeriklerinde belirtildiği halde, hesaplama yaparken 2 iletkenin kablo metraj uzunluğu dikkate alınarak, eski hale iade maliyetinin 65.709,53 TL olarak tespit edildiği görülmüş ise de, işbu maddi hatanın düzeltilmesi için yeniden ek rapor alınmasına gerek görülmemiş olup, 4 iletkende hasar oluştuğu ve … m. iletken gerekli olduğu kabul edilerek, re’sen eski hale iade masrafı hesaplanarak toplam 108.414,61TL olduğu sonucuna ulaşılarak, davanın kısmen kabulü ile, 10.840TL onarım bedeli, 21.537,65TL kar kaybı(üretim kaybı ve yakıt bedeli) olmak üzere toplam 32.377,65TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, dava konusu hasara uğrayan 82-91 nolu direkler arasındaki iletken tellerin davalılarca eski hale getirilmesine(eski hale iade bedelinin 108.414,61 TL olduğunun tespitine) karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; usule ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, bir haksız fiil birden fazla kişi tarafından işlenmiş ise kişiye açılacak tazminat davasının ortak yetkili mahkeme olan haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde görüleceğini, dilekçede belirtilen Yargıtay kararı doğrultusunda davanın … Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, ayrıca davanın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini,
Müvekkil kurumun bu davada taraf sıfatının bulunmadığını, zira kurumun anılan davaya ilişkin herhangi bir kusur veya sorumluluğunun bulunmadığını, husumetin yöneltilmesi gereken kurumun …… Limited Şirketi olduğunu, bu nedenle davanın teşekkülleri açısından esasa girilmeksizin usulden reddine karar verilmesi gerektiğini,
Bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde belirttikleri üzere üretim kar kaybı olarak ortaya konan bedel hesabı yapılmış ise de, ilgili tarihlerde yük alma talimatlarının ne olduğu ve günlük kaç MWh’lik enerji üretimi yük alma talimatının(YAL) olduğuna dair inceleme yapılmadığını, ilgili ….i Müdürlüğüne ait belgeler temin edilerek rapor ekine konulmadığını, bu anlamda söz konusu tarihlerde ….’in çalışıp çalışmayacağına dair bir kanıt olmayıp davacı tarafından sunulan CD’de yer alan değerlerle üretim kaybının hesaplandığını, bu yönüyle mahkemece verilen kararın eksik ve hatalı incelemeye dayandığını,
Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını,… no’lu direklerde meydana gelen hasarın giderilmesi için…direkler arası durdurucu etabın tamamının yenilenmesi söz konusu edilerek 108.414,61TL gibi çok yüksek bir maliyet ortaya konulduğunu ve hangi gerekçelerle etabın tamamının yenilenmesi gerektiğinin açıklanmadığını, istinafa konu mahkeme kararının bu yönüyle hatalı olduğunu, eksik ve hatalı değerlendirme içeren bilirkişi raporuna itibar edilmemesi gerekirken mahkemece resen eski hale iade bedelinin hesaplanarak bilirkişi raporunu destekleyici ve hatta eski hale iade bedelinin resen araştırılmasının da kararın eksik ve hatalı incelemelere dayandığının bir göstergesi olduğunu, 03/05/2019 günü celsesinde dosyaya kazandırılan CD’ye ilişkin olarak bu aşamada sunulan delile muvafakat etmediklerinin belirtilmiş olmasına ve HMK’nın 141/1 maddesi hükmüne rağmen davacı tarafından sunulan CD’ye göre hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas teşkil etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik ve hatalı incelemelere dayalı olarak verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ………. İnşaat Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin hasarın tespiti ile zarar ve eski hale getirme bedellerine ilişkin tespit ve değerlendirmelerine katılmalarının mümkün olmadığını, anılan nedenlerle kararın tüm alacak kalemleri açısından kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak hukuka uygun ve müvekkil ………. İnşaat Ltd. Şti. lehine bir karar verilmesini talep ettiklerini,
Dosya kapsamına bildirilen ve dinlenmesi talep edilen tanıkların dinlenmeden esas hakkında hüküm kurulduğunu, bu nedenle müvekkilin savunma hakkının kanuna aykırı olarak sınırlandırıldığını ve adil yargılanma, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğinin açık olduğunu, dava konusu zararın meydana gelmesinde müvekkilin hiçbir kusurunun bulunmadığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmeler neticesinde dava konusu edilen hasarın ihbar olunan …………-………… firması tarafından gerçekleştirilen …Kvluk iletim hattının montaj çalışmaları sırasında ve kasıt unsuru olmaksızın kazaen meydana geldiğinin belirtildiğini, hal böyle iken müvekkil şirketin kendi kusuru ve ihmali nedeniyle meydana gelmeyen bir kazadan sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkemece varsayımsal ve teknik incelemeden uzak eksik ve hatalı bilirkişi raporları dikkate alınarak verilen kararın taraflarınca kabule edilmesinin mümkün olmadığını, dosya kapsamında hasar tespitine ilişkin yapılan değerlendirmelerin hatalı olduğunu, eski hale getirme bedelinin fahiş hesaplandığını, yerel mahkemece yapılan hesaplamanın da hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda onarımı yapılmayan ve miktarı kesinleşmeyen hasarla ilgili fahiş oranda gider hesabı çıkartılmasının açıkça hukuka, yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, nitekim bu hesabın afaki bir hesaplama olduğunda şüphe olmadığını, onarımı dahi yapılmayan bir hasar için hasar hesabı yapılmasını kabul etmediklerini, 28/03/2016 tarihli taşeron sözleşmesi dikkate alınmadan bir takım tespitler yapıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Öncelikle, davalı tarafın mahkemenin görev ve yetkisine yönelik yapmış olduğu itirazların yerinde olup olmadığı, davalıların haksız fiil niteliğinde bir eylemi bulunup bulunmadığı ve meydana gelen zarar miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan Kanun maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir. Aynı Kanun’un 5/2. maddesinde ticari davaların, ayrı asliye ticaret mahkemesi olan yerlerde o yerdeki asliye ticaret mahkemesinde görüleceği hükme bağlanmış, maddenin 3.fıkrasında; asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak belirlenmiştir.
Eldeki dosyada; taraflar tacir olup; davalı tarafın ticari faaliyeti sırasında dava konusu haksız fiili gerçekleştiği iddia olunmuştur. Bu eylem her iki tarafın ticari işletmeleriyle ilgilidir. Tarafları da tacir olan uyuşmazlığın ticari dava olarak asliye ticaret mahkemesinde görülüp çözülmesi doğru olduğundan davalı …. vekilinin davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği yönündeki istinaf isteminin yerinde olmadığı görülmüştür.
Bilindiği gibi ilke olarak bir davada, davalı sayısı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılabileceği gibi (HMK m. 7/I; HUMK’nın m. 9/II.c.1), aynı Kanun’un 16. maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.
HMK’nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde de esasen HMK’nin 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözkonusu değildir. Yasa koyucunun maddenin düzenlenmesinde ortaya koyduğu gerekçeden de bu durum anlaşılmaktadır. Adalet Komisyonu Gerekçesinde haksız fiilden doğan davalarda uygulamada ve doktrinde oluşan görüşler dikkate alınarak haksız fiilin işlendiği yer dışında zararın meydana geldiği yer, gelme ihtimalinin bulunduğu yer ve karşılaştırmalı hukuktaki örnekler de dikkate alınarak zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olarak kabul edilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/10/2017 tarih 2016/17378 Esas 2017/8966 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, dava sebebi olan haksız fiil halinde dahi HMK’nin 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olması gözönüne alındığında bu maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK 7/I. maddesi gereğince haksız fiilin vuku bulduğu yerin tüm davalılar için kesin yetkili mahkeme olarak kabul edilmesi ve HMK’nin 6. maddesinde düzenlenen genel yetkili mahkeme yetkisinin kaldırdığı şeklindeki bir yorum mümkün değildir. (H.G.K. 2013/11-2359 E.-2015/1443 K.)
Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
HMK’nun 16. maddesinde, haksız fiilden kaynaklanan davalarda diğer yetkili yerlerin yanında haksız fiilin işlendiği, zararın meydana geldiği ve zarar görenin yerleşim yeri de yetkili kabul edilmiştir.
Somut olayda, dava haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini davası olduğundan zarar gören davacının yerleşim yerinin Ankara olması nedeniyle davalı …. vekilinin davaya haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi olan … Mahkemelerinde bakılması yönündeki istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesi kararının gerekçesinde “Her ne kadar…no’lu direkler arasında 4 iletkende hasar oluştuğu, rapor içeriklerinde belirtiği halde hesaplama yapılırken 2 iletkenin kablo metraj uzunluğu dikkate alınarak, eski hale iade maliyetinin 65.709,53 TL olarak tespit edildiği görülmüş ise de, iş bu maddi hatanın düzeltilmesi için yeniden ek rapor alınmasına gerek görülmemiş olup, 4 iletkende hasar oluştuğu ve … m. iletken gerekli olduğu kabul edilerek, re’sen eski hale iade masrafı hesaplanarak, toplam 108.414,61 TL olduğu sonucuna ulaşılarak” şeklinde açıklamaya yer verilerek eski hale getirme bedeli hesaplanmış ise de, mahkemece resen yapılan hesaplamanın dayanağının anlaşılamadığı, hükme esas alınan rapor içeriği ile resen yapılan hesaplama arasında çelişki söz konusu olduğu kanaatine varıldığından bu çelişkinin giderilebilmesi ve davalı tarafça bilirkişi raporuna yapılan tüm itirazları cevaplar şekilde ek rapor alınması için dosyanın aynı bilirkişi heyetine tevdi edilerek yeniden alınacak rapor doğrultusunda karar verilmesi gerektiği halde bu eksiklikler giderilmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
7251 sayılı Kanunla değişik HMK’nın 353/1-a-6 maddesinde; mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde bölge adliye mahkemesi tarafından esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapılmadan kesin olarak karar verileceği hususu düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmaksızın kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/10/2019 gün ve … Esas,… Karar
sayılı kararının HMK’nın 353.maddesinin 1.fıkrası (a) bendinin 6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA
2)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3)Davalılar tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan istinaf karar ve ilam harçlarının talep halinde davalılara iadesine,
4)Davalı Türkiye …….. AŞ’nin istinaf başvurusunun haklı görülmesi nedeniyle Ankara 8. İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyasına teminat mektubu olarak yatırılan teminatın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 36/5. maddesi gereğince adı geçen davalı/borçluya geri verilmesine,
5)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddenin 1.fıkrasının a bendinin 6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2021

Vedat YILDIRIM
Başkan
.
e-imza
.
Üye
.
e-imza
.
e-imza
.
Katip
.
e-imza