Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2020/289 E. 2021/872 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ


KARAR TARİHİ : 18/05/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2019
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : Yönetim Kurulu Kararının İptali

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın reddine dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … kurucularından olan … üyesiyken arsa bedelini kooperatife ödediğini, …’ın … katılımcısı olmasıyla müvekkilinin de hak ve yükümlülükleriyle … katılımcısı olduğunu, bu sebeple …. bedelsiz olarak 06/11/2004 tarihli sözleşmelerle davacıya tahsis edildiğini, arsaların bir kısmının halen tahsis edilmediğini, tahsisi yapılmış olanların bir kısmının da henüz inşaat ruhsatı alınarak tesis yapılmamış olmasına rağmen, davalının 27/05/2016 tarihinde tebliğ edilen… sayılı yazısı ile tahsis edilen arsalar üzerinde tahsis tarihinden itibaren bir yıl içinde projenin hazırlanıp ruhsat alınması, 2 yıl içinde de üretime geçilmesi gerektiği hatırlatılarak 60 gün içinde yapı ruhsatı alınması, aksi takdirde arsa tahsisinin iptal edileceği uyarısında bulunulduğunu, bunun üzerine müvekkilinin proje ve ruhsat alımı çalışmalarına başladığını ancak davalının “yol kotu ve imar çapı” verilmesi, proje onayı gibi davalıdan kaynaklanan gecikmeler yaşandığını ve nihayet 19/07/2016 tarihinde başvuru yapıldığını, 23/07/2016 tarihinde de mimari projenin düzeltilmiş haliyle statik, elektrik ve mekanik projeleriyle birlikte teslim edildiğini, davalının 25/07/2016 tarih ve…. sayılı yazıyla inceleme onay sürecinin devam ettiğinin bildirildiğini, 29/07/2016 tarih ve …. sayılı yazıyla da 60 gün içinde yapı ruhsatı alınmadığı gerekçesiyle … Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 108. maddesi uyarınca müvekkiline tahsisi yapılan … tahsis işleminin iptal edildiğinin bildirildiğini, halen çok sayıda arsanın tahsis edilmemiş olduğunu, tahsisi yapılan arsaların birçoğunda da yapı kurulamadığını, yapı ruhsatı alınarak üretime başlanamadığı halde hiç bir işlem yapılmadığını, eşit işlem kurallarına aykırı olarak müvekkilinin arsa tahsis işleminin iptal edildiğini, davalının sübjektif nedenlerle işlem tesis ettiğini, müvekkilinin kooperatifin genel kurulunda yönetimin faaliyetleri hakkında eleştirilerde bulunduğunu, imar plan değişikliği yaptırma ve üyelerden yüksek miktarlı para taleplerine karşı çıktığım, bu genel kurul sonrası 60 gün süre verilerek iptal işleminin yapıldığını belirterek davacıya tahsis edilen … Ankara …. tahsisinin iptaline ilişkin 29/07/2016 tarih ve … sayılı yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava dilekçesinde ikrar ettiği gibi …’nin kurulmasından önce … üyesi olduğunu, …’ın …’nin katılımcısı olmasından sonra dava konusu gayrimenkullerin davacıya 06/11/2004 tarihinde bedelsiz olarak noter huzurunda tahsis edildiğini ve 24/11/2004 tarihli yönetim kurulu kararıyla da onandığını, tahsis hakkının davacıya verildiği tarihin üzerinden 12 yıl geçmesine ve aşamalarda tahsisin iptal edileceği yönünde yapılan uyarılara rağmen müvekkilinin 23/05/2016 tarih ve …Sayılı yazısına kadar tahsis edilen arsalara ilişkin en ufak bir çalışmasının dahi olmadığını, müvekkili kurumun bünyesinde bulunan gayrimenkullerin tahsis oranının %90’ı aşmış durumda olduğunu, süresi içerisinde üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyen katılımcılara da aynı süreç işletilerek birçok katılımcının tahsis haklarının iptal edildiğini ayrıca davacının dava dışı bir şirketle kira anlaşması yaptığı ve bu anlaşmanın uygulanması sebebiyle zarara uğradığı şeklindeki iddiasının … Uygulama Yönetmeliğinin 173. maddesinde yer alan ön şart olarak kiralanacak tesisin tapusunun alınmış olmasını aradığını, oysa davacının tapu sahibi değil tahsis hakkı sahibi olduğunu, yasal anlamda kira sözleşmesi yapma hakkının bulunmadığını, davacının halen devlet memuru olduğunu, ticaret yapmasının mevzuat uyarınca yasak olduğunu, tahsis hakkının iptaline ilişkin kararda davacının kuruma başvurarak gerekli prosedürleri tamamlaması durumunda tahsis hakkı iptal edilen parsellere ilişkin ödemelerin … Uygulama Yönetmeliği’nin geçici 6. maddesi uyarınca yapılacağının davacıya bildirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda özetle; dosya kapsamından davacının tahsis sözleşmesinde belirtilen şartları yerine getirmediği, verilen ek sürelere rağmen inşaat ruhsatını almadığı gibi ruhsat alabilmesi için gerekli belgeleri sunmadığı, eşitlik ilkesine aykırılık iddiasının da ispatlanamadığı anlaşıldığından davacının yönetmeliğin 108.maddesinde açıklanan işlemleri yerine getirmediği anlaşıldığından arsa tahsisi iptali kararının yerinde olduğu sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının doğru olmadığını, davalı tarafından verilen 60 günlük sürenin inşaat ruhsatı alınması için gerekli belgeleri tamamlamak için yeterli olmadığını, bu sürenin kötü niyetli olarak bu kadar kısa verildiğini, kendisi ile aynı durumda başka kişiler için aynı kararların alınmadığını, eşitlik ilkesine aykırı olarak işlem yapıldığını belirterek Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Arsa tahsisinin iptali koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu’nun arsa tahsisinin iptaline yönelik kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı ile 06/11/2004 tarihinde imza edilen 2 ayrı arsa tahsis sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak iptal edildiğini, bu işlemin kaldırılarak arsa tahsisinin iadesine karar verilmesini istemiş, davalı ise davacının arsa tahsis sözleşmesinde hükme bağlanan yükümlülüklerini verilen sürelere rağmen yerine getirmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup davacı vekili süresi içinde yukarıda yazılı sebeplerle istinaf isteminde bulunmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamından;taraflar arasındaki 06/11/2004 tarihli arsa tahsis sözleşmelerinin “İnşaat Başlama ve Bitirme” başlıklı 12. maddesi kapsamında “Sözleşmenin imza tarihinden itibaren A “çevresel etki değerlendirmesi yönetmeliği”nde bahsedilen faaliyetler listesinde yer alanların hazırlayacakları … raporu sonucunda “… olumlu” veya … ön araştırma raporu sonucunda “çevresel etkileri önemsizdir” kararı belgesini almaz, B- katılımcı 1 yıl içinde projesini …’ye tasdik ettirmez ve 2 yıl içinde inşaata başlamaz, C- 3 yıl içinde inşaatı bitirmez, 4 yıl içinde işletmeye açmazsa, … yukarıdaki hallerin her birini diğerinden bağımsız olarak sözleşmenin feshi ile arsayı geri almak için yeterli sebep sayar. Alıcı bu hallerde bir hak talep etmemeyi şimdiden kabul ve taahhüt eder. E- Alıcı arsa tahsis talebi ile birlikte …’ye sunduğu dosya kapsamında inşaata başlamadan, tapusunu almadan önce tesise ait projelerini …’ye ibraz ederek uygunluk vizesi almak zorundadır. F- işbu maddenin B,C,D bentlerindeki sürelerin toplamı 4 yıldır.” şeklindeki şartlar doğrultusunda davacıya arsa tahsisi yapıldığı, tahsis sözleşmesinde davacının “…” üyesi olması nedeni ile bu üyelere özgü şartlarda sözleşmenin düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu kapsamda Ankara .. …. köydeki … … sınırları içerisindeki ….parsellerin tahsisinin yapıldığı, davacının sözleşme kapsamında 12.maddenin B bendi kapsamında 1 yıl içinde projesini …’ye tasdik ettirmediği gibi toplam sözleşmedeki 4 yıllık süre içerisinde inşaat ruhsatını da almadığı, projelerini …’ye sunmadığı, davalı … tarafından Uygulama Yönetmeliği kapsamında 2 ayrı ek süre verildiği, son verilen 60 günlük ek sürenin 27/05/2016 tarihinde verildiği, bu tarih itibariyle sözleşme imza tarihinden itibaren yaklaşık 12 yıllık sürenin geçtiği, bu 60 günlük süre içerisinde ise sadece projenin sunulduğu, bu şartlar altında davalı … Yönetim Kurulu tarafından 28/07/2016 tarihinde verilen karar ile davacıya tahsis edilen…. arsa tahsislerinin iptaline ve arsa bedellerinin ödenmesine karar verildiği, bu karar üzerine de işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, her ne kadar davacı, … üyesi olması nedeniyle bu tahsisinin yapıldığını, tahsisin iptal edilemeyeceğini iddia etmişse de, taraflar arasında sözleşme bulunması nedeniyle artık taraflar arasındaki hukuki ilişkinin, sözleşme ve bu kapsamda … kanun ve yönetmelikleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte olup, … Yönetmeliği’nin 108. maddesinde kurala bağlanan koşulların gerçekleştiği, verilebilecek ek sürenin takdire bağlı olduğu, kaldı ki verilen ek süreler içinde de sözleşmenin 12. maddesi kapsamındaki eksikliklerin giderilmediği sonucuna varıldığından davalı … tarafından 28/07/2016 tarih ve … sayılı arsa tahsisinin iptaline karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 59,30TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince;Dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince; tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2021


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza