Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2020/357 E. 2021/785 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

….
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin cam imalatında bulunduğu fabrikasında 26.10.2018 tarihinde … kesintisi meydana geldiğini, … … … A.Ş.’ne arızanın bildirildiğini, ……. arızası hakkında görüşme sağlandığını, yapılan görüşmede arızanın nedeninin … … A.Ş.’nin taşeron firması olan … … şirketi tarafından …. köyü yolu üzerinde fiber altyapı kazı işlemleri yapıldığı sırada kepçe ile müvekkili şirkete ait ait yüksek gerilim kablolarına zarar verilmesinden kaynaklandığının bildirildiğini, kepçe ile yolda kazı yapan … … firması ile sağlanan görüşmede ekip şefi…. tarafından verilen bilgide fiber hattının iyileştirilmesi için yapılan çalışmada yüksek gerilim hattının üç adet kablosunun tamamen koparıldığının belirtildiğini, açıklanan durumun müvekkili şirket tarafından tutanak altına alınmak istenilmiş ise de imzadan imtina edildiğini, 26.10.2018 tarihinde … … … A.Ş’den hasar tespit raporu alınmış olup, alınan raporda; hasarın … … firması taralından …. … alt yapı kazı çalışması esnasında gerçekleştiği, hasarı yapan sorumlunun …. isimli personel olduğu ve hasar tespit tutanağını imzadan imtina ettiğinin belirlendiğini, meydana gelen haksız fiil sebebiyle müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın tazmini talebiyle Ankara 10. Noterliği 07.11.2018 tarih …. yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek davalılara 09.11.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirketlerden…., ihtarnameye cevap vermediğini, diğer davalı … şirketi keşide etmiş olduğu cevabi ihtarnamede; şirketin … sağlayıcısı olmadığını, hasarın şirket tarafından meydana getirildiğine dair yapılan bir tespit bulunmadığını, …’nın kesintisiz … sağlamak için tedbir almaması sebebiyle kusurlu olduğunu belirterek zarar talebinin kabul edilmediğinin bildirdiğini, müvekkili şirketin, kablolarının kopmasına neden olan hasar sebebiyle 26.10.2018 tarihinde 09:12-15:15 saatleri arası 6 saat 3 dk elektriksiz kaldığını, oluşan plansız … kesintisi nedeniyle müvekkili şirketin ciddi anlamda maddi kaybının meydana geldiğini, meydana gelen … kesintisi nedeniyle beyaz ve mavi yaka işçilik kaybının yaklaşık 20.000TL olup aynı gün ve sonraki günlerde fazla mesai çalışması ile kayıp giderilmeye çalışıldığını, söz konusu fazla mesainin müvekkiline maliyetinin ise yaklaşık 17.500TL olduğunu, kullanılan … 3 terimli tarife üzerinden hesaplandığından, kesinti zamanlarındaki tarife ile kayıpların karşılanması için kullanılan mesai zamanlarındaki tarife farklılığı (fazla mesai saat aralığı 18:00-22:00 arasına geldiğini) fazladan bir maliyet yaratıldığını, ayrıca tezgâhların tekrar çalışmaya hazır hale getirilmelerinden doğan ilave yaklaşık 1.500TL maliyetin oluştuğunu, müvekkilinin uğramış olduğu zarar miktarı net olarak bilinmemekle birlikte 39.000TL olarak hesaplandığını, ancak hasar sebebiyle gerçekleşen … kesintisinin yarattığı kaybın tam olarak tespit edilebilmesi açısından mahkemece belirlenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin zararına sebebiyet verilen olayda, haksız fiilin tüm unsurlarının bulunduğunu belirterek davanın kabulüne, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin uğradığı zararın net miktarının mahkemece tespitini, şimdilik 10.000TL’nin hasarın meydana geldiği tarihten itibaren avans faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; … … … firmasınca yapılan işin, ekte sunulan … adına yapıldığını, sözleşmenin her iki firma arasında imzalanmış olup, dolayısıyla yapılan iş … için yapılmakta olup bu iş esnasında verilen zararın müvekkili şirket ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, sözleşmede tanımlandığı yapılan işin eser sözleşmesi olduğunu ve asıl-alt işveren ilişkisinin olmadığını, 3. tarafa verilen zarardan müvekkili şirkete veya dava dışı … firmasına müşterek veya müteselsilen sorumluluk yüklenemeyeceğini, eser sözleşmesinde, kural olarak, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisinin bulunmadığını, yüklenici, iş sahibinden bağımsız olarak üstlendiği işi yapıp teslim etmekle yükümlü olduğunu, bu özellik dikkate alındığında, eser sözleşmelerinde bağımlılık ilişkisi, bir başka deyişle iş sahibinin adam çalıştıran sıfatı bulunmadığından sözleşme ile üstlenilen işin yerine getirilmesi sırasında yüklenicinin üçüncü kişilere zarar vermesi halinde iş sahibinin zarardan sorumlu tutulamayacağının kabul edildiğini, ziyan ve hasardan diğer davalı … firması sorumlu olup müvekkili şirketten tazminat istenmesinin hem esas hem de husumet yönü ile hukuka aykırı olduğunu, dava kabul edilmemekle birlikte; hayatın olağan akışına aykırılık teşkil edecek şekilde müvekkili şirket ve diğer davalıdan %100 kusurluymuş gibi tazminat istenmesinin de hukuka aykırı olduğunu, ayrıca talep edilen faiz ve tazminat miktarı fahiş olup hem bu yönü ile hem de söz konusu olayda tüm tarafların kusurlarının incelenmesi, kusur tayinin ve toplam hasar bedelinin uzman bilirkişiler marifetiyle tespiti gerektiğini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; firmasınca yapılan iş….adına yapılmakta olup verilen zarardan müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının hem husumet yönünden hem de illiyet bağı oluşmadığından hukuka aykırı olduğunu, yapılan işin kapsamı ve tarafları nedeniyle davanın esastan da reddi gerektiğini belirterek davanın esas, husumet ve işbölümü/görev yönü ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda özetle; nakil hattı döşenmesi sırasında davacıya ait … iletim hattına verilen zarar nedeni ile yaşanan … kesintisinden dolayı işçilik kaybı ve fazla mesai çalışmasından doğan zararın tazminine ilişkin olup, … mühendisi bilirkişi raporu ile 26.10.2018 tarihinde davalı … …AŞ tarafından yapılan çalışma sırasında davacı şirkete ait 3 yüksek gerilim hattının koptuğu, bu nedenle davacı şirkete 6 saat süresince … bağlantısı verilememesi nedeniyle davalı … şirketinin %100 kusurlu olduğu, diğer davalının da işveren sıfatıyla kusurlu olduğu, tespit edilen kesinti süresi ve davacı şirketin kayıtlarından söz konusu kesinti nedeni ile oluşan işçilik maliyetinin 20.886,78TL, fazladan tüketilen … maliyetinin 2.047,92TL olup davacının toplam maliyetinin (20.886.78+2.047.92=) 22.934.70TL olduğu da muhasebeci ve endüstri mühendisi bilirkişi raporu ile anlaşılmakla davacının ıslah ettiği davasının kabulü ile 22.934,70TL’nin hasarın oluştuğu tarih olan 26/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; keşif yapılmadan dosyanın bilirkişiye gönderildiğini, kusura ilişkin 13/06/2019 tarihli bilirkişi raporunun özensiz hazırlandığını ve bilimsel olmadığını, tespit dosyasındaki kusur raporu ile dosyadaki kusur raporu arasındaki çelişkinin giderilmediğini, tazminat miktarının doğru hesaplanmadığını, meydana gelen zararda davacının da kusurlu olduğunu belirterek Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sözleşmenin her iki firma arasında imzalanmış olduğunu, işin eser sözleşmesi olduğunu, müvekkili şirketten tazminat istenmesinin hem esas hem de husumet yönü ile hukuka aykırı olduğunu, davacı firmanın … kesintilerine karşı kendisinin de herhangi bir tedbir almadığını, bilirkişi raporunun da yanılgılı değerlendirme ile hazırlandığını, zarardan sorumluluğunun bulunmadığını belirterek Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davaya konu zararın gerçekleşip gerçekleşmediği, zararın miktarı ve davalıların zarardan sorumlu olup olmadıkları konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı … … AŞ.’nin taşeronu olan diğer davalı şirket tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında müvekkili şirkete … taşıyan yüksek gerilim hatlarının kopartılması nedeniyle şirketin elektriksiz kaldığı dönemdeki işçilik ve tarife farkından kaynaklanan … ücreti zararının ödetilmesi isteminde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş olup davalılar vekilleri süresi içinde yukarıda yazılı sebeplerle istinaf isteminde bulunmuştur.
Dosya kapsamından, davalı şirketler arasında düzenlenen sözleşme gereğince …. taşeronu olarak davalı … …. tarafından fiberoptik kablo döşeme çalışmaları sırasında Kazan ilçesi, … …. yolu üzerinde bulunan davacı …. fabrikasını besleyen yüksek gerilim kablolarının koptuğu, fabrikanın 26/10/2018 tarihinde gerçekleşen bu olay nedeniyle (09:12 ile 15:15) saatleri arasında 6 saat 3 dakikalık süreyle elektriksiz kalması nedeniyle imalatta bulunamadığı, bu açıklığın 27/10/2018 ve 28/10/2018 tarihlerinde yapılan fazla mesailerle giderilmeye çalışıldığı sabittir.
Davalı … … San. ve Tic. AŞ tarafından … dosyasında kusur oranı yönünden tespit yaptırıldığı, düzenlenen … mühendisi bilirkişi raporunda özetle; “yeraltı … hattının zarar gördüğü olayda … iletkenlerinin yolun solunda ve tahminen 40 mt içeride yeraltı kablosu ile direkten alınmış ve yolun sağında yaklaşık 40 mt yeraltında ilerledikten sonra direk üzerine çıkartılarak havai hatta dönüştürüldüğü, eğer çevredeki tesisat ve tesisler yeterince incelenmiş olsaydı yüksek gerilim yeraltı iletkenleri ile orada bir yol atlaması olduğu ve hattın mevcudiyetinin tahmin edilebileceği, yine ayrıca dedektör ile de yeryüzünden kablo güzergahlarını belirlemek mümkün olduğu halde tedbirsiz ve dikkatsiz bir şekilde iş makinesi ile kazı yapan … …. oranında kusurlu olduğu, … tesisleri kuvvetli akımları yönetmeliği gereğince yeraltı kablo geçiş güzergahını işaretlememiş olması nedeniyle de davacı … Şirketi’nin %20 oranında kusurlu ” olduğu yönünde görüş belirtildiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesi tarafından … mühendisi bilirkişiden alınan kusur raporunda ise; davacı şirketin kusurunun bulunmadığı, tüm kusurun davalı … … San. ve Tic. AŞ’de olduğu yönünde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Tespit dosyasında, davacının mülkiyetinde olmayan … tesisiyle ilgili uyarı işaretinin bulunmamasından dolayı davacıya %20 müterafık kusur verilmesinin, davacının sorumluluğunda olmayan bir konu esas alınarak verilmesi nedeniyle doğru olmadığı kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesince, davalıların %100 kusurlu olduğunun kabul edilerek karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun “Müteselsil sorumluluk” ana başlığının, “Dış ilişkide” alt başlığını taşıyan 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Böylece kanun koyucu birden fazla kimsenin müşterek kusurlarıyla bir zarara sebebiyet vermesi halinde, bu kimselerin zarara uğrayana karşı müteselsilen sorumlu olmalarını öngörmüştür. Aynı haksız eylemden değişik hukuki nedenlerle sorumlu olanlardan her biri zarar nedeniyle davacıya karşı müteselsil (zincirleme, dayanışmalı) olarak sorumlu durumundadırlar. Zarar gören, müteselsil sorumluların tümünden veya birinden (veya birkaçından) zararın tamamının veya bir kısmının tazminini talep edebilir.
Somut olayda dava konusu zararın gerçekleştiği kazı işinin asıl sahibinin davalılardan … AŞ olduğu ve işin yapılmasında denetim ve gözetim yükümlülüğünün bulunduğu anlaşıldığından, işi yapan şirketin eylemlerinden dolayı üçüncü kişilere verilen zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun bulunduğu sonucuna varılmış, … AŞ’nın buna yönelik istinafına itibar edilmemiştir.
Zarar yönünden yapılan incelemede;
6098 sayılı TBK’nın 49/1. maddesine göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Bir başka anlatımla haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar verici haksız fiile maruz kalan şahsın mal varlığında haksız fiil sonucu meydana gelen durum ile bu eylemden önce mevcut olan durum arasındaki fark davacının zararını oluşturacaktır. Zarara uğrayan kişinin iradesi dışında, haksız fiil neticesinde, mal varlığının aktifinde azalma ya da mal varlığının pasifinde çoğalma meydana getiren zararlar gerçek zararlardır. Burada zarar verici olay neticesinde kişinin mal varlığının mevcut miktarı ve değeri fiili olarak azalmış olmalıdır. Kaynağına, sebebine, zarar veren ile zarar gören arasındaki hukuki ilişkiye ve her somut olayda farklı şekillerde gündeme gelebilecek benzeri ölçütlere göre, zararın niteliği, kapsamı ve miktarı, her olayın kendine özgü yapısı içerisinde, değişen bir özellik gösterecektir. Açıktır ki, hükmedilecek tazminat, hiçbir şekilde zarar miktarından fazla olamaz. Zarar miktarı tazminatın azami sınırını teşkil eder… Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşamayacağından tazminat miktarının belirlenmesinde, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunlu olup; burada ilke, zarar doğurucu eylem, zarar görenin mal varlığında gerçekten ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da, o miktarda olmalıdır.
Somut olayda, davacının talep ettiği zarar kalemlerinden birisi olan işçilik giderleri ile ilgili yapılan hesaplamada hem … kesintisinin yaşandığı ve normal mesai saatlerine denk düşen süre için işçilere ödenen ücret ile fazla mesai için ödenen ücret zarar olarak kabul edilerek işçilik gideri olarak toplam 20.886,78TL tazminata karar verilmiş ise de, yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan gerçek zarar ilkesi kapsamında, davacı şirket normal mesai saatlerinde zaten işçilerine ücret ödeyeceği, olay nedeniyle yapılan fazla mesai ödemesinden kaynaklanan zararın ancak gerçek zarar kapsamında istenebileceği, bu miktarında bilirkişi raporuna göre (3.218,19+2.122,11) 5.330,30TL olduğu, elektirik kesintisi nedeniyle soğuyan fırınların yeniden ısıtılması için fazladan tüketilen … maliyetinin 2.047,92TL olduğu, davacının talep edebileceği toplam zararın 7.378,22TL sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A)Davalı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/11/2019 gün ve…. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
1)Davanın KISMEN KABULÜ ile, 7.378,22TL tazminatın 26/10/2018 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 504TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78TL ile 230TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 103,22TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)Davacı tarafından peşin yatırılan ve alınmasına hükmedilen 400,78TL harcın yargılama gideri olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; davalı … ….istinaf başvurusu sırasında peşin alınan 391,66TL, davalı … … AŞ’den istinaf başvurusu sırasında peşin alınan 728,93TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
5)Davacı tarafından hükümden önce yapılan 35,90TL başvurma harcı ile 99,50TL yargılama gideri ve hükümden sonra yapılan 30TL olmak üzere toplam 165,40TL yargılama giderinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2.maddesi uyarınca, tarafların haklılık oranına göre 53,21TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6)Davalı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan 45,50TL posta/tebligat gideri ile 148,60’ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 342,70TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 332/3.maddesi uyarınca, hükümden sonraki yargılama giderlerinin haklılık oranına göre taraflara yüklenmesine,
8)Davacı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9)Davalılar, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
11)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2021

….